'Güvenliğimize zarar verenlerin güvenliğini yok ederiz'
'Tetikte olmak, tehditleri kaynağında izlemek ve ortadan kaldırmak... İslam İnkılabının aziz ve bilge lideri İmam Hamaney'in gölgesi altında İslam İnkılabının büyüyen yoluna güç ve kararlılıkla devam ediyoruz ve bir an bile yorgunluk hissetmiyoruz.'
İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Alirıza Tengsiri, geçtiğimiz günlerde Şiraz'daki Hazreti Ahmed bin Musa'nın (a.s) türbesinde meydana gelen tekfirci terör eylemini kınayarak şunları söyledi: 'Tetikte olmak, tehditleri kaynağında izlemek ve ortadan kaldırmak, Hürmüz Boğazı ve Fars Körfezi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak ve geliştirmek olan asli görevimizi bir an olsun ihmal etmiyoruz ve İslam İnkılabının aziz ve bilge lideri İmam Hamaney'in gölgesi altında İslam İnkılabının büyüyen yoluna güç ve kararlılıkla devam ediyoruz ve bir an bile yorgunluk hissetmiyoruz.'
General Tengsiri, İran İslam Cumhuriyetinin kahraman milletinin alçak düşmanlarının üzücü terör eylemine değinerek şu ifadelerde bulundu: 'Suikast girişiminde bulunmak, mantık eksikliğinin, söylemin zayıflığının ve düşmanın ve gücünün düşüşe yaklaştığının bir işaretidir.
Düşman, azami baskının etkili olmadığını görünce, alçakça ve umutsuzca suikastlar yapmakta, masum ve sivil insanlarımızı öldürmektedir. Elbette bu mazlum şehitlerin kanları düşmanların kirli eteklerini de saracaktır. Milletimiz daha da birleşmiş onlar ise daha rezil olmuşlardır ve bu suçun failleri elbette cezalandırılacak ve onlara kararlı ve akıllıca bir eylemle misilleme yapılacaktır.
Bugün, gayretli İran milletinin azmi, duruşu ve başarısı, düşmanları ve münafıkları korkutmuş, şaşırtmış ve büyük ölçüde hüsrana uğratmıştır. Onlar, sahte medya cephelerinin de yardımıyla yıllardır yarattıkları güç cephesinin çöküşe yaklaştığını anladılar ve kendileri yuvalarının direklerinin kırılma ve çatlama sesini diğerlerinden daha önce duydular ve gerçekten de nasıl parçalanıp yıkıldıklarını izliyorlar.'
Ancak buna karşılık olarak kırk dört yıl boyunca tüm yaptırım ve engellere rağmen büyümeyi ve ilerlemeyi başaran İran İslam Cumhuriyeti'nin muktedir ve mazlum ama güçlü sisteminin günden güne izzet ve saygınlığı arttı. Onlar Hz. Ahmed bin Musa'nın (a.s) türbesinde erkek, kadın, genç, çocuk ve yaşlı demeden onlarca masum ve mazlum ziyaretçinin şehit olmasına neden olan kör terör eylemi gibi bu mantıksız ve korkakça hareketle aziz milletimizin büyüyen hareketini, basiretli milletimize karşı küresel bir medya savaşı başlatarak durdurabileceklerini düşünüyorlar. Elbette onlara savaş alanında cevap vereceğiz. Her geçen gün güçlenme yolunda ilerliyoruz ve savaş alanında (Fars Körfezi) suçluların ve katillerin ve onların hizmetkarlarının boğazına yapışacağız.'
General Tengsiri daha sonra Al-i İmran Suresinin 139. ayetine değinerek şunları söyledi: 'Allah'a ve Allah'ın sonsuz gücüne inandığımız ve İslam ümmetinin İmamı İmam Mehdi'nin (a.f) naibi Ayetullah Hamanei'nin emrini dinlediğimiz sürece zaferler ve başarılar devam edecektir.
Sevgili gençler, ülkedeki otorite unsurlarının varlığı nedeniyle İslam İnkılabının geleceği çok parlak ve umut vericidir ve kıskanç düşmanın karalamalarından uzak bir şekilde bu ilerleme geçmişle kıyaslandığında açıkça görülebilir.
Biz daha yolun başındayız ve tüm düşmanlık ve kıskançlıklara rağmen ilk adımı başarıyla geçtik ve ikinci adıma başlıyoruz. Ancak müstekbir Batı dünyası ve işgalci Amerika artık yolun sonuna geldi. Onlar ellerinden gelen her şeyi denediler ve sonuç, İslam dünyasında çocuk öldüren ve zalim işgalci bir rejimin kurulması, korkunç boyutta cinayetlerle birinci ve ikinci dünya savaşlarının dayatılması, dünyanın mazlum ülkelerinin ve halkının kaynaklarının ve çıkarlarının sömürülmesi ve yağmalanması, dünyadaki tüm kötü diktatör ve despotun desteklenmesi, ülkelerin bilim seçkinlerinin tespit edilip rehin alınması, tüm bağımsız ve halkçı ülkelerle mücadele edilmesi, onların baskıcı teorisini kabul etmeyen herkesin ortadan kaldırılması, küresel insan haklarıyla alay edilip dalga geçilmesi, terörist grupların kurulup desteklenmesi, vekalet savaşlarının başlatılması ve bağımsız ve gelişmekte olan ülkelerde kargaşa, darbe ve isyanlar çıkarılması, uluslara yaptırım uygulanması ve onların tehdit edilmesi ve yaptıkları saldırı ve işledikleri cinayetlerden sorumlu tutulmamaları oldu.
Tıpkı İmam Humeyni'nin de şöyle buyurduğu gibi, "Biz ne zulmediyoruz ne de zulmü kabul ediyoruz" Biz onlar pişman olup yok olana kadar onların zulmüne karşı duracak ve kararlı yanıtlar vereceğiz.
Biz, şehitlerimizle verdiğimiz sözü tutuyoruz ve Yüce Allah'a güvenerek ilerliyoruz. İslam İnkılabının rüzgarı sayesinde ilerledik ve güçlendik ve daha da güçleneceğiz ve binlerce şehidin kanının ürünü olan İran İslam Cumhuriyeti'nin kutsal sisteminin kaynaklarını ve aziz halkımızın menfaatlerini koruma konusunda kimseyle şakamız yok. Kim güvenliğimize zarar verirse onun güvenliğini yok edeceğiz ve tehditleri takip ederek o tehdidin kaynağının kökünü kurutacağız.' (Ajanslar)