ABD’nin İran'a karşı yeni yaptırımları; Washington'un düşmanca yaklaşımının devamı
ABD Hazine Bakanlığı, İran'la ilişki kurma bahanesiyle yeni kişilerin isimlerini yaptırım listesine aldı.
ABD Hazine bakanlığı, Lübnan Hizbullah hareketi ve İran İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü'ne gelir sağlamak için petrol ticaretini kullanan uluslararası bir ağın üyelerini yaptırım listesine aldığını iddia etti.
ABD Hazine bakanlığı tarafından açıklanan yaptırımlar arasında 6 kişi, 17 şirket ve 11 geminin isimleri yer alıyor. Yaptırım uygulanan kişilerin İran, İsviçre, Lübnan ve Fransız vatandaşı oldukları tespit edilmiştir. ABD yaptırım listesindeki 17 şirket BAE, İsviçre, Marşal Adaları, Singapur ve Türkiye'de bulunuyor. Panama, Cibuti ve Liberya, Cook Adaları bayrağı altında yaptırım uygulanan gemiler ise bu listeye dahil edilmiştir.
ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Brian E. Nelson; "Bu yasadışı ağı yöneten insanlar, İran petrolünün kaynağını gizlemek ve uluslararası pazarlarda satmak için sahte belgeler de dahil olmak üzere bir paravan şirketler ağı ve suç taktiklerini kullanıyorlar."iddiasında bulundu.
ABD'nin İran'a yönelik yeni yaptırımları, aslında Tahran’ın petrol ihracatını ve döviz kazancı elde etmesini engellemeyi amaçlıyor. Bu yaptırımlar, ABD'nin İran'a yönelik tek taraflı yaptırımların kaldırılmasını gerektiren Bercam nükleer anlaşmasına dönme arzusunu öne süren ABD Başkanı Joe Biden'ın sözde yaklaşımına aykırıdır. İran, 40 yılı aşkın bir süredir tek taraflı ABD yaptırımları altında. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlığı döneminde ABD’nin Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilmesi ve maksimum baskı kampanyası başlatmasının ardından, İran karşıtı yaptırımların uygulanması, yeni ve eşi görülmemiş boyutlar kazandı. Washington, İran'ın ABD'nin mantıksız ve yasadışı taleplerine boyun eğmesi umuduyla İran halkına karşı en ağır yaptırımları uyguladı ve Biden yönetimine göre elbette bu tutum yenilerek başarısız oldu.
Amerika’nın şu anki başkanı Joe Biden, göreve geldiğinden beri önceki sloganlarına rağmen azami baskı kampanyasını sürdürüyor ve zaman zaman çeşitli bahanelerle İran'a yeni yaptırımlar ilan ediyor. ABD, İran'daki huzursuzlukları bahane ederek Viyana görüşmelerini resmen terk etti ve isyancılara eşlik ve destek üzerinde durdu. İran'da son dönemde yaşanan huzursuzlukların başlamasından bu yana Amerikalı yetkililer müdahaleci açıklamalar yapmakla kalmamış, İranlı yetkililere ve kurumlara yaptırımlar da uygulamış ve son çabalarında Arnavutluk ile birlikte Güvenlik Konseyi'nin gayrı resmi toplantısının düzenlenmesi yönünde adım atmıştır.
Joe Biden ayrıca Perşembe günkü son çıkışında "İran'ı özgürleştireceğiz. Endişelenmeyin, Onlar yakında kendilerini özgürleştirecekler." Bu açıklamalar, Beyaz Saray yetkililerinin İran'a yönelik tutumunun gerçek doğasını ve İran İslam Cumhuriyeti'ni zayıflatmak ve nihayetinde devirmek için sürekli gündeminde olan odaklı çabalarını göstermektedir. Bu bağlamda Washington, İran'a yönelik yeni yaptırımlar açıkladı ve İran'ın petrol ihracatına daha fazla kısıtlama getirmeye çalışarak ekonomik baskıları yoğunlaştırdı.
Biden hükümetinin, aslında Trump yönetiminin başarısız olan azami baskı politikasının devamı niteliğindeki bu kampanyası başarısızlığa mahkûmdur. Amerika'nın bir yandan sanal ortamı ve internetle ilgili yaptırımları kaldırarak, diğer yandan Tahran'a yeni yaptırımlar getirerek İran'ın içişlerine açıkça müdahale etme hedefi, İran İslam Cumhuriyeti'nin sistemini zayıflatma yönündedir.
Amerikan yaptırımlarının ve baskı araçlarının yavaşlaması nedeniyle Joe Biden, Donald Trump'ın İran'a karşı emellerini ilerletmek için kışkırtma stratejisini elbette korumacı bir jestle benimsemeyi planlıyor. İran'ın son kırk yılda ABD komplolarına karşı direnişi ve duruşu, Washington'un İran'a yönelik yıkıcı yaklaşımlarının etkisizliğinin bir göstergesidir.(Ajanslar)