"Camiam" üç maymunu oynamıştı... Hadi Özışık neden o zaman sormadı
Ne siyasetle ne gazetecilikle ilgisi olmayan, kendi alanında 20 yıl boyunca hizmet etmiş kardeşimin -tazminat dahi almaksızın- sözleşmesi feshedilmişti...
Gazeteci Hadi Özışık, geçtiğimiz gün “İlk defa sesimi yükselterek konuşuyorum” diyerek bir video yayımladı.
İktidara sitem mesajı gönderen videosunda Özışık; “Sedat Peker'le konuştum diye beni hain ilan ettiniz. Şimdi de itin kopuğun kucağına atıyorsunuz. Al, başıma ne gelse önemli değil. Öldükten sonra bir şeyler söyleriz... Ben ne yaptım size kardeşim? 60 kişinin çalıştığı İnternet Haber grubuna siz reklam ambargosu koyuyorsunuz. Ben ne yaptım ya? Kardeşim Süleyman Özışık ne yaptı? Aç, susuz 19 aydır kirada yaşıyor, kirasını ödeyemiyor. İşsiz kalmış… Ne yaptık biz, ne yaptık? İnternet Haber’e reklam gittiği zaman, ‘kesin orayı, vermeyin’ demenizin sebebi ne? Niye bize engel oluyorsunuz. Biz ne zaman ihanet içerisinde olduk?" sözlerini sarf etti.
Videoya çeşitli yorumlar yapılması üzerine Hadi Bey, videosunun bir takım kanal ve haber sitelerinde –haber sitelerinin adını da vererek- farklı yorumlandığını, sözlerinin çarpıtıldığını söyleyerek, kişisel bir maddi problem yaşamadığını ifade etti.
Her kim olursa olsun hiç kimseye içinde bulunduğu durumdan dolayı “Oh olsun, iyi olmuş” gibi yorumlar yapmam, yapılmasını da arzu etmem. Yalnız, gazeteci kimliğini taşıyan birine böyle bir video yayımlamasını da yakıştıramam. Biraz dik durabilmeli insan. Olmadı yani. Şahsen benim de zor zamanlarım oldu ama çok şükür ekranlarda ağlamadım.
Velhasıl, kendisinin de yorumları çok önemsediğini açıkçası hiç zannetmiyorum; asıl niyet ilgililere mesaj vermekti, verdi.
Benim dikkat çekmek istediğim ve birilerinin de yeni yeni -başına geldikçe- anladığı durum şu:
Hadi Bey “Biz ne yaptık size?” diyor ya... Açıkçası bu soruyu Ak Parti iktidarının son yıllarında çok soran insan oldu. Çoğu da sordukları ile kaldı, cevaplarını alamadı. Ve her şeyi izlemekle yetinen bir grup onlara şu yorumu yaptı “Yapmıştır bir şey!” Hadi Bey de "sadece izleyen" gruptan "soruyu soran" gruba transfer oldu.
İşte tüm mesele bu…
Ben bir tanesini hatırlatayım kendisine mesela; Hadi Bey’in iktidarla ve Süleyman Soylu ile arasının iyi olduğu zamanlardı. 2019 yılında İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararıyla ilgili Odatv’de yayımlanan yazımda konuyu ve kararı eleştiren sözler kaleme almıştım. Yazı yayımlandığı sıralarda kardeşimle birlikte engelli alanında hizmet eden bir dernek adına Bağcılar Belediyesi bünyesinde hizmet veriyordum. O dönem Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı idi. Kendisi uygunsuz görüntüleri sebebiyle görevden alındı.
İlahi adalet işte…
İstanbul seçimlerinin yenilenmesine itiraz eden yazım sonrasında Lokman Çağrıcı’ya gelen bir telefon üzerine kendisi mübarek Ramazan ayında yazımı gerekçe göstererek üstüne de hakaretler ederek iş akdimizi tek taraflı olarak sonlandırmıştı. Ne siyasetle ne gazetecilikle ilgisi olmayan, kendi alanında 20 yıl boyunca hizmet etmiş kardeşimin -tazminat dahi almaksızın- sözleşmesi feshedilmişti. Ve o zaman “camiam” üç maymunu oynadı. Canları sağ olsun. Bir Allah’ın kuluna telefon edip de sitem etmemişimdir.
O zamanki süreci iyi bildiği hatta içinde olduğu için kendisine tek soru sormak istiyorum. Hadi Bey; neden o zamanlarda da Süleyman Bey’e, AKP’li yetkililere ve Bağcılar Belediye Başkanı’na “Bu insanlar size ne yaptı” diye sormadınız?
Yazıya yanıt var
Ayşe Baykal’ın yazısının ardından Hadi Özışık yanıt verdi.
Özışık’ın yanıtının tamamı şöyle:
Ayşe Hanım, Yazdıklarınızı okudum.
Ve anlamlandırmaya çalıştım.
Öyle bir yazmışsınız ki, kardeşiniz sanki İnternethaber'de çalışmış ve ben tazminatsız işten atmışım. Kardeşinizin işten atıldığını, işsiz bırakıldığını, tazminatsız bir şekilde haksızlığa uğradığını bu yazınızdan öğrendim. Üzülerek ifade etmeliyim ki, kardeşinizi bahane ederek siz de işin kolayını seçmişsiniz. "Yani bir tekme de benden olsun" demişsiniz. Ayşe Hanım, Youtube kanalımda video "Benim de kalemimi kırmışlar! "Hadi Özışık'ı indirin!" başlığı ile yayımlandı.
3 milyon TL karşılığında canımın ihaleye çıkarıldığını haykırıyorum önce.
Konunun özü CAN GÜVENLİĞİM...
Ama siz dahil herkes, "Hadi Özışık ben size ne yaptım?" sorusuna takıldınız.
İNSANİ bir konuyu anlattım yaptığım yayında.
Buna rağmen siz dahil bir çok kişinin gündemi, "Hadi Özışık ben size ne yaptım?" oldu.
Videonun sadece o bölümünü kesip biçenler, siz dahil bir çok kişi tarafından "Hadi Özışık ağladı" olarak servis edildi.
Ayşe Hanım,
15-16 yıldan beri yaklaşık 60 kişinin istihdam edildiği 23 yılık İnternethaber reklam ambargosu altında.
20 yıllık AK Parti iktidarı döneminde iltimaslı olmayan, günlük 1 milyondan fazla takipçisi olan İnternethaber'e ve çalışanlarına yapılan bir haksızlığı dile getirmek, "AĞLAMAK" değil, hak aramaktır. OdaTV nasıl çalışanlarının maaşını reklam geliri ödüyorsa biz de aynen öyle yapıyoruz. Tek gelir kaynağımız REKLAM olduğu için, gizli bir elin bizi batırma girişimine karşı çığlık atıyoruz, yaptığımız onurlu bir mücadeledir AĞLAMAK değil.
Evet Hadi Özışık taraftır...
Tarafı da bellidir.
Üç kuruş uğruna saf değiştirmek, uçaktan inip otobüse binme gibi bir düşünce içerisinde değilim.
İnandığım DAVA değişmedi, değişmeyecek.
ASLA!
İnternethaber'e gelince...
Her yayın kuruluşunun bir politikası var.
Bizim de öyle...
Ve her imtiyaz sahibinin kurumunu ayakta tutmak için mücadele eder.
Ben de bunu yapıyorum. Verdiğim mücadeleyi "Ağlamak" diye yorumlamak ise bana değil, bu kurumda çalışanlara haksızlıktır.
Selamlar...(Odatv)