Batılıların ifade özgürlüğü alanındaki asılsız iddialarının yeni örneği
Çocuk koruma servisi ajanları ve polis güçlerinin bir erkek çocuğu zorla ailesinde koparma videosu Alman sosyal medyasında popüler oldu. Alman yetkililer, çocuğun ailesinin ona eşcinselliğin İslam'a aykırı olduğunu öğrettiğini iddia etti.
Çocuğun öğretmenleri, ailesinin ona eşcinselliğin İslam'da günah sayıldığını öğrettiğini öğrendi. Daha sonra onu götürmesi için polisi arayan Çocuk Esirgeme Hizmetlerine bildirdiler. Bu çocuk Alman hükümetinin himayesinde ve birileri tarafından bakılmak üzere yetim çocukların kaldığı merkezlere gidecek.
Film birçok izleyenin öfkesine sebep olurken, olayı kınayanlar yorum kısmında bunun yasaların savunduğu din özgürlüğü gibi temel özgürlüklere aykırı olduğunu yazdılar. Üstelik filmde çocuğun ailesinden ayrılmak istemediği ve görevlilerden kurtulmaya çalıştığı da açıkça görülüyor.
Bu olayın benzeri daha önce de İsveç’te de yaşandı. Muslim Skeptic merkezi, İsveç ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin Müslüman çocukları hedef alarak ailelerinden alıp yetimhanelere göndermeyi planladığını duyurdu.
Alman hükümetinin eşcinsellik karşıtı öğretileri bahane ederek Müslüman bir ailenin çocuğunu zorla ayırma eylemi, Batılıların ifade özgürlüğü konusundaki çifte standartları ve aynı zamanda liberal öğretiler biçimindeki ideolojik önyargıların bir işareti ve Batılıların inançlarına asalet kazandırmanın bir işaretidir.
Almanya gibi Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere Batı'nın ifade özgürlüğü konusundaki çifte standartlarına bakıldığında, bu konunun ancak İslamofobi ve İslam karşıtlığı ve Müslümanların kutsal varlıklarına hakaret dahil, Batı'nın istediği konuları sorgularken ve aşağılarken geçerli olduğu görülmektedir.
Avrupa hükümetleri açısından kutsal ve sorgulanamaz konular olarak kabul edilen Holokost ve eşcinsellik gibi diğer durumlarda, alışılmadık veya yetkisiz bir tavır sergileyen kişilere şiddetle tepki gösterilecek ve kovuşturma yapılacaktır.
Hal bu ki, Almanya da dahil olmak üzere Batı ülkelerinde ifade özgürlüğü bahanesiyle İslam'a ve Resulullah -saa- ve Kur'an-ı Kerim gibi İslami kutsallara hakaret ve aşağılamaya izin verilmekte ve bu ülkelerin hükümetleri ve yasaları, aşırı sağcılar da dahil olmak üzere İslam karşıtlarını destekliyor. Bu nedenle son yıllarda Avrupa ülkelerinde İslam karşıtlığı ve Müslümanlara yönelik şiddet eğilimi artmıştır.
Bu bağlamda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un doğrudan desteğiyle, mizah dergisi Charlie Hebdo'da Resulullah’a -saa- hakaret içeren karikatürlerin sık sık yayınlanmasından söz edebiliriz. Son dönemde yaşanan bir diğer vaka da, Danimarka ve İsveç hükümetlerinin, aşırı sağcı "Hard Line" adlı grubun lideri "Rasmus Paludin"e, İslami kutsallara hakaret ve Kur'an-ı Kerim’i yakarak Müslümanları aşağılama eylemidir. Tüm bu eylemler sözde ifade özgürlüğü ve Avrupa hükümetlerinin ifade özgürlüğün koruma iddiası ile yaşanıyor.(Ajanslar)