Irak’ta Federalizm tasfiye ediliyor
Irak’ta Barzani yönetiminin başarısızlığı sonrasında federalizmin tasfiyesine başlandı. Her fırsatta Suriye’de ve Türkiye’de “öz yönetim” çığırtkanlığı yapan terör örgütü PKK için ders niteliğindeki olayı bizzat Amerikalılar yazdı.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin başarısızlığı, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşu Wilson Merkezi’nin gündeminde.
Marina Ottaway imzası taşıyan makaleyi Odatv çevirdi:
Federalizmin çöküşü
Irak’ta federalizm tasfiye ediliyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) bir miktar özerklik uyguladı, ancak başarısız bağımsızlık girişiminin ardından Bağdat yönetimi ayrıcalıklarını geri almaya başladı.
Merkezîleşme, Orta Doğu devletleri için norm olabilir, ancak yönettikleri çoğulcu toplumlarda anlaşmazlıklara neden oluyor.
ABD’nin Irak’ı işgalinin olumlu miraslarından biri, ülkeye federalizmin getirilmesiydi. Ancak Bağdat’ın, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin özerkliğini zayıflatması ve her şeyden önce onu başlıca bağımsız gelir kaynaklarından mahrum bırakması nedeniyle, bu miras şimdi parçalanıyor.
Amerikan işgal anayasası
ABD, Irak’ı işgali sırasında 2005 Anayasası’nın yazılmasında önemli bir rol oynadı.
Belge alelacele hazırlandı ve kesinlikle Iraklılar arasında ülke için neyin en iyi olduğu konusunda bir fikir birliğini, hatta bir uzlaşmayı temsil etmiyordu.
Bunun sonucunda birçok sorun çözümsüz kaldı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin mali özerkliği her zaman zayıftı. Sorun, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin zengin petrol ve gaz rezervleri üzerindeki kontrole ve daha az ölçüde, komşu ülkelerden, en önemlisi Türkiye’den Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yapılan ithalat üzerindeki gümrük vergilerinin Irak’taki merkezi yönetimin kontrolüne bağlı olmasıydı.
Irak Temsilciler Konseyi, kimin sözleşme imzalama ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden petrol ve gaz ihraç etme hakkına sahip olduğu da dâhil olmak üzere, petrol rezervlerinin yönetimi konusunda federal hükûmet ve KBY’nin yetkilerini netleştiren bir hidrokarbon yasasını hiçbir zaman kabul etmedi.
Barzani başına buyruk hareket etti
Federal bir yasanın yokluğunda KBY Ağustos 2007’de kendi hidrokarbon yasasını kabul etti. Yasa, hidrokarbon yönetiminin hem federal hem de bölgesel hükûmetlerin sorumluluğunda olduğu şeklindeki anayasada belirtilen ilkeleri kabul etti ancak bölgesel hükûmete, sözleşmelerin imzalanması ve petrol satışları da dâhil olmak üzere, federal hükûmetin kabul etmeye istekli olduğundan daha kapsamlı yetki verdi.
Anlaşmazlığa rağmen, KBY uluslararası petrol şirketleriyle sözleşmeler imzalamaya ve petrol sahalarını Türkiye-Irak-KYB sınırındaki Fişhabur kasabasından Türkiye’nin Ceyhan limanına giden bir Türk boru hattına bağlayan yeni bir boru hattı aracılığıyla petrol ihraç etmeye devam etti. Bağdat’ın devam eden muhalefeti, Kürt petrolünün çoğunun indirimli satılması, gemilerin ara sıra denizde mahsur kalması ve petrolü boşaltamaması anlamına geliyordu.
Uluslararası mahkeme Irak’ı haklı buldu
KBY ve Bağdat, Kürt petrolünün satışı konusunda sonu gelmeyen pazarlıklar yaptı ve KBY, Irak Petrol Pazarlama Şirketine (SOMO) ve Irak’a öngörülen miktarda petrol sağlamayı taahhüt etti. Anlaşmalar hiçbir zaman uzun sürmedi ve kalıcı bir başarı olmaksızın sürekli olarak yeniden müzakere edildi. Şubat 2022’de, Irak Yüksek Federal Mahkemesi, KBY’nin 2007 Petrol ve Gaz Yasası’nın, merkezi yönetim anayasasına aykırı olduğuna ve KBY’nin ürettiği tüm petrolü SOMO’ya teslim etmesi gerektiğine karar verdi.
KBY kararı protesto etti. Ancak Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Irak yönetiminin başvurusu üzerine Türkiye’yi, KBY ile yaptığı petrol sevkiyatı anlaşmasından dolayı tazminat cezasına çarptırdı. Uluslararası Tahkim Mahkemesinin verdiği tazminat kararı, Bağdat’ın, KBY’nin kontrolündeki topraklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz üzerindeki yetkisini tanımaktadır. Bu nedenle, hâlen Kuzey Irak’tan Türkiye’ye petrol ihracatı yapılamamaktadır.
Petrolün sahibi artık Barzani değil
Konunun ayrıntıları son derece kafa karıştırıcı olsa da en önemli sonuç, KYB’nin özerkliğini anlamlı kılabilecek tek varlık olan petrolünün kontrolünü kaybettiğidir. Irak federalizminin yavaş yavaş tasfiyesi, KYB’ye ciddi bir darbedir. Aynı zamanda ABD’nin tüm Arap devletlerini etkileyen merkezîleşmeyi dizginleme girişimine de bir darbedir. Bu tür bir merkezîleşme, tüm toplumların etnik ve mezhepsel farklılıklara sahip olduğu Orta Doğu’da çatışmaların alevlenmesini teşvik edebilir.(Odatv)