Sudan’da iç savaş tırmanıyor: Karşılıklı suçlamalar ve artan çatışmalar!
Başkent Hartum’un güneyinde bulunan Zırhlı Kolordu Karargahı’nda art arda dördüncü gün devam eden çatışmalar giderek şiddetleniyor.
Çatışmanın iki tarafı, yani Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çelişkili açıklamalar yapılıyor. Her iki taraf da kampın kontrolünü talep ederken, şu ana kadar açık görünen şey, savaşın her iki tarafın lehine de tamamen sonuçlanmadığı.
HDK Salı günü, bazı yerleşim bölgeleri dışında karargahın büyük bir kısmı üzerindeki kontrolü ele geçirdiğini yineledi. Sudan ordusu da kuvvetlerinin şu anda Zırhlı Kolordu Karargahı’nın tam kontrolünü ele geçirdiğini ve her türlü yeni girişime karşı koymaya hazır olduğunu açıkladı.
ordu ile HDK arasında Zırhlı Kolordu çevresinde çatışmalar yeniden başladı ve iki taraf arasında karşılıklı hava ve topçu bombardımanı sonucu şiddetli patlamalar duyuldu. Her iki taraf da kamp üzerindeki kontrollerini teyit etmek için sosyal medya hesapları üzerinden videolar yayınladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları, “Sudan ordusu, Zırhlı Kolordu yakınındaki yerleşim alanlarında HDK’nin konuşlandığı yerlere hava saldırıları düzenledi ve askeri alan çevresinde yoğun dumanlar yükseldi” ifadelerini kullandılar. Görgü tanıkları ayrıca, Zırhlı Kolordu kampında iki taraf arasında devam eden çatışmalara rağmen bugünün önceki günlere göre daha sakin olduğunu kaydettiler.
Karşılıklı suçlamalar
Sudan’da savaşan ordu ve HDK, karşılıklı olarak birbirlerini ‘başta mahkumlar ve çocuklar olmak üzere insan haklarını ihlal etmekle’ suçluyor. Sudan ordusu, güney Hartum’daki Zırhlı Kolordu karargâhına ve mühimmat fabrikasına düzenlediği saldırıda HDK saflarında çok sayıda genç ve çocuk bulduğunu söylerken, HDK ise Zırhlı Kolordu karargâhında tutulan sivil mahkumları bulduğunu, bunların bir kısmının dört ay boyunca açlık ve işkenceye maruz kaldığını söylüyor. HDK ayrıca sosyal medya hesapları üzerinden bu mahkumların videolarını ve orduya karşı sarfettikleri ifadelerini yayınladı.
Sudan ordusu tarafından geçtiğimiz Pazartesi günü yapılan açıklamada, HDK ‘isyancı’ olarak nitelendirilerek onların bu savaşta çok büyük kayıplar verdiği vurgulandı.
Askeri kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, ordunun, Zırhlı Kolordu çatışmasında HDK saflarında savaşan yüzlerce çocuğu yakaladığını, diğerlerinin ise şiddetli çatışmalarda öldürüldüğünü doğruladı. Çocukların ilk kez savaşa katılmadığı ancak Zırhlı Kolordu’yla yapılan savaşa çok sayıda çocuğun katıldığı kaydedildi. Kaynaklar, çatışmaların devam etmesinin, savaşa katılan çocukların sayısının kesin olarak belirlenmesini geciktirdiğine dikkat çekti.
Ordu mahkumları
HDK, açlık nedeniyle bir deri bir kemik kalmış görünen onlarca sivilin vücutlarında açık işkence izlerinin bulunduğu geniş çaplı videolar yayınladı. İçlerinden adeta kaburgaları derisinden dışarı çıkan biri, sırf ‘lider’ dediği kişinin evinin yakınında yaşadığı için yaklaşık 4 ay süren ağır işkenceye ve açlığa maruz kaldığını söyledi. Bir diğeri ise HDK ‘istihbaratında’ çalışmakla suçlandığını ifade etti.
Videolarda, bazılarına göre açlıktan ya da HDK’ye mensup olduklarını itiraf ettirmek için maruz kaldıkları aşırı işkenceden dolayı oturamayan kişilerin fotoğrafları yer alıyordu. Bazı mahkumlar ağır yaralanma belirtileri gösterirken, HDK bunu ‘mahkûm haklarının ihlali’ olarak tanımladı.
Pek çok sivil, hiçbir delil olmaksızın şu ya da bu tarafa mensup oldukları yönünde suçlamalarla karşı karşıya kalıyor ve kendilerine yöneltilen suçlamaları itiraf ettirmek için işkence görüyor. Ordu tarafından HDK’ye bağlı olduğu belirtilen siviller casus ilan ediliyor. HDK mensuplarının da orduya mensup sivilleri tutukladığı görülürken tutuklananların akıbetiyse bilinmiyor.
Darfur Barosu bir açıklama yaparak, birkaç gün önce Zırhlı Kolordu karargahına yapılan saldırı sırasında çatışmalara katılan HDK üniforması giyen çocukların bulunduğunu belirtti. Açıklamada, “On beş yaşın altındaki çocukların askere alınması, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası anlaşma ve normlara uygun olarak yasaktır” denildi.
Çocuklar
Çocukların askere alımına ilişkin suçlamalar yalnızca HDK ile sınırlı değil. Gözlemcilerin raporlarında, ordu komutanının çağrısıyla binlerce kişinin katıldığı seferberlik operasyonlarının çocukları da kapsadığı belirtiliyor. Bu, on sekiz yaşın altındaki çocukların çatışmalarda kullanılmasını yasaklayan bir başka insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ihlali olarak görülüyor.
Ancak Sudan Ordusu İnsan Hakları Dairesi Başkanı ve Çocuk Hakları Birimi Müdürü Tuğgeneral Mutaz Fadl, ordu saflarında savaşan çocukların varlığını yalanladı ve silahlı kuvvetlerin askere alım konusunda katı koşullar getirdiğini yineledi. Fadl, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Silahlı Kuvvetler Kanunu’nun askere alma veya atamanın genel şartlarına ilişkin 13’üncü maddesi, genel esasların 7’nci maddesi ve aynı kanunun 175’inci maddesi çocukların askere alınmasını yasaklamakta olup, bunu ihlal edenler hizmetten ihraç ve 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılacaktır.”
Tuğgeneral Fadl, ordunun 2010 tarihli Sudan Çocuk Yasası’na ve ilgili uluslararası anlaşmalara bağlılığını ve ayrıca bu yasada insan hakları biriminin bulunduğunu kaydetti. Fadl ayrıca, Ulusal Çocuk Refahı Konseyi gibi ulusal düzeyde ve UNICEF ve Save the Children International gibi uluslararası düzeyde çocuk koruma mekanizmalarıyla iş birliği yaptıklarını belirtti.
Nisan ayı ortasında ordu ile HDK arasında savaşın başlamasından bu yana milyonlarca Sudanlı birçok insan hakkı ihlaliyle karşı karşıya kaldı. HDK, sivillerin yaşadığı mahalle ve evlere sığınıp, burada yaşayanları canlı kalkan olarak kullanırken, ordu da bu mahalleleri bombalıyor. Aylardır süren çatışmalarda ağır can ve mal kayıpları yaşandı.
İnsan hakları ve insani yardım kuruluşları, kimliğe göre işlenen cinayet ve tutuklamalara ilişkin raporlar yayınlıyor. Bunlar arasında Batı Darfur eyaleti valisinin öldürülmesi ve ülkenin bazı eyaletlerinde çok sayıda altın arayıcısının HDK’den oldukları iddiasıyla tutuklanması da vardı. HDK aynı zamanda yaygın cinsel istismar ve tecavüz suçlamalarıyla da karşı karşıya. Her iki taraf da aktivistlerin ve Birleşmiş Milletler (BM) dahil insan hakları örgütlerinin kendisine yönelttiği suçlamaları reddediyor.(Independent)