İdlib’de cihatçı saldırıları neden arttı? ABD’li senatörlerin Halep kırsalında işi ne?
Son haftalarda, İdlib’deki ‘gerginliği azaltma bölgeleri’nde cihatçıların Suriye ordusuna yönelik saldırılarında artış gözlemleniyor. En son El Malaha köyü, HTŞ (eski adı Nusra, El-Kaide'nin Suriye kolu) ve Ensar el-Tevhid'in saldırısına uğramıştı.
Son olarak İdlib’in güney kırsalındaki El Malaha köyü, Heyet Tahrir’uş Şam (HTŞ) ile birlikte ‘El Fetih El Mubin Operasyon Odası’nda birlikte hareket eden Ensar el-Tevhid grubunun saldırısına uğradı. Suriye ordusunun da karşılık verdiği saldırıların nihai olarak başarısızlığa uğradı.
Lübnan’dan yayın yapan El Ahbar gazetesine konuşan kaynaklar, saldırının zamanlamasının HTŞ’nin iç gerilimleri ile benzer döneme denk geldiğine dikkat çekiyorlar. Örgütün lideri Ebu Muhammed el-Culani, sadece HTŞ’de değil, uluslararası El Kaide şebekesinde de önemli bir yer tutan bazı isimleri tasfiye etmeye çalışıyor. Tasfiye edilmek istenenler arasındaki en yüksek profilli isim, Iraklı Ebu Mariya el-Kahtani.
Cihatçı saldırılarında bir başka dikkat çekici nokta, önceki haftalarda Rusya ve Suriye hava kuvvetlerine mensup uçakların geçen hafta HTŞ kontrolündeki bölgelere yönelik bombardımanı yoğunlaştırması. Bu bombardımanlarda insansız hava araçlarının yapıldığı bir merkez, bir eğitim merkezi ve bir askeri komuta noktası imha edildi.
Saldırının tek taraflı olarak Ensar el-Tevhid tarafından ve HTŞ ile planlanmadan gerçekleştirildiği söylentileri yayılmış olsa da, El Ahbar’a konuşan kaynaklar saldırının iki örgüt tarafından ortaklaşa gerçekleştirildiğini belirtiyorlar. İddiaya göre HTŞ militanları komşu köy Hazarin’i bombaladı ama Suriye ordusu saldırıyı püskürtmeyi başardı.
Son saldırının başarısızlığına ve Suriye ordusunun buna verdiği şiddetli karşılığa rağmen, saha kaynakları El Ahbar’a verdikleri demeçte bu tür saldırıların önümüzdeki dönemde tırmanmaya aday olduğunu ve HTŞ’nin kontrol ettiği bölgedeki gruplara liderlik etmek için yürüttüğü ‘sürekli tırmandırma’ girişiminin bir parçası olduğunu düşünüyorlar. İddiaya göre bu gruplar, Suriye ordusuyla savaşıyor ve sahada kendilerine büyük mali destek sağlayan gruplarla anlaşmalar yaptıktan sonra Halep kırsalındaki bölgeleri ele geçirme sürecine hazırlık yapıyor.
Aynı şekilde kaynaklar gerilimin tırmanmasını, ‘HTŞ’nin ilk etapta kendisini hedef aldığına inandığı Şam ile Ankara arasındaki normalleşme yolunda herhangi bir ilerlemeye darbe vurma girişimi’ olarak nitelendiriyorlar.
Devam eden saldırılar, Culani’nin kendisini ‘muhalefet lideri’ olarak pazarlaması için bir fırsat teşkil ederken, El Ahbar’a göre, Türkiye’nin ‘terörist’ sayılan grupları izole etme ve Halep-Lazkiye yolunu (M4) açma konusundaki devam eden başarısızlığı ışığında, Suriye ordusunun gerçekleştirebileceği bir askeri operasyon için kapıyı ardına kadar açıyor. Suriye ordusunun yaklaşık üç yıl önce Halep-Şam (M5) yolunu askeri yoldan açtığı akılda tutulduğunda, M4 için de benzer bir senaryonun devreye sokulabileceğine işaret ediyor. Özellikle son iki ay içinde İdlib ve Hama kırsalına büyük askeri takviyeler getirdiği düşünüldüğünde bu senaryo akla yatkın görünüyor.
Amerikan senatörler Halep kırsalında
Öte yandan, buna paralel olarak ABD Kongresi’nden bir heyet Halep’in kuzey kırsalındaki bölgeleri ziyaret etti ve Suriye Müzakere Komitesi Başkanı Bedir Camus’un da katılımıyla Suriye’nin kuzeybatısındaki kamplardan birini yaklaşık bir buçuk saat boyunca gezdi. Tur sırasında üç Kongre üyesi, French Hill, Ben Klein ve Scott Fitzgerald, Şam’ın kontrolü dışındaki bölgedeki Amerikan varlığını gözden geçirdi. El Ahbar, bu ziyareti, yıllar önce senatör John McCain’in Türkiye ile işbirliği içinde Suriyeli silahlı grupları eğitmeye yönelik bir Amerikan projesinin başlatılmasına paralel olarak Suriye’ye yaptığı ziyarete benzetiyor.
Habere göre, geçtiğimiz yıllarda Amerikan siyasetinde bir ‘lobi’ oluşturan Suriye kökenli Amerikalı grupların koordinasyonunda gerçekleşen ziyaret, Suriye kökenli Amerikalı işadamlarının ‘Sezar Yasası’nın istisnalarından faydalanmak üzere ekonomik projeler yapmak için daha önce yaptıkları tekliflere yeniden kapı açtı.
Gazete göre bu projeler, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgeler ile Halep kırsalındaki bölgeleri içeriyor ve ABD’nin SDG ile Halep kırsalını kontrol eden Türkiye destekli ‘Suriye Milli Ordusu’ bağlantılı gruplar arasındaki kapalı kapıları açmaya yönelik girişimleri bağlamında kurgulanıyor. Bu girişimler şu ana kadar Türkiye tarafından kesin bir şekilde reddedildi. ABD’nin hedefi, Şam’ın kontrolünde olmayan kuzey bölgelerini birleştirmek.
El Ahbar, ziyaretin ‘muhalif koalisyon’un zayıfladığı bir döneme denk geldiğinin de altını çiziyor. Habere göre Halep’in kuzeyindeki bölgede, Ankara’ya yüklenen güvenlik ve ekonomik yükleri azaltmak için bir ‘Türk valisine’ bağlamayı amaçlayan bir proje çerçevesinde ortaya atılan ‘yerel komiteler’, ‘geçici hükümet’ ve ‘müzakere heyeti’, uluslararası tanınırlığa sahip ‘koalisyonun’ yerini almaya başlıyor. (marbuta)