Siyonist İsrail'in BM’ye katılması ve Türkiye'nin rolü
İsrail Devleti'nin, "Birleşmiş Milletler Sözleşmesini koşulsuz kabul ettiği ve Birleşmiş Milletler üyesi olduğu günden başlayarak onlara saygı göstereceğini" ilan etmiştir!..
Siyonist İsrail sorunu yirminci yüzyıl boyunca Ortadoğu’nun siyasetine yön veren önemli konuların başında gelmektedir. İsrail devletinin kurulduğu 1948’den günümüze bölgede çatışma ve istikrarsızlık devam ede gelmiştir. İsrail’in işgal ve genişleme politikası sadece Filistin topraklarıyla sınırlı değildir ve çevre ülkeleri de tehdit etmektedir. Öte yandan Batılı devletler İsrail’i koruma bahanesiyle Ortadoğu üzerinde bir hegemonya kurmayı hedeflemekte ve İsrail devleti ileri bir karakol görevi yapmaktadır.
Ayrıca Siyonizm düşüncesi Yahudilik gibi Hıristiyanlığı da ilgilendiren bir olgu olarak yüzyıllar boyunca varolagemiştir. Bu olgu, Hz. İsa’nın yeryüzünde hükümdar olacağı bin yıllık dönemi (Millennium) ifade etmektedir. Hz. İsa’nın gelişi ise Yahudilerin Filistin’e geri dönüşleriyle mümkün olacaktır. Bununla birlikte bir politik hareket şeklinde beliren Siyonizm düşüncesi 19. yüzyıla has bir durumdur.
29 Kasım 1947’de İsrail’in kurulmasını hazırlayan Birleşmiş Milletler (BM)’in “Taksim” kararı sonucu İngilizler kuvvetlerini çekmiş, 14 Mayıs 1948’de Yahudi Ulusal Konseyi İsrail Devleti’nin resmen kurulduğunu ilan etmiştir. BM’deki oylamada ABD ve Sovyet Rusya İsrail lehine oy kullanırken, Türkiye ve Arap Devletleri aleyhte oy kullanmıştı. İsrail’in saldırgan ve yayılmacı politikası üzerine Arap birlikleri Filistin’e girmiş ancak BM araya girerek 11 Haziran 1948’de ateşkes imzalamıştır. Arap-İsrail Savaşı sonrası yapılan antlaşmada İsrail, taksim edilen topraklardan daha fazla yer almıştır. Batı’nın desteğini sağlayamayan Türkiye, İsrail’in kurulmasına sözde karşı çıksa da dış politikadaki dengeler, İsrail karşıtı politikasını değiştirmiştir. İsmet İnönü'nün en büyük yüz kızartıcı eylemlerinden birisi sayılan ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarda olduğu sırada Hasan Saka başbakanlığında Türkiye, on bir ay sonra İsrail’i fiilen tanıdığını Türk kamuoyuna duyurmuştur.
İsrail’in tanınması süreciyle ilgili resmî açıklama Dış İşleri Bakanı Necmeddin Sadık Sadak tarafından yapılmıştır. Sadak 8 Şubat 1949’da Anadolu Ajansına verdiği bir demeçte:
“İsrail devleti bir vakıadır. Otuzdan fazla devlet tanımıştır. Arap temsilcileri de İsrail temsilcileriyle konuşmaktadırlar. Türkiye'ye gelince, Uzlaştırma Komisyonunda vazifemizi daha iyi görebilmek için bugünkü durumumuzu değiştirmemeği daha faydalı buluyoruz”
demişti. Bu açıklamanın ardından Birleşmiş Milletler Filistin Uzlaşma Komisyonu (BMFUK) Türkiye temsilcisi Hüseyin Cahit Yalçın, 5 Mart 1949 tarihindeki:
“Türkiye’nin İsrail’i tanıması hususu, hükümetimizin bileceği bir iştir. Fakat bu, ilerde mutlaka tahakkuk edecektir. Zira bütün dünya devletleri, İsrail’i tanımaya başlamışlardır”
sözleri İsrail devletinin resmen tanınmasını işaret etmiştir. Nihayet 28 Mart 1949’da Türkiye İsrail’i tanıyan tek Müslüman devlet olarak tarihe geçmiştir. Türkiye’nin bu tutumu Arapların nezdinde “Türkiye’nin İslam’a ve Araplara sırtını döndüğü” şeklinde görülmüştür.
* * *
Peki, Siyonist Rejim Hangi Şartlar ve Verilenle Sözlerle Kabul Edildi
Birleşmiş Millerler Raporu
11 Mayıs 1949
"Genel Sekreterin İsrail’in Birleşmiş Milletlere üyelik için yaptığı başvurusuyla ilgili raporu alınarak,
Güvenlik Konseyinin İsrail’in barışsever bir ülke olduğu ve Sözleşmenin içerdiği zorunlulukları yerine getirmeye istekli ve muktedir olduğu değerlendirmesi dikkate alınarak,
Güvenlik Konseyinin Genel Kurula İsrail’in Birleşmiş Milletleri üye olarak kabul etmesini tavsiye etmesi dikkate alınarak,
İsrail devletinin, ≪Birleşmiş Milletler Sözleşmesini koşulsuz kabul ettiği ve Birleşmiş Milletler üyesi olduğu günden başlayarak onlara saygı göstereceğini≫ ilan etmesi de dikkate alınarak,
29 Kasım 1947 (bölünme) kararım ve 11 Aralık 1948 (mültecilerin yurda dönmesi) kararını anımsayarak ve İsrail Hükûmeti temsilcilerinin söz konusu kararların uygulanması yolunda Ad Hoc Siyasal Komiteye yaptığı açıklamaları ve ifadesini dikkate alarak.
Genel Kurul,
1. İsrail’in barışsever bir ülke olduğuna ve Sözleşmenin içerdiği zorunlulukları yerine getirmeye istekli ve muktedir olduğuna karar verir,
2. İsrail’in Birleşmiş Milletlere üye olmasına karar verir."
Lehte 37, aleyhte 12 (Irak, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, Suriye ve Yemen dâhil), çekimser 9 (Birleşik Krallık dâhil.)
* * *
Gazze'de yaşanan insanlık dramı her geçen gün derinleşiyor. İsrail'in zulmü dünyadan tepki görüyor. İsrail'i devlet olarak tanımayan ülkeler ise merak ediliyor. Hangi ülkeler İsrail'i tanımıyor? Hangi ülkeler İsrail pasaportunu kabul etmiyor?
Peki, İsrail'i Devlet Olarak Tanımayan Ülkeler Hangileri
Afganistan, Cezayir, Bangladeş, Bhutan, Brunei, Komorlar, Cibuti, Gine, Kuzey Kore, Malezya, Mali, Fas, Nijer, Umman, Katar, Kuveyt, Lübnan, Libya, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus ve Yemen İsrail pasaportlarını kabul etmez.
Çad şu anda İsrail'i tanımamaktadır.
Küba Eylül 1973'te İsrail'i tanımayı bıraktı, şimdiki hükümet de tanımamaktadır.
Endonezya'ya yalnızca Göçmen Bürosunun daveti ile gidilebilir. Genel İsrail vatandaşlarının Endonezya'ya girmesi yasaktır.
Irak Devleti İsrail’i tanımamaktadır ama Amerika’nın tanıdığı ve Defacto olarak kabul ettiği Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tanımaktadır.
İran: İslam Devrimi öncesi devrik Şah Rıza Pehlevî zamanında Birleşmiş Milletler’in ayırma planında karşı oy kullanmış lakin İsrail'i tanımış, ama İsrail'in Birleşmiş Milletlere üyeliğinde de karşı oy kullanmıştır. İsrail pasaportlarını kabul etmez. Yine İran İslam Cumhuriyeti 1979 İslam Devrimi sırasında Siyonist rejim konsolosluğunu ve Amerikan elçiliklerini kapatmıştır.
Venezuela ise 2009 senesinde aldığı kararla Siyonist rejim konsolosluğunu kapatmıştır.
Pakistan: İsrail pasaportlarını kabul etmez ve Pakistan pasaportlarının da İsrail'e seyahatte geçerliliği yoktur.
Birleşik Arap Emirlikleri: İsrail pasaportlarını sadece aktarmalarda kabul eder, kabul izni yoktur ama hâlihazırda durum daha farklı bir şekle bürünmüştür.
Siyonist Rejimi tanıyan Müslüman ülkeler: Azerbaycan, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Arnavutluk, Fildişi Sahili, Mısır, Eritre, Gambiya, Gine-Bissau, Ürdün, Kazakistan, Kırgızistan, Moritanya, Senegal, Güney Sudan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri.
İsrail’i tanımayan Müslüman ülkeler: Afganistan, Cezayir, Bangladeş, Brunei, Çad, Komorlar, Cibuti, Gine, Endonezya, İran, Irak, Kuveyt, Lübnan, Libya, Malezya, Mali, Fas, Nijer, Umman, Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus ve Yemen.(EHLADER)