Abramoviç'in parası (Chelsea satışı) İsrail'e mi, Türkiye'ye mi gidecek?
İngiliz Chelsea kulübünün satışından elde edilen gelirin nereye harcanacağı yönündeki çelişkili iddiaların Abramoviç'ten mi yoksa İsrail'den mi kaynaklandığına dair belirsizlik nedeniyle İngiliz yetkililer bankadaki paraya el koydu.
Telegraph Sport'un haberine göre, Roman Abramoviç'in 2,34 milyar sterlin değerindeki Chelsea'nin satışından elde edilen fonun Ukrayna yerine İsrail'e yönlendirilmesi önerisi, 7 Ekim'den sonra gündeme geldi.
Abramoviç, Vladimir Putin'le bağlantılı olduğu iddiasıyla yaptırımlarla karşılaşmadan sekiz gün önce, Chelsea'yi geçen yıl 2 Mart'ta satışa çıkardıktan sonra ilk olarak "tüm Ukrayna savaş mağdurları" için BM'ye söz vermişti.
Ancak, Birleşik Krallık'ın yalnızca Ukrayna sınırları içinde harcanması yönündeki ısrarı nedeniyle dondurulan hesaptaki devasa fona dokunulmadığından, varlıkları için özel olarak alternatif teklifler gündeme getirildi.
Görüşmelere yakın kaynaklar, parayı İsrail'de harcama fikrinin Abramovich'in kendisi tarafından mı, yoksa kendisine 2018'de vatandaşlık verilen İsrail tarafından mı ortaya atıldığı konusunda karşıt görüşler sunuyor.
İngiltere'nin pozisyonunu bilen gazeteye yakın kaynaklar, Moskova'nın karşı çıkma ihtimali nedeniyle, fonun neden 18 ay sonra bloke edilmiş bir Londra bankasının hesabında belirsizlik içinde kaldığını açıkladığını açıkladı.
Aynı kaynaklar mevcut çıkmaz hakkında şunları söyledi:
"Abramoviç, parasını Ukrayna'da harcadığı için Rusya'nın aşağılanmasını istemiyor."
"Paralar İsrail’e gidecekti, İngiltere itiraz etti"
Abramoviç'in, 7 Ekim'den sonra parayı İsrail lehine kullanma ihtimalinin yanı sıra, yakın zamanda bağlantılarının bulunduğu Türkiye'deki 6 Şubat depremi mağdurlarına yardım seçeneğini de masaya yatırdığı iddia edildi.
Diğer kaynaklar, İsrail'in planla ilgili tartışmalara öncülük ettiğini ve Abramoviç'in bu konuda hiçbir bilgisinin olmadığını söylüyor. Görüşmelere yakın başka bir isim, "Böyle bir resmi talep yok" dedi.
İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan aynı kaynak şunları ekledi:
"İsraillilerin resmi ziyaretleri sırasında, Abromoviç İsrail'de çok büyük bir bağışçı olduğundan, İngiltere'ye sadece Chelsea için değil, kendisine ait herhangi bir varlık için lisans vermeyi düşünüp düşünmeyeceklerini sorduklarını biliyorum. İsrail'in yeniden inşası için bağışlanacak. Fonlar, İsrail'in güneyindeki insani amaçlara yönelik harcamalar için tahsis edilecekti. Anladığım kadarıyla Birleşik Krallık Hükümeti İsrail'e kesin bir hayır demiş" dedi.
Abromoviç-İsrail ilişkileri
Geçen yıl yaptırım uygulanmadan önce Abramoviç'in İsrail'le bağları giderek yakınlaşıyordu. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı öncesinde imzalanan projelerden biri, İsrail'in güneyinde Holokost kurbanı olan Litvanyalı Yahudilere adanan bir ormanın dikilmesine fon sağlamaktı.
Abramoviç'in Litvanya'daki aile geçmişine ilişkin raporlar eksik. Ancak ebeveynleri ve akrabalarının bu ülkeden geldikleri, ancak 1941'deki Sovyet işgali sırasında Sibirya'ya sürüldükleri biliniyor.
Tarihin en büyük insani bağışı
Chelsea fonlarının Ukrayna ile ilgisi olmayan amaçlar için kullanılması yönündeki ani teklif, Hükümetin tarihteki en büyük insani bağışı imzalamaktan ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.
Kulübün satışı tamamen İngiltere'nin yetkisi dahilinde olmasına rağmen, bakanlar Mayıs ayında Avrupa Komisyonu ile paranın "özellikle" Ukrayna'da harcanacağını belirten tek taraflı bir deklarasyon imzaladılar.
Unicef'in Birleşik Krallık'taki eski genel müdürü Mike Penrose'un, Ukrayna için harcanması amacıyla bağımsız bir vakıf oluşturmak üzere göreve getirilmesi insani yardım sektörünü şaşkına çevirdi.
Penrose, paranın Abramoviç'in eline geçmemesini sağlamak için yasal girişimlerde bulundu. Hükümetin yönetim kurulunun da katkısı olacak vakfın yönetimine, bir dönem Kofi Annan'a BM'de danışmanlık yapmış olan Norveçli üst düzey diplomat Jan Egeland geçici başkanı olarak atandı.
Vakfın amaçları konusundaki görüş ayrılığı, Chelsea'nin geçen yıl 30 Mayıs'ta tamamlanan Amerikalı işadamı Todd Boehly liderliğindeki bir konsorsiyuma satışından öncesine dayanıyor. Sürece yakın kaynaklar, Abramoviç'in Hükümetle, yardımın Ukrayna için olacağını belirten bir taahhütname imzaladığını söyledi.
Ancak Hükümet geçen yıl tek taraflı bir deklarasyonda şunları ifade etmişti: “Hazine, Ukrayna'da yalnızca bu tür gelirlerin yalnızca insani amaçlarla kullanılmasını sağlayan bir lisans verecektir.”(Telegraph)