HTŞ'nin 3'üncü adamı: Cevlani ABD ajanı!
Suriye'de İdlib'i işgal altında tutan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) terör örgütünde iç kavga başladı.
Ağustos ayında örgütün 'ikinci adamı' Ebu Maria el-Kahtani’nin tutuklanmasının ardından, geçen haftalarda da örgütün mali sorumlusu ve 'üçüncü adamı' olarak bilinen Ebu Ahmet Zekkur görevden alındı.
“Cihad İsa el Şeyh” kod adını kullanan Zekkur, 14 Aralık'ta bir mektup yayınlayarak HTŞ ile tüm bağlarını kopardığını duyurdu. Bunun üzerine HTŞ de bir belge yayınlayarak, Zekkur'u 3 Aralık'ta “görevi kötüye kullandığı” gerekçesiyle görevden aldıklarını iddia etti. HTŞ tarafından yayınlanan belgede şu ifadeler yer aldı:
“Kamu yararı gereği, Heyet Tahrir el-Şam liderliğinin yetkileri dikkate alınarak, Cihad İsa El-Şeyh’in (Ebu Ahmet Zekkur) yetkilerini ve konumunu kötüye kullanması ve HTŞ Genel Kurul politikasını ihlal etmesi sebebiyle görevden alınmasına ve tüm yetkilerinin elinden alınmasına karar verildi.”
İfşaatlara başladı
Zekkur'un örgüt ile arasının açılmasının ardından Afrin'e geçerek Bakara Aşireti'ne sığındığı ileri sürüldü. Bu süreçte Azez bölgesinde Zekkur'a destek veren silahlı güçlerle HTŞ destekli 50. Tümen arasında silahlı çatışmalar yaşandı. İddialara göre Zekkur'u kaldığı yerde yakalayan HTŞ'liler, sınırdan İdlib'e dönerken Türkiye destekli muhalif gruplara teslim etmek zorunda kaldı. Yayınladığı bir ses kaydı ile muhaliflere teşekkür eden Zekkur, daha sonra HTŞ hakkında ifşaatlara başladı.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani'nin “Allah için değil koltuğu için savaştığını” söyleyen Zekkur, “Bu köpek, domuz Bağdadi'ye biat etti; biadından ben vazgeçirdim. Cevlani'yi köpek gibi sürgün edeceğiz.” dedi.
Cevlani'nin Bab el-Hava sınır kapısında ABD ve İngiliz istihbaratı ile görüştüğünü belirten Zekkur, “Yabancılar dosyasını onlara teslim etti.” diye konuştu.
Zekkur, Cevlani'nin uyuşturucu kaçakçılığı sayesinde büyük paralar kazandığını ve “çok zalim” bir yönetim kurduğunu kaydetti.
Atme ve Atarib'de Suriyeli muhaliflere düzenlenen bombalı saldırıların da Cevlani tarafından planlandığını bildiren Zekkur, suçun ise DEAŞ üzerine atıldığını anlattı.
HTŞ ses kaydını doğruladı
Zekkur'un ifşaatları bölgede ses getirdi. Bunun üzerine HTŞ liderlerinden Ebu Abdullah Şami de bir açıklama yaparak, Zekkur'un suçlamalarına yanıt vereceğini söyledi. Böylece Şami, ses kaydını da doğrulamış oldu. Şami, HTŞ'yi şöyle savundu:
“1- Bu kliplerde yer alan müstehcenliğin boyutu, bu adamın birinci sınıf liderlerimizden biri olması utanç kaynağıdır. Ebu Ahmet Zekkur’la 10 yıldan fazla zaman geçirdik ve bu kadar müstehcenliği hiç duymadık.
2- Ebu Ahmer Zekkur ile olan anlaşmazlığımız iddia edildiği gibi yetki ve sandalye anlaşmazlığı değil, daha önce anlatılanlarla ilgili, açık mali yolsuzluk ve güvenlik şüpheleri açısından açıklanamayan bir meseledir.
3- Birinci sınıf lider olmaları, hesap vermelerini engellemez, aksine kişinin liderlik konumunda olması, suçun ve sorumluluğun katlanmasını gerektirir.
4- Ebu Ahmet Zekkur’un yalan ve yanlış bir şekilde bize isnat ettiği suçlarla ilgili konuşmasında ve ses kayıtlarında bahsettiği şeyler doğruysa bu onun lehine değil aleyhine bir delildir. Özgür Ordu'nun (HTŞ) Müslüman gruplara yönelik bombalı saldırılar konusunu bilip bizimle birlikte olmaya devam etmesi, söylediği iftiraların boyutunu doğruluyor. Bombalı araç saldırıları konusunda bize atfettiği şeyden Allah’ın huzurunda kendimizi temize çıkarıyoruz.”
Kahtani ekibindendi
HTŞ'nin iki numaralı adamı olan Ebu Maria el-Kahtani'nin de tutuklandıktan sonra infaz edildiği iddia ediliyor. Ebu Ahmed Zekkur da Kahtani'nin ekibindendi ve aynı suçlamalar ile örgüt tarafından sorguya çekilmişti. Bunun üzerine Halep kırsalına giden Zekkur, infaz edileceğini düşünerek geri dönmedi. Daha sonra ise Afrin'e geçerek örgüte bayrak açtı.(Aydınlık)