Çıkmaz sokağa sıkışan Batı
"Peki Allah'ın müminlere yardımı ile ilgili ayetlerin tarafsız bir şekilde ifade edilmesinde bundan daha açık bir sahne var mıdır?"
Amerikan ve İngiliz askerinin Yemen'e saldırısı, Yemen'in bölgesel gelişmelerdeki stratejik önemini bir kez daha hatırlattı. Yemen, ağırlıklı olarak Batılıların oluşturduğu popüler siyasi literatürde fakir, kapana kısılmış ve ötekileştirilmiş bir ülkedir, ancak tarih incelendiğinde Yemen'in farklı bir çehreye sahip olduğu görülmektedir. Bu ülke uzun süre boyunca hiçbir zaman dış ve bölgesel güçlerin işgali altında kalmadı. Arap Yarımadası'ndaki Yemen her zaman medeniyet ve ticaretin olduğu, çalışkan ve direnişçi insanların olduğu bir ülke olmuştur. Buna bağlı olarak farklı tarihsel dönemlerde uluslararası alanda büyük değişimlerin kaynağı haline gelmiş ve etkileri kalıcı olmuştur. Yemen, İslam tarihinde çok önemli bir yere sahip olup, İslam'ı çatışmasız kabul eden ve ona sadık kalan ilk ülke olmuştur. Çeşitli kitaplarda bahsi geçen bu çehre, Batılıların bu insanlara olan nefretlerinden dolayı oluşturdukları imajdan daha gerçektir. Yaşanan bu gelişmelerde, kendilerine dayatılan tüm sıkıntılara rağmen, Gazze'de gaspçı İsrail rejiminin saldırganlığının püskürtülmesinde ve Gazze halkının katledilmesine karşı koymada en önemli rolü Yemenliler üstlendi. Üstelik böylesine ağır bir sorumluluğu üstlenmeye zorlayan bir dış etken olmadan. Bu konu hakkında söylenecek bir şey var:
1- Suudi-Amerikan koalisyonu yaklaşık 9 yıl süren savaşı, Yemenlilere zorla dayattı ve yanlış bir şekilde "iç savaş" olarak adlandırılan bu savaşta Yemenliler, ulusal çıkarları bunu gerektirdiği halde Bab'ul Mendeb'i veya Kızıldeniz'i kapatmaktan kaçındılar. Ama Filistin'i ve mazlum Gazze halkını savunmak ve gaspçı rejime baskı yapmak adına Kızıldeniz'i ve Bab'ul Mendeb Boğazı'nı kontrol altına aldılar. Oysa onlar bu eylemin bedelsiz ve sonuçsuz olmayacağını ve Batı'yı askeri tepki vermeye zorlayacağını çok iyi biliyorlardı. Yemenliler, derin dini inançları ve cihatçı tutumları ve yüksek siyasi vizyonları nedeniyle mazlum Gazze halkının yardımına koşmuştur. Bu adım, Gazze savaşının seyrini büyük ölçüde etkilemiş, gaspçı rejimin ve onun cani destekçilerinin korkmasına sebep olmuştur.
Kur'an-ı Kerim'e göre bu tür insanlar Allah'ın lütfundan yararlanmış ve ilahi bir desteğe sahip olmuşlardır. Allah, mübarek Nur suresinin 55. ayetinde şöyle buyuruyor: "Allah sizden iman edip doğru işler yapanlara onlardan öncekileri yeryüzüne egemen kıldığı gibi onları da egemen kılacağını, beğendiği dini onlar için yerleştireceğini ve korkularını güvene çevireceğini vaat etti."
Yemenlilerin bu eylemleri bir grup müminin yaptığı en saf eylemlerdir. O halde Allah'ın desteğine onlardan daha layık kim var? Yemenliler, maddi sıkıntı içindeyken kuşatma altındaki Filistinlilerle ekmeklerini paylaşacaklarını, gaspçı rejimin mazlum Gazze halkına yönelik saldırıları yoğunlaşınca Filistinliler için canlarını feda edeceklerini duyurdu ve bu açıklama üzerine pratik önlemler alarak Amerika'yı, İngiltere'yi, İsrail'i ve bağlı olanları korkuya düşürdüler.
2- Amerika ve İngiltere, gaspçı ve çocukları öldüren İsrail rejimine destek amacıyla 9 yıl süren kuşatma ve savaştan çıkan Yemen'e saldırdı. Bu, Yemenlilere çifte itibar kazandırdı. Onlar bu zalim hükümetlerin saldırılarına ne şaşırdılar ne de korktular. Çünkü son 9 yılda hep onların saldırısına uğradılar ve onları mağlup ettiler. Yemenliler sonuç olarak onlarla nasıl başa çıkacaklarını biliyorlar.
Amerika ve İngiltere, her biri yüz binlerce dolara mal olan füzelerle Yemen'de neyi yok etti? Düşük maliyetle inşa edilen ve düşük maliyetle yenilenen evleri. Ancak milyonlarca, milyarlarca dolar harcadıkları ve yeniden kolay kolay inşa edilemeyecekleri gemilerin, üslerin yok edilmesini beklemek zorundalar. Amerikalılar Yemen'le savaşa devam ederlerse bölgedeki üslerini boşaltıp okyanusların derinliklerine sığınmak zorunda kalacaklar. Amerika savaşı sürdürürse bölgedeki kendilerine bağlı hükümetlerin temellerini zayıflatacaktır ve ardından onların yasını tutması gerekecek.
3- İsrail'in gaspçı rejimi Gazze halkıyla, yani Filistin halkının bir kısmıyla savaşıyor. Gazze halkı 2004'ten bu yana İsrail'in kuşatması altında, hatta Mısır'ın Refah kapısı bile birçok kez onlara kapatıldı. Bu insanların uçakları yok, savaş gemileri yok, zırhlı kuvvetleri yok, kendilerini savunacak uçaksavarları ve denizaltıları yok. Ancak tüm bunlara sahip olan İsrail'in durumu öyle bir noktaya geldi ki, kendilerini korumak ve yenilgiyi telafi etmek için Amerika ve İngiltere'nin devreye girmesi gerekti. Bu, Filistin direnişinden kurtulmak için maksimum çaba anlamına geliyor.
Öte yandan Filistin'i savunma için direniş de imkanlarının ve kabiliyetinin onda biri ile sahneye çıktı. Bu eşleşmede direniş cephesinin en güçlü unsuru olan İran İslam Cumhuriyeti operasyona girmediği gibi, Yemenliler ve Lübnanlılar da henüz yeteneklerinin onda birinden fazlasını sahneye sürmedi. Bu miktar, İslam dünyası lehine "denge değişimini" anlamak için yeterli değil mi? Peki Allah'ın müminlere yardımı ile ilgili ayetlerin tarafsız bir şekilde ifade edilmesinde bundan daha açık bir sahne var mıdır?
4- Amerikan hükümeti, Yemen saldırısıyla eş zamanlı olarak İran'a gönderdiği mektuplarda, cephe açmak ve savaşı genişletmek istemediğini, Yemen'le savaşa girmek istemediğini iddia ediyor. Ama gerçek şu ki, Gazze savaşının başlangıcından bu yana, çatışma alanının gelişimine dayalı adımları İsrail'in lehine olmuştur. Evet, ABD savaşın genişlemesinden bahsetmiyor, hatta genişleme aleyhinde konuşuyor ama Yemenliler, İsrail'in Gazze kuşatması altındaki halka yaptığının binde birini bile İsrail'e yapmamışken, Yemen'e yapılan saldırı ne işe yarıyor?
Amerika, bölgeyi sükûnete erdirmek için Gazze halkının öldürülmesini durdurmak yerine ki İsrail'e işaret etmesi buna yeterli olur şüphesiz, bölgedeki hassas bir noktaya saldırdığında, diğerlerinin Amerika'yı durdurmak ve kendi ülkelerini korumak için adım atmamasını beklemek nasıl mümkün olabilir? Direniş cephesi, savaşı genişletmekle ilgilenmediğini, ancak savaşın genişletilme politikasıyla karşı karşıya kaldığında Amerika, İsrail ve İngiltere'nin kötülüklerini durdurabilecek güce sahipken kayıtsız kalamayacağını göstermiştir.
5- Şüphesiz savaşın devamı, gaspçı rejimin konumunu daha da istikrarsız hale getirecektir. Pek çoğu deniz güzergahlarının ve boğazların güvenliğinin sağlanması gerektiği konusunda hemfikir ve hassas Bab'ul Mendeb Boğazı ile Kızıldeniz su yolunun güvenliğinin Yemenlileri ikna edilmesine bağlı olduğunu biliyor. Yemenliler boğaz ve deniz yolu silahlarını Filistin direnişine kararlı bir destek için kullandığı için de Gazze savaşını durdurmak, gaspçı rejimin ordusunu Gazze'den çekmek ve Gazze halkına yönelik deniz ablukasını kaldırmaktan başka çare yoktur.(Rast)