Iraklı Kürtlerle İsrail’in yarım asırlık yasak ilişkisi
İsrail, Irak içerisinde yakınlık kurabileceği tek grup olarak Kürtleri kendine müttefik olarak görmüş ve onları yıllar içerisinde bazen gizli bazen de açık olarak her anlamda desteklemiştir.
İran’ın Erbil’e yaptığı son operasyon, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile İsrail rejimi ilişkilerini tekrar gündeme getirdi.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen balistik füze operasyonunda İran Devrim Muhafızları Ordusu, Erbil’de Kürt bir iş insanına ait olan villadaki, Mossad üssünü tamamen yıktı ve doğrulanmış kayıplara neden oldu.
Konu ile ilgili farklı spekülasyonlarda vurulan villanın, İsrail rejimi istihbarat birimi tarafından kullanılmadığı dile getirildi. Fakat aynı bölgede yine bir Kürt iş insanına ait başka bir bina da 2022 yılında İran tarafından hedef alınmış ve konu medyanın gündemine taşınmıştı.
Irak Kürdistan Bölgesi o dönemde de İran’ın iddialarını kesin olarak reddetmiş ve villanın Kürt iş insanı ve ailesi tarafından kullanıldığını açıklamıştı.
Fakat 2022 yılında New York Times gazetesine konuşan üst düzey bir Amerikalı yetkili yetkili, Erbil'de vurulan binanın İsrail istihbarat karakolu ve eğitim tesisi olarak hizmet verdiğini söyledi.
16 Mart 2022 tarihli New York Times gazetesi haberinde şu ayrıntılara yer verdi:
“Iraklı ve Kürt yetkililer, İsrail'in orada bir üs işlettiğini reddetti. İsrailli yetkililer yorum yapmaktan kaçındı. Saldırılar hakkında bilgi verilen üst düzey bir ABD'li yetkili, Erbil'de vurulan binanın İsrail istihbarat karakolu ve eğitim tesisi olarak kullanıldığını söyledi. Ancak Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili, yönetimin vurulan binanın yalnızca sivil bir konut olduğuna ve aynı zamanda bir İsrail eğitim alanı olarak hizmet etmediğine inandığını söyleyerek bu değerlendirmeyi reddetti.
Üst düzey ABD'li yetkili ve bir başka ABD'li yetkili, İsrail'in Kürdistan'dan İran'a karşı istihbarat operasyonları yürüttüğünü doğruladı; ancak belirli ayrıntılara atıfta bulunmayı reddetti.
İki yetkili, gizli istihbarat değerlendirmelerini tartışmak için isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuştu.”[1]
Irak Kürtleri ve İsrail rejimi ilişkilerinin tarihi
İsrail’in, Iraklı Kürtlerle ilişkilerinin yarım yüzyıllık bir mazisi var. İsrailli istihbarat yetkilileri, Irak Kürdistanı'nda Kürt lider Molla Mustafa Barzani ile başlattığı işbirliğini 1960'lardan bu yana sürdürdü.
1959'da Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Lideri Molla Mustafa Barzani, Kamuran Alî Bedirxan'ı İsviçre'nin Cenevre kentine gönderdi ve burada bağımsız bir Kürdistan için koşulsuz İsrail desteği sözü veren eski İsrail Dışişleri Bakanı Golda Meir ile görüştü.[2]
Molla Mustafa Barzani, o dönemde Irak rejimine karşı isyana öncülük ediyordu. O dönemde İsrail rejimi ve İran Şahı, Irak ordusuna karşı çeşitli casusluk operasyonları yürüten Kürt istihbarat teşkilatı Parastin'in kurulmasına da yardımcı oldu.
Kamuran Alî Bedirxan, 1964'te İsrailli yetkililerle tekrar bir araya geldi ve İsrail Başbakanı David Ben-Gurion, Mossad'a Irak'taki Kürtlere para ve uçaksavar silahları sağlama yetkisi verdi.
İsrail, 1961'den 1970'e kadar süren ve Irak-Kürt Özerklik Anlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanan Birinci Irak-Kürt Savaşı sırasında Irak devletine karşı Peşmergelere yardım etmeye başladı.
Eski bir üst düzey Mossad yetkilisi olan Eliezer Tsafrir'e göre, 1963-1975 yılları arasında İsrail'in Molla Mustafa Barzani'nin karargahında askeri danışmanları vardı ve Kürt birliklerini ateşli silahlar, uçaksavar silahları ile eğitti ve onlara silah tedarik etti.
Molla Mustafa Barzani döneminde başlayan İsrail rejimi ile ilişkiler sonraki yıllarda da devam etti. Körfez Savaşı ve ardından Irak'taki hükümet karşıtı ayaklanmalar sırasında İsrail, Irak-Türkiye sınırı üzerinden Kürtlere büyük miktarda insani yardım gönderdi.
2000’li yıllar ve Kürt-İsrail ilişkileri için yeni bir fırsat
Irak’ın 2003 yılında Amerika tarafından işgal edilmesi, Iraklı Kürtler ile İsrail arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için yeni bir fırsat yarattı. Irak işgalinden sonra İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Iraklı Kürtlerle ilişkilerin genişletilmesi ve ‘sahada önemli bir varlık’ kurulması için büyük çaba gösterdi; bu plan İsrail tarafından ‘B Planı’ olarak adlandırıldı.
Haziran 2004'te Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, The New Yorker gazetesinde yazdığı makalede İsrail'in İran destekli gruplara karşı koymak için Kürtleri askeri olarak desteklediğini ve İsrail istihbarat ajanlarının Irak'ın Kürdistan Bölgesi'nde bulunduğunu iddia etti. Bir CIA yetkilisi bu iddiayı kabul ederken, diğer Amerikalı yetkililerin yanı sıra İsrailli ve Kürt yetkililer ise haberdeki iddiaları yalanladı.[3]
2005 yılında İsrail medyası, Irak Kürdistan Bölgesi’ne İsrail yapımı büyük miktarda askeri teçhizat verildiğini ve bölgede bulunan İsrail şirketlerinin eski İsrail askerlerini işe alarak, Peşmerge güçlerini eğittiğini iddia etti. Fakat haberler İsrail rejimi ve Kürt yetkililer tarafından yalanlandı. Hatta İsrail rejimi BBC’yi bu iddiaları yayımladığı için 2006 yılında kınadı.[4]
2006 yılında dönemin Irak Kürdistanı Başkanı ve KDP lideri Mesud Barzani ise yaptığı bir açıklamada, İsrail'le ilişki kurmanın suç olmadığını ve Irak merkezi yönetiminin İsrail'le diplomatik ilişkiler kurarsa Erbil'de konsolosluk açabileceğini belirtti.
Irak Kürdistan Bölgesi’nin İsrail rejimi ilişkileri (2014 sonrası)
2010 yılından itibaren özellikle İsrailli STK’ların Kürt bölgelerinde aktif olarak sahaya girmesinin ardından en önemli gelişme 2014 yılında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına desteğini açıkça ilan etmesiydi.[5]
Netanyahu Haziran ayında yaptığı konuşmasında bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını destekledi ve "Kürt halkı mücadele eden bir halktır. Siyasi bağlılıklarını ve siyasi ılımlılıklarını kanıtladılar ve siyasi bağımsızlıklarını hak ediyorlar”dedi.
IŞİD’in 2014’te Irak’ın Sünni bölgelerini işgal etmesi, Irak’ın parçalanması ve Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık kazanması için yeni bir fırsat yaratmıştı. Iraklı Kürt liderler, ortaya çıkan bu fırsat atmosferinde Kürdistan’ın bağımsızlığını destekleyen İsrail’le ilişkileri açıktan geliştirmekte sakınca görmedi.
Eylül 2014'te Kuzey Irak'ta IŞİD saldırısının ardından, İsrailli sivil toplum kuruluşu IsraAID, Amerikan Yahudi Komitesi ile işbirliği içinde, Irak Kürdistanı'ndaki Hıristiyanlara ve Ezidilere acil yardım sağlayacağını açıkladı.
Bu yardım, Kanadalı kuruluş ONEXONE ve KBY'nin işbirliğiyle yapıldı. IsraAID'in kurucu direktörü Shachar Zahavi, İsrail medyasından Arutz Sheva'ya yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in bölgedeki en büyük devletsiz ulus olan Kürtlere yardım etmek için özel bir görevi olduğunu’ belirtti.[6]
2017 yılında Mesud Barzani başkanlığındaki Kürt Yönetimi, Irak merkezi yönetimi ile bağlarını kopararak bağımsız bir Kürt Devleti kurulması yönünde referandum yapacağını açıkladı.
Barzani, başta ABD ve Irak olmak üzere çevre ülkelerinin itirazlarına karşın, referandum kararının sebebini ‘Kürt mağduriyeti’ ve ‘kendi kaderini tayin hakkı’ kavramları ile açıkladı.[7]
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu 2017 yılında da Tel Aviv’in bağımsız Kürt devletinin kurulmasını desteklediğini açıkladı. Netanyahu böylelikle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) yapacağı bağımsızlık referandumuna resmen destek veren ilk lider olmuştu.[8]
Eylül 2021'de Irak'ın özerk Kürt bölgesinin başkenti Erbil, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi konulu bir konferansa ev sahipliği yaptı. Iraklı Arap aşiret liderleri ve milletvekilleri de dahil olmak üzere yaklaşık 300 etkili kişi katıldı. Konferans, iki Arap ülkesi BAE ve Bahreyn'in İsrail ile ilişkiler kurması ve Fas ve Sudan'ın İbrahim Anlaşmalarına katılacaklarını ilan etmesiyle gerçekleşti.
İsrail rejiminin Kürt Bölgesel yönetiminden sağladığı faydalar
Komşularıyla sorunlu devletler veya etnik gruplarla iyi ilişkiler kurmak hem kendine müttefik kazandıracağı hem de bölgesel çatışmaları kendi çıkarları doğrultusunda kullanabileceği için İsrail tarafından bir avantaj olarak görüldü.
İsrail, hem Kürt gruplarla hem de Azerbaycan’la ilişkilerini bu perspektifle geliştirdi. Azerbaycan'ın İran ve Ermenistan’la sorunları, Kürt grupların da bulundukları ülkelerle sorunları, İsrail tarafından bir nüfuz fırsatı olarak görüldü.
The New Yorker'a konuşan eski bir İsrail istihbarat subayı, ‘İsrail'in Kürtlerle ittifak kurarak İran, Irak ve Suriye'de göz ve kulak sahibi olduğunu’ söyledi.[9]
Financial Times'a göre, Irak’ın IŞİD tarafından ele geçirilmesinden sonraki yıllarda İsrail, petrolünün yaklaşık dörtte üçünü, Irak Kürdistanı'ndan Türkiye üzerinden ithal etti. Haberde, İsrailli şirketlerin Irak Kürdistanı'nda enerji, kalkınma ve iletişim projelerine yatırım yaptığı, güvenlik eğitimi verdiği ve petrol satın aldığı belirtildi.
Ticari sebepler bir yana İsrail, tarih içerisinde bölgede Arap olmayan komşu arayışı içerisinde olmuştur.
İsrail rejiminin ilk başbakanı olan David Ben Gurion tarafından geliştirilen ‘Çevre Stratejisi veya doktrini’ olarak adlandırılan bu dış politika stratejisinde temel amaç; İsrail'in, Arap devletlerinin İsrail'in varlığına birleşik muhalefetine karşı koymak için Ortadoğu'daki Arap olmayan devletler ve toplumlar ile yakın stratejik ittifaklar geliştirmesidir.[10]
‘Çevre doktrini’ 1950’li ve 60’lı yıllarda özellikle Türkiye, İran (şah yönetimi) ve Etiyopya ile kurulan üçlü ittifak ile ortaya kondu. Yine aynı dönem Irak’taki Kürtlerle de ilişkiler bu doktrin çerçevesinde başlatıldı.
İsrail rejimi ve Arap devletleri arasında yaşanan iki savaş bunun en önemli nedenlerinden biridir. Çünkü Irak Devleti, her iki savaşa da (1967 ve 1973'te) diğer Arap Devletleri ile birlikte katılmıştır.
Bu nedenle İsrail, Irak içerisinde yakınlık kurabileceği tek grup olarak Kürtleri kendine müttefik olarak görmüş ve onları yıllar içerisinde bazen gizli bazen de açık olarak her anlamda desteklemiştir.
İsrail rejimi ile Kürdistan Bölgesel yönetimi ilişkilerinde Amerika faktörü
ABD, 1960’lardan itibaren başlayan ve gelişen Kuzey Iraklı Kürtler ile İsrail rejimi ilişkilerinde her iki tarafı da örtülü bir şekilde destekledi. Her ne kadar Irak devleti ile Kürt gruplar arasındaki ilk savaşta İsrail’in bölgedeki hamlelerine açıkça karşı çıkıyor gibi görünse de bölgede İsrail’i koruduğu da biliniyor.
Yine Kürdistan Bölgesel yönetiminin Irak’tan ayrılmak için düzenlediği referandum öncesinde ABD, İsrail gibi açıkça destek belirtmemiş bu da İsrail rejimi ve ABD arasında, Kürtlerin bağımsızlığı konusunda fikir ayrılıkları olduğu izlenimini kamuoyunda yaratmıştı.
O dönem de ABD, Kürt yönetimine referandumu erteleme ve Bağdat’la diyalog çağrısında bulunmuş, Barzani yönetimi ise bu çağrıları reddederek bağımsızlık referandumunu İsrail rejiminin de desteğiyle gerçekleştirmişti.[11]
Amerika'da bulunan İsrail yanlısı Yahudi aktivistler, ‘düşman bir Arap mahallesinde kendi kaderini tayin etmek için mücadele eden küçük bir ulus olan Kürtlere’ verilen desteği, İsrail'in doğal bir müttefike ulaşmasına yardımcı olmak olarak gördüler.[12]
Uzun yıllardır Amerika’da İsrail yanlısı lobici olarak görev yapan Morris Amitay, Kürtlerin hiçbir zaman İsrail'e karşı olmadığını hatırlatarak diyen Morris Amitay, ‘İsrailli dostlarımız Kürtlerle olan dostluğumuzu her zaman takdir ettiler’ diyerek durumu net olarak açıkladı.
Öte yandan Iraklı Kürtler, Amerikan Yahudilerini Washington'da kapıların açılmasına ve uluslararası destek kazanmasına yardımcı olabilecek müttefikler olarak görüyorlar.
Irak merkezi yönetiminin İsrail rejimi ile olan durumu
Irak merkezi hükümetleri, İsrail'e karşı Arap devletleriyle yapılan tüm savaşlara katıldı. İki taraf arasında ne barış anlaşması yapıldı ne de diyalog söz konusu oldu. Bu nedenle, teknik olarak Irak ile İsrail teknik olarak hala savaş halinde bulunuyor.
2017'nin sonlarında Irak parlamentosu, İsrail bayrağını alenen dalgalandırmayı suç sayan bir yasa çıkardı.[13]
Irak Parlamentosu Mayıs 2022'de İsrail veya İsraillilerle herhangi bir normalleşme girişiminde bulunan herhangi bir Irak vatandaşı, şirketi veya kurumu için ölüm cezası veya ömür boyu hapis cezası öngören bir yasayı kabul etti. Bu yasa Iraklıların yanı sıra Irak'ta faaliyet gösteren yabancı şirketler ve bireyler için de geçerli.
Bu yasanın "Siyonist Varlıkla Normalleşmenin ve İlişkilerin Kurulmasının Suç Sayılması" başlıklı en önemli hükümlerinden biri, İsrail ve İsraillilerle her türlü siyasi, güvenlik, ekonomik, teknik, kültürel, sportif ve bilimsel işbirliğini her koşulda cezalandırıyor.
İnkar edilen Mossad üsleri
Yazının başında da değinildiği gibi Kuzey Irak’taki Mossad’ın faaliyetleri 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Fakat bu konu dünya gündemini Mart 2022 yılında İran’ın gerçekleştirdiği füze operasyonları sonrası meşgul etmeye başladı.
Aksa Tufanı savaşının başlamasıyla birlikte Irak İslami Direnişi adını kullanan gruplar, Erbil’de İsrail’e ait bir ‘casus merkezine’ insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlediklerini duyurdu.
İsrail rejimi yetkilileri ve Kürt yetkililer konuyla ilgili açıklama yapmadılar. Fakat Lübnan merkezli Al Mayadeen sitesi Erbil’de Mossad’ın ‘Birim 8200’e ait bir üssün vurulduğuna dair haber yayımladı.[14]
15 Ocak gecesi İran Devrim Muhafızlarının Kirman şehrinde düzenlenen terör saldırısına cevap olarak, Irak ve Suriye’de IŞİD ve İsrail rejimi istihbaratına yönelik balistik füzelerle operasyon düzenledi.
Operasyon sonrası Kürdistan Bölgesi yönetimi, Erbil’de Mossad üssü olduğunu bir kez daha yalanladı.[15] Vurulan villanın Kürt bir iş insanının yaşadığı ev olduğunu belirtti.
Tüm haberlerde ve açıklamalarda adı geçen ve İran’ın villaya düzenlediği balistik füze operasyonunda öldürülen iş insanı, Kürt multi-milyoner petrol kralı Peşrev Majid Agha Dizayee idi.
Yıllarca İsrail’e yasadışı petrol satışı ile bir servet edindiği ve Mossad ile bağlarının güçlü olduğuna dair haberler İran ve Irak basınında geniş yer buldu.[16]
İran medyasında yer alan haberlere göre vurulan bina, Mossad'ın Erbil Valiliğindeki kilit karargahıydı, birkaç kat betondan yapılmıştı ve bu nedenle Devrim Muhafızları saldırıda birden fazla füze kullandı.
Operasyon sonrası çıkan haberler de saldırılarda yaklaşık on Mossad ajanının öldürüldüğü iddia edildi.[17] Birçok bilgi ve belge ile öldürülen İsraillilerin kimlikleri deşifre edildi. İsrail rejimi ve basını ise bu konuda sessizliğini sürdürüyor.
Irak’ta yaşayan Kürtler yarım asrı aşkın süredir İsrail rejimi ile ilişkilerini Irak merkezi yönetimlerine karşın sürdürmeye devam ediyor. Bu ilişkiler sadece ticari olmanın ötesinde istihbarat ve askeri konuları da içeriyor.
Bölgede yakın zamana kadar Arap devletlerinin dışında ilişki kurabileceği aktörler arayan İsrail rejimi, Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin coğrafi konumunu da kullanarak düşman olarak gördüğü İran ve Suriye’ye karşı önemli bir mevziye konumlanma çabalarına devam ediyor.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi ise ABD ile ilişkileri ve bağımsız devlet kurma konusunda İsrail rejimini kendine önemli bir müttefik olarak görüyor. Fakat hem Irak’ın bir parçası olması hem de yerel ve bölgesel tepkilerden dolayı İsrail’le ekonomik ve askeri alandaki ilişkilerini yalanlamaya devam ediyor.(YDH)
[1] New York Times, 16 Mart 2022, Iran’s Attack Was Response to Secret Israeli Attack on Drone Site
[2] Arash Reisinezhad, 2018, The Shah of Iran, the Iraqi Kurds, and the Lebanese Shia
[3] The New Yorker, Seymour Hersh, Haziran 2004. Plan B
[4] Güney Asya ve Orta Doğu Araştırmaları Dergisi, Michael B. Bishku, Sayı 42, Mart 2018,
Israel and the Kurds: A Pragmatic Relationship in Middle Eastern Politics
[5] Veterans Today, Nisan 2021, The Luciferian alliance between Israel and Iraqi Kurdish separatists
[6] Şubat 2015 "IsraAID kuzey Irak'taki kış yardım operasyonunu büyütüyor"
[7] YDH, Alptekin Dursunoğlu, Ekim 2017, Kürdistan referandumu, hangi mağduriyet, hangi meşruiyet?
[8] Sputnik news, 2017, İsrail bağımsız Kürt devleti kurma fikrini neden destekledi?
[9] The Jerusalem Post, Haziran 2021, Strengthening relations between Israel and Iraqi Kurdistan
[10] CTN Sentıel,Chıres ZAMBELIS, Mart 2021, Cilt 4 Sayı 3,The Factors Behind Rebellion in Iranian Kurdistan
[11] YDH, Alptekin Dursunoğlu, Eylül 2017, Kürdistan için iki senaryo, Barzani için iki muhtemel gelecek
[12]Forward, Nathan Guttman, Nisan 2012, Iraqi Kurds Cool Ties to Israel
[13] Jerusalem Center for Public Affairs, Suzan Quitaz, Haziran 2023,
The Historic Ties between Israel and the Kurds of Iraq Will Continue
[14] Ynet, Ocak 2024, Mossad karargâhına atılan balistik füzeler, öldürülen milyoner ve İsrail-Kürt ilişkileri
[15] YDH, Ocak 2024, Mossad başkanı ile fotoğrafı yayımlanan Barzani: İran’ın iddiaları gerçeklikten uzaktır
[16] Press Tv, 18 Ocak 2024, Exclusive: Iraqi oil tycoon killed in IRGC strike was Mossad's key man in Erbil
[17] Press TV, 16 Ocak 2024, Explainer: Why did Iran strike Mossad and Daesh targets in Iraq and Syria?