Ramazan ayı yaklaşırken, Hizbullah ile İsrail arasındaki topyekûn savaş riski artıyor
ABD'nin kayıpları azaltması için İsrail'e baskı yaptığına dair verdiği güvencelere rağmen, saldırılar sonucunda günlük ortalama ölü sayısı 300'e yaklaşırken, yaklaşık 29.000 kişi hayatını kaybetti ve evlerin-altyapının yüzde 60'ından fazlası tahrip oldu.
The Cradle'a konuşan Lübnan'daki Direniş Ekseni'ne yakın kaynaklar, önümüzdeki iki haftanın, özellikle de İsrail'in Ramazan ayında askeri saldırılarını yoğunlaştırması ve Filistinlileri Refah'tan çıkarma planlarını ilerletmesi halinde, feci bir tırmanış potansiyeli taşıdığını söyledi.
İbranice yayın yapan Maariv gazetesi tarafından yapılan bir ankete göre İsraillilerin yüzde 71'i İsrail'in Hizbullah'ı sınırdan uzak tutmak için Lübnan'a karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlatması gerektiğine inanıyor. Aynı zamanda İsrail askeri liderliği, Nasrallah'ın 13 Şubat'ta kuzeyden kaçan yerleşimcilerin "geri dönmeyeceği" ve İsrailli yetkililerin "iki milyon kişi için barınaklar, oteller, okullar ve çadırlar hazırlaması gerektiği” yönündeki açıklamasının öneminin de farkında.
Nasrallah art arda yaptığı iki konuşmada "Lübnan cephesini sadece Gazze'deki savaşı durdurmanın yatıştıracağını" vurguladı. Ve İsraillilere, 1982'den bu yana sadece bir Lübnan mermisi ya da Katyuşa roketi bölgelerine isabet ettiğinde askeri karşılık verdiklerini, ancak şimdi –Direniş’in kritik İsrail hedeflerine yönelik 2000'den fazla roket saldırısına rağmen– Tel Aviv'in tam ölçekli bir savaşa giremediğini hatırlattı.
The Cradle'a konuşan bilgi sahibi kaynaklar, ABD ve İsrail'in önümüzdeki iki hafta içinde, sadece Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle değil, Tel Aviv'in Lübnanlı sivilleri hedef alarak askeri "orantılılık" çizgisini aşması ve gerilimi tırmandırması sebebiyle de bazı kritik seçimler yapmak zorunda kalacağını söylüyor.
İsrail'in Lübnan'a ve özellikle de Hizbullah'a karşı bir savaş başlatması, Direniş Ekseni'nin bölge çapındaki stratejilerini yeniden ayarlamasına neden olacağından, en tehlikeli hamlesi olabilir.
Bu yeni ayarlar çeşitli yollarla ortaya çıkabilir: Lübnan direnişinin yoğunlaşması ve direnç kazanması, Hizbullah Tugayları ve Iraklı direnişçi müttefiklerinin ABD'nin daha uzaktaki hedeflerini vurmak için kırılgan ateşkesi bozmaları, Suriye'nin daha önemli bir rol üstlenmesi, Yemen'in füze saldırılarının ve insansız hava aracı operasyonlarının Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nin ötesine uzaması ve İran'ın güç merkezlerinin doğrudan çatışmaya doğru kayması. Bu son durum, İran’ın dört aydaki bölgesel yaklaşımından büyük bir sapma olacaktır.
ABD'nin kayıpları azaltması için İsrail'e baskı yaptığına dair verdiği güvencelere rağmen, saldırılar sonucunda günlük ortalama ölü sayısı 300'e yaklaşırken, yaklaşık 29.000 kişi hayatını kaybetti ve evlerin-altyapının yüzde 60'ından fazlası tahrip oldu.( Khalil Harb/The Cradle-Tercüme:Medya Şafak)