Hizbullah Hollandalı askerleri tutukladı
Lübnan direnişi Beyrut'ta son iki günde silahlı ya da çok gelişmiş teçhizata sahip Batılılara operasyon düzenledi. Büyükelçilikler, şüphelileri kurtarmak için araya girerken, ortaya ilgi çekici iddialar atılıyor.
Lübnan'da yayın yapan Al-Akhbar gazetesi, Hizbullah güvenlik personelinin geçen çarşamba günü Beyrut'un güney banliyösü Bir al-Abd'de altı Hollanda vatandaşını tutukladığını açıkladı. Habere göre şahısların üzerinde askeri niteliğe sahip silah, mühimmat ve teçhizat bulundu. Al-Akhbar'a bakılırsa Hizbullah, yakalanan şahısları geçen perşembe günü Lübnan İstihbarat Müdürlüğüne teslim etti. Burada yapılan sorgulamadan sonra altı Hollandalı perşembeyi cumaya bağlayan gece saat 1.30 kadar gözaltında tutuldu.
Gerekçe: Tahliye tatbikatı!
İş bu noktada daha da ilginç bir hal alıyor. Lübnan gazetesine konuşan güvenlik yetkililerinin açıklamasına göre altı kişi, “Hollanda Ordusu mensubu” olduklarını söyledi ve Beyrut'tun güneyinde yer alan bir banliyöden “tahliye girişimi tatbikatı” yaptıklarını ileri sürdü. Ayrıca şahıslar, operasyonu Hollanda Büyükelçiliğinden “bağımsız” biçimde uyguladıklarını da iddia etti. Kaynaklar, söz konusu şahısların Google Map uygulaması üzerinden tahliye etmek istedikleri yeri belirledikten sonra Keklik mevkiinden yola çıktıklarını ve güney banliyösüne girdiklerinde Hizbullah tarafından durdurulduklarını böylece Büyükelçilik yetkililerinin kendileriyle irtibatı kaybettiğini aktardı. Aynı banliyöde ikamet ettiği söylenen “iki Hollanda Büyükelçiliği çalışanının” da başarısız “tatbikata” katıldığını iddia ediliyor.
Hollandalı değiller mi?
Sorun ortaya çıkar çıkmaz Hollanda Büyükelçiliğinden herhangi bir yetkili değil fakat bizzat Büyükelçi Hans Peter van der Woude “özel grubun” üyelerinin soruşturması sırasında İstihbarat Müdürlüğüne geldiği belirtiliyor. Lübnan'da yayın yapan haber kuruluşu Al-Mahatta'dan gazeteci Hasan İllaik, "Hollanda'nın Lübnan Büyükelçisi, herhangi bir suç işlemedikleri bahanesiyle bu şahısların serbest bırakılması için baskı yapmak üzere hızla Bakanlığa geldi.” diye yazdı. İllaik'e göre “özel grubun” tutuklandığı şartlar göz önüne alındığında, Lübnan yasalarına karşı “ciddi bir muhalefet unsuru ve güvenlik tehdidi” oluşturduğundan Büyükelçi'nin “suç işlenmediğine” yönelik iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Ayrıca Lübnanlı gazeteci kendi kaynaklarına dayandırdığı yazısında bu kişilerin “Hollanda vatandaşı olmadığını” ileri sürdü. Nitekim Lübnan basınında ve sosyal ağlarda “özel grubun” Hollanda Büyükelçiliği adına çalışan “yabancılardan” oluştuğu iddiaları ortaya atıldı. Şu ana kadar ne Lübnan Ordusu ne de Hollanda Hükümeti olayla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.
'Çok gelişmiş program'
Fakat tutuklamalar bununla da bitmiyor. Yine Al-Akhbar'ın 2 Mart tarihli haberine göre Hizbullah'ın güvenlik güçleri, sadece birkaç gün önce Beyrut'un güney banliyölerinden Al-Kafaat bölgesinde bir İspanyol vatandaşını tutukladı.
Edinilen bilgiye göre şahıs yakalandığı sırada sokakta telefonuyla çekim yapıyordu. Şahıs, kendisine yöneltilen sorulara “kaybolduğunu ve kendisini almaları için arkadaşlarına konumunu belli eden çekimler yaptığı” öne sürerek cevap verdi. Ancak sorgulama sırasında İspanyol vatandaşının telefonunda kayıtlı verilere erişimi engelleyen “çok gelişmiş bir program” olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine İspanya Büyükelçiliğinden üst düzey yetkililer araya girerek şüphelinin serbest bırakılmasını sağladı. Lübnan kaynaklarına bakılırsa daha sonra İspanyol vatandaşının “diplomatik pasaporta sahip olduğu” anlaşıldı.
Hizbullah'tan yeni önlemler
Lübnan basını, Hollanda ve İspanya vatandaşlarının tutuklanmasını, İsrail ve diğer yabancı istihbarat örgütlerinin Hizbullah kadrolarına suikast düzenlemek için gerekli bilgileri toplama çabalarının artmasına karşılık olarak Lübnan direnişinden güvenlik yetkililerinin başlattığı ek önlemler programının bir parçası olarak gördü. Hatırlanacağı üzere İsrail, geçen aralık ayında Beyrut'un güneyindeki Dahiya banliyösünde düzenlediği hava saldırısında HAMAS'ın önde gelen liderlerinden Salih Aruri'ye, ocak ayında da Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'ın önde gelen komutanlarından Ali Hüseyin Burci'ye suikast düzenlemişti.
Sızma girişimine karşı ‘doğrudan isabet’
Hizbullah, pazartesi günü erken saatlerde savaşçılarının İsrail'in Lübnan topraklarına iki ayrı sızma girişimini engellediğini duyurdu. Açıklamada direniş güçlerinin, pazar günü Rmeish köyünün karşısındaki Wadi Qatmoun bölgesinde Lübnan topraklarına sızmaya çalışan bir İsrail askeri gücüne füzelerle karşılık verdiğini ve “doğrudan isabet” sağladığını duyurdu. Ertesi gün yapılan bir başka açıklamadaysa Hizbullah savaşçılarının, pazartesi günü Ramya kasabasının karşısındaki Khirbet Zar'it yönünden Lübnan topraklarına sızmaya çalışan Golani Tugayından bir İsrail gücünü birkaç top mermisiyle hedef alarak “doğrudan isabet” sağladığı kaydedildi.
Lübnan'a gökten teçhizat yağıyor
İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmanın başladığı 8 Ekim'den bu yana, aralarında İngiltere ve Kanada'nın da bulunduğu çok sayıda Batılı ülkenin büyükelçilikleri, durumun kötüleşmesi halinde diplomatlarını ve vatandaşlarını “tahliye etme bahanesiyle Lübnan'a özel kuvvetler, mühimmat ve gelişmiş teçhizat” getirdi. Konuya ilişkin en çarpıcı örneklerden biri Al-Akhbar gazetesinin 21 Kasım tarihli haberine yansıdı. Buna göre, Hizbullah'a karşı kullanılmak üzere ekipman taşıma ihtimali olan “gizemli yabancı askeri kargo uçakları” Beyrut ve Hamat havaalanlarına defalarca iniş yaptı. Bölgedeki uçak hareketlerini izleyen Intelsky adlı internet sitesi, 14-20 Kasım tarihleri arasında çeşitli NATO ülkelerine ait dokuz uçağın Beyrut ve Hamat havaalanlarına iniş yaptığını ve bunların arasında Tel Aviv'den gelenlerin de olduğunu aktardı. Al-Akhbar'a konuşan kaynaklar, kargoda sinyal bozucu cihazların bulunduğunu belirtirken, bu donanımların Lübnan'a getirilme nedenininse, güney sınırında İsrail ile çatışmaların tırmanması durumunda Hizbullah'ın iletişim ağını bozmak olduğu belirtildi. Intelsky, yabancı askeri uçakların hareketinin Lübnan'ın yıllardır tanık olmadığı bir düzeyde ilerlediğini de bildirdi. 8 Ekim ve 10 Kasım tarihleri arasında dokuzu ABD, Hollanda ve İngiliz Hava Kuvvetlerine ait olmak üzere 32 uçak Hamat Üssü'ne; ABD, Fransız, Hollanda, İspanyol, Kanada, İtalyan ve Suudi ordularına ait 23 uçaksa Beyrut Havaalanı'nın askeri ve diplomatik uçaklar için tahsis edilen üssüne iniş yaptı. Lübnanlı kaynaklara göre bu üs ve havalimanlarında yeterli güvenlik önlemleri bulunmuyor hatta Hamat Üssü'nde basit bir tarama cihazı dahi yok.(Aydınlık)