İsrail'e yönelik kültürel boykot küresel çapta yükseliyor
İsrail gazetesi Haaretz, 7 Ekim'den bugüne kadar dünya çapında düzenlenen en önemli sanatsal ve kültürel etkinlikler ve festivallerle ilgili olayları değerlendirdikten sonra 'İsrail'e yönelik kültürel boykotun küresel çapta tırmandığı' kanaatine vardı.
Geçtiğimiz Kasım ayında Amsterdam'da düzenlenen Uluslararası Amsterdam Belgesel Festivali'nin (IDFA) açılış töreninde sahneye çıkan üç Filistinli ellerinde 'Nehirden denize, Filistin özgür olacak' yazılı pankart tutuyordu. Festival direktörünün alkışladığı ve ardından salonda büyük bir alkış koptuğu gözlendi.
İsrail gazetesi Haaretz, "Biz istenmeyen insanlarız... Hatta şeytanız..." başlıklı haberinde, bu olayı 'İsrail'in marjinalleştirildiğine dair artan algı' ile beraber 'daha sonra olabileceklerin erken bir göstergesi' olarak nitelendirdi.
"İsrail kültürüne yönelik küresel boykot artıyor," vurgusunu yapan gazete, İsrailli film yapımcılarının kınamalarına ve İsrail Kamu Yayın Kurumu'nun festival boykotu ilanına rağmen durumun 'daha tehlikeli' bir hal aldığına dikkat çekti.
Gazete, İsrailli film yapımcılarının yaşananları kınamasına rağmen sosyal medyanın gerçekleri paylaştığını da ekledi.
Gazeteye göre, geçtiğimiz beş aydan bugüne kadar neredeyse tüm büyük film festivalleri Filistin yanlısı gösterileri hesaba katmak zorunda kaldı, öyle ki artık İsrail filmlerinin ya da İsrailli sanatçıların her katılımı birer skandal potansiyeli taşıyor.
Gazete, festival direktörlerinin artık İsrail filmlerinden vebadan kaçar gibi uzak durmayı tercih etmeleri ya da İsrail film endüstrisinden isimlerin kendilerini 'dışlanmış' bulmaları karşısında duyulan şaşkınlığa işaret ediyor.
Gazete, İsrailli film yapımcısı Avi Nesher'in İsrail'in küresel kültürel boykotun son hedefi haline geldiğini belirterek, bu durumda olmaktan duyduğu talihsizliği dile getirdiğini aktardı.
Haberde ayrıca boykot hareketleri ile diğer Filistin yanlısı örgütlerin, festival yöneticilerine İsrail filmlerini beyaz perdeye aktarmamaları yönünde baskı yaparak ve gösteri ve eylemler düzenleyerek kültürel alanda etkili bir şekilde çalıştıklarına dikkat çekildi.
Sonuç olarak, festival yöneticileri İsrail filmlerinin gösterimiyle ilgili potansiyel sorunlardan kaçmayı tercih ediyor.
Gazete, İsrail'in son yıllarda süper güç olarak görüldüğü televizyon dizileri dünyasında bile dışlanmanın hissedilir hale geldiğini, Apple'ın geçen ay başlaması planlanan 'Tahran' dizisinin üçüncü sezonunun yayınını erteleme kararı aldığını doğruladı.
"Sıradan işler bile zorlaştı," diyen gazete, önümüzdeki mayıs ayı sonunda yapılması planlanan ve Siyonist rejimin en büyük ve en önemli edebiyat etkinliği olan yıllık Kudüs Yazarlar Festivali'ne konuk çekme çabalarını anlattı.
Haberde, ayrıca bu konunun organizatörler için zorluklar yarattığı da belirtildi.
Festivalin 12 oturumu boyunca organizatörler siyasi saiklerle hareket eden kayda değer sayıda ret cevabıyla karşılaştı.
Gazeteye göre bu da şu soruyu gündeme getiriyor: İsrail'in imajı şu anda zedelenmişken ve entelektüeller buna karşı muhalefetin başını çekerken katılımcıları nasıl ikna edebilirler?
İsrailli yazarların yurt dışında ağırlanmasına ilişkin olarak gazete, bu fikrin ılımlı bir şekilde reddedilmesinden daha katı şartlara doğru evrilen tutumları ele aldı.
Bunlar arasında İsrailli yazarların siyasi dünya görüşlerini beyan etmelerinin katılım için bir ön koşul haline getirilmesi ya da ev sahipliği anlaşmasının tamamen iptal edilmesi de yer alıyor.
Gazete, yabancı yazarlar arasında, özellikle de genç kuşakta, kitaplarını İbraniceye çevirmekten ve İsrail'de basmaktan kaçınmak için ya doğrudan karşı çıkan ya da kaçamak taktiklere başvuran artan bir direniş eğilimi olduğunun altını çizdi.
Gazete, "Giderek artan izlenim İsrail'in parya haline geldiği yönünde," değerlendirmesini yaptı.(YDH)