Kampüs protestoları, Amerikan medyası ve Siyonist lobinin nüfuzu
Filistinli deneyimli gazeteci Remzi Barud, haberlerinin çoğunu İran karşıtı propagandaya ayıran ABD medyasının, hükümetin ülkedeki öğrencilere yönelik şiddetini protesto etmek için neredeyse hiçbir şey söylemediğini ya da yapmadığını belirtti.
Filistin kökenli köşe yazarı, yazar ve Palestine Chronicle internet sitesinin kurucusu Remzi Barud, Press TV 'ye verdiği mülakatta, Amerikan polisinin İsrail'in Gazze Şeridi'nde Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırım savaşını protesto eden öğrencilere karşı uyguladığı şiddeti kınadı.
Geçtiğimiz haftalarda ABD'nin farklı üniversitelerinde binden fazla öğrenci, üniversitelerini İsrail soykırımına yardım eden şirketlerden el çekmeye çağırdıkları için tutuklandı ve şiddetli baskılara maruz kaldı.
Protestolar, nisan ayı ortasında New York'taki Columbia Üniversitesi'nde Filistin yanlısı bir kampın üniversite yönetiminin talebi üzerine polis tarafından zorla kaldırıldığı yerde başladı.
Öğrenci hareketi, İsrail yanlısı lobi örgütlerinin tutuklamalar, uzaklaştırmalar ve diğer önlemlerle hareketi ezme girişimlerine rağmen Columbia'dan ABD'deki diğer üniversitelere yayıldı.
ABD'de yaşayan Barud, pek çok ana akım medya kuruluşunun 'öğrencileri asi, antisemit ya da daha kötüsü olarak göstererek' Amerikan devletine yardım ettiğini, bunun Amerika'nın kendi güvenliği için değil, soykırımcı bir apartheid rejiminin zedelenmiş itibarını korumak adına yapıldığını söyledi.
Barud, "Tüm bu çelişkilerin sadece İsrail lobisinin Amerika'nın günlük işleri üzerindeki kontrolünü değil, aynı zamanda Gazze'de devam eden İsrail soykırımını finanse eden ABD hükümetinin kendisini de ortaya çıkarmaya yardımcı olduğuna inanıyorum," dedi.
Barud, "Ayrıca bu, siyasi ajandalarını doğrudan ya da dolaylı olarak Washington ve onun dünya çapındaki yıkıcı dış politikasıyla uyumlu hale getirmek için sahte kimliklerini seçici bir şekilde kullanan sahte ilericileri de ifşa etti," diye ekledi.
ABD ve Batılı vekillerinin bir yıldan uzun bir süre önce 'İranlı kadınları özgürleştirme adına' küresel bir kampanya başlattığını ve bunun 'tamamen siyasi' olduğunu vurgulayan Barud, şöyle devam etti:
"Üzücü ironi şu ki, ABD ve Batı'nın askeri müdahaleleri, Irak, Afganistan ya da Libya'da, bu müdahale dönemlerinde diğer tüm ölüm nedenlerinden daha fazla kadın ve diğer masum insanları öldürdü. Kendilerini 'ilerici' olarak tanımlayan pek çok örgüt ve grubun Amerikan propagandasına alet olması ve böylece bilerek ya da bilmeyerek emperyalist müdahalelerin bir kolu olarak hizmet etmesi de aynı derecede esef verici."
'Tarihin tekerrür ettiğine' ve bu kez Amerikalıların protesto hakkının engellendiğine işaret eden Barud, "Ancak bu kez protesto hakları engellenen insanlar Amerikalı, polis ve diğer güvenlik güçleri tarafından darbedilen ve aşağılanan kadınlar Amerikalı ve daha önce görülmemiş bir şekilde engellenen ifade özgürlüğü sıradan Amerikalıların yasal haklarının bir parçası," diye konuştu.
Barud, "Her kesimden genç Amerikalıların bu yeni çabayı desteklediğini görmekten mutluluk duyuyorum. Amerikan halkının kolektif algısında ciddi bir değişimin eşiğinde olduğumuza inanıyorum," ifadelerini kullandı.(YDH)