Siyonist yetkililerden itiraf; Hizbullah Dünyanın en büyük 5 füze gücünden biri
Siyonist medya, bu rejimin siyasi ve askeri otoritelerinin Lübnan'a saldırı tehdidinden vazgeçtiğine dikkat çekerek şunları vurguladı: Çatışma süreci son 9 aydır sürekli devam ediyor ve stratejik bir değişiklik yok.
Son iki aydır ağırlıklı olarak Lübnan direnişinin askeri yeteneklerini incelemeye odaklanan Siyonist medya, bu konuyla ilgili yayınladığı son raporunda şunları belirtti: Lübnan Hizbullah'ı sahip olduğu füze sayısı bakımından dünyanın en büyük 5 gücünden biridir.
HİZBULLAH DÜNYANIN EN BÜYÜK 5 FÜZE GÜCÜNDEN BİRİ
Siyonist rejimin Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı eski başkanı ram Ram Aminakh bu konuda şunları söyledi: İsrailliler, Hizbullah'ın oluşturduğu tehdidin boyutunu anlamıyorlar çünkü çok büyük bir füze stoğu var ve sahip olduğu füze sayısı açısından bakıldığında, Dünyanın 5 büyük gücü (Amerika, Çin, Rusya ve Almanya) arasında yer almaktadır.
Öte yandan Siyonist rejimin güvenlik yetkililerinden Amir Avivi ise şunları söyledi: Hizbullah kabusuyla yaşayamayız.
İşgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Siyonist rejimin Kanal 12 televizyonu muhabiri Guy Varon bu konuda şunları dedi: İsrailliler yabancı medyadan gelen haberleri takip ettiklerinde İsrail'in kuzey cephesindeki tehditlerinin yoğunlaştığını hissediyorlar. Ama pratikte son 9 aydır aynı çatışma süreci devam ediyor ve herhangi bir stratejik değişiklik de söz konusu değil. İsrail'in şu anda kuzeydeki gerçeği değiştirmesi mümkün değil.
Öte yandan Siyonist yerleşimciler, kuzeydeki duruma çözüm bulmak için herhangi bir önlem almayan bu rejimin başta kabine ve ordu yetkilileri olmak üzere sorumlularına yönelik sert söylemlerini sürdürüyor.
Gazze Şeridi'ndeki Siyonist esirlerden birinin kızı Dani Miran, işgal rejiminin Kan haber kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi: Kuzey cephesinden gelen mültecilerin bulunduğu alanın yanındaki oteldeyim ve hiçbirinin evine dönmek istemediğini fark ettim; Çünkü orada gelecekleri yok.
SİYONİSTLER LÜBNAN'A SALDIRI TEHDİDİNDEN GERİ ADIM ATIYOR
Öte yandan geçtiğimiz haftalarda başta işgalci rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere Siyonist yetkililer Lübnan'a yönelik söylemlerini yoğunlaştırıp kuzey cephesinde savaşı genişletme tehdidinde bulunurken, geçtiğimiz günlerde Yoav Gallant ve bu rejimin savaş altındaki güçleri, Lübnan'a yönelik geniş çaplı bir saldırı tehdidi söylemlerinden açıkça geri adım atarak Hizbullah'la yaşanan çatışmaların çözümü için siyasi bir çözümün benimsenmesini talep etti.
İbranice yayın yapan medya bu konuda şunları söyledi: Kabine toplantısı sırasında Gallant, Lübnan'la ateşkes sağlamanın bir yolunu bulmaya çalıştı; ancak Netanyahu'nun kabinesindeki İç Güvenlik Bakanı Itmar Ben-Gvir, Gallant'ın çabalarını boşa çıkardı.
Gallant'ın talebine yanıt olarak Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Netanyahu, kuzeydeki durumu sakinleştirmek adına şunları söylediler: Eğer bir takım koordinasyon sayesinde Lübnan'la savaştan kaçınmak mümkünse bu iyidir.
İşgal rejimi medyası bir başka haberinde ayrıca şunları yazdı: Ancak Itamar Ben-Gvir, Lübnan'la savaşın her koşulda sürdürülmesi gerektiğini ve kaçınılmaması gerektiğini vurguluyor.
Bu rapora göre Netanyahu'nun kabinesindeki Ben-Gvir ve bir diğer aşırılık yanlısı bakan olan Bezalel Smotrich dışında kabinedeki herkes Lübnan'la savaşın önlenebileceğine inanıyor. Bu arada, birkaç gün önce, savaş planlarının ayrıntılarını bilen İsrail Hava Kuvvetleri'nin üst düzey subaylarından biri bu ordunun genelkurmay Başkanlığına yazdığı bir mektupta, ne pahasına olursa olsun Lübnan'a karşı geniş çaplı bir askeri operasyonun başlatılmasının spnuçları konusunda uyarıda bulundu. Ordu komutanlarından, ordunun Lübnan'da sürekli bir savaşa hazır olmadığını siyasi yetkililere bildirmelerini istedi ve ‘Lübnan'la yapılacak savaş ise İsrail'i 7 Ekim felaketinden çok daha büyük bir stratejik felakete sürükleyecektir’ dedi.
Ma'ariv gazetesi, yazar ve Siyonist uzman Alon Ben David'in yazdığı raporda şunları vurguladı: Ordu şu anda Lübnan'da geniş çaplı bir savaşa hiçbir şekilde hazır değil ve Hizbullah'a karşı büyük bir ilerleme kaydedemez ayrıca kuzey cephesinin gerçekliğini dramatik bir şekilde değiştiremez. Kuzeyde geniş çaplı bir savaş en iyi ihtimalle dahi kötü bir çözüm ve İsrail için acı bir bedelle sonuçlanacak. (Tesnim)