Atvan: Yemen ABD’nin itibarını zedeledi…Lübnan macerasının kaybedeni İsrail’dir
Abdel Bari Atvan Rey el-Yevm Gazetesindeki yazısında, Yemen'den Tel Aviv'e ultrasonik füze fırlatılması ve Siyonist rejim tarafından Lübnan'daki çağrı cihazlarının patlatılması olmak üzere son dönemdeki 2 önemli gelişmeyi değerlendirdi.
Arap dünyasının önde gelen gazeteci ve analistlerinden ve Rey el-Yevm Gazetesi Baş editörü Abdel Bari Atvan, Yemen'den Tel Aviv'e hipersonik bir füze fırlatılmasını Amerika için bir başarısızlık olarak değerlendirdi ve Siyonist rejimin Lübnan'a yönelik terör eylemini de bu ülkeye yönelik kapsamlı bir saldırının başlangıcı olarak nitelendirdi ancak bu rejimin kesinlikle başarısız olacağını vurguladı.
Atvan yazısında şu ifadelerde bulundu: ‘Çok önemli 2 olayda bölge büyük bir değişimin ve savaşın eşiğine geldi ve düşman Amerika, İsrail ve Avrupa çevrelerinde korku ve paniğe neden oldu.
İlk olay “Filistin 2” füzesiydi. Filistin direnişinin onuruna hazırlanan ve Yemenli kardeşlerimizin ve Yemen halkının, Filistin'in tamamının kurtuluşuna ve Siyonist rejimin planlarıyla mücadeleye ve bu rejimin yıkılışına olan bağlılığını vurgulamak için böyle bir isimle adlandırdıkları bu hipersonik balistik füze için Yemen'e teşekkürler ediyoruz.
Bahsettiğimiz ikinci konu ise Güney Lübnan ve şu anda burada çok tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. İsrail'in İslami direniş hareketinin ve özellikle de Hizbullah'ın iletişim ağına müdahalesi, patlayan çağrı cihazlarından dolayı binden fazla kişinin yaralanmasına yol açtı ve onlarca ambulans, yaralıları nakletmek için hızla Lübnan'ın güney kesimlerine hareket etti.
Yemen'in olağanüstü başarısı
Abdel Bari Atvan yazısına şöyle devam etti: ‘Yemenli kardeşlerin Filistin milleti onuruna ve onlara destek için “Filistin 2” adını verdikleri Yemen roketinin mesajı, Yemen'in, ülkeleri tamamen özgürleşene kadar Filistin’e olan desteğini vurguluyordu. Bu füzenin kapağında Filistin kefiyesi ve bayrağının resmi vardı ve bu olağanüstü bir başarıdır ve Yemen bu füzeyi yapmış, ateşlemiş ve ABD'nin haberi olmadan füze hedefini vurmuştur.’
Atvan bu füzenin özellikleri hakkında şunları yazdı: ‘Hızı saatte 19 bin 600 kilometre olan bu füze, 11,5 dakikada 2 bin 150 kilometre yol kat ederek Tel Aviv havalimanı yakınındaki hedefini vurdu. Ancak bu füzenin hızının yüksek olması nedeniyle tüm kara savunmaları, Arrow ve Demir Kubbe savunma sistemleri bu füzeyi engelleyemedi. Bu füzenin hızı Amerika için şaşırtıcıydı çünkü bu tür eylemleri engellemek için tüm teçhizatı ve savunmasıyla hazırdı.
Bu, Yemen'deki kardeşlerimiz için Araplar ve İslam adına bir mucizedir. Yemen, Arap Yarımadası'nda ve tüm Ortadoğu bölgesinde inisiyatif alabilen, sürprizler yaratabilen büyük bir ülke haline geldi. Amerika'nın böyle bir füzesi yok, sadece Rusya, Çin, Kuzey Kore ve şimdi de Yemen’in var. Yemen mart ayında hipersonik füzeye sahip olduğunu açıkladığında, Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby bu açıklamaları yalan olarak nitelendirmiş ve bunların doğru olmadığını ve yanıltma amaçlı olduğunu söylemişti.
Arap dünyasının bu önde gelen analisti John Kirby’e hitaben şunları yazdı: ‘Bugün Yemen sizin ve ABD hükümetinin yalancı olduğunu kanıtladı. Yemen halkı sizden üstündür, hatanızı itiraf edin.
Atvan, “Bu füzeyi yalnızca Rusya kullandı, şimdi de Yemen bunu kullanarak hedefini başarıyla vurdu” dedi ve şöyle devam etti: ‘Bugün İsrail ve Amerika'da kafa karışıklığı ve aşırı korku var ve önümüzdeki günlerin birçok sürprizle birlikte geleceğini düşünüyorum ve bu füze Amerika'nın askeri yapısı ve askeri endüstrileri için bir başarısızlıktır. Aslında Yemen, tüm hava savunmasını yok ederek Amerika'nın itibarını yok etti, yani bu, kelimenin tam anlamıyla bir başarıdır.’
Netanyahu'nun son kozu maceraperestlik
Abdel Bari Atvan, Lübnan meselesine değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Aslında Güney Lübnan, İsrail'le kapsamlı bir savaşa yaklaşıyor. Hizbullah'ın iletişim ağının hacklenmesi aslında bir başlangıç, bu hacklemenin nasıl yapıldığını daha sonra öğreneceğiz. Ama önemli olan Hizbullah'ın üssü olan Lübnan'ın güney kesimlerinde yüzlerce kişinin ve aynı cihazı kullanan İran'ın Beyrut'taki büyükelçisinin yaralanmasıdır. Bu büyük bir olay ve İsrail'in Lübnan'a saldırısının bir başlangıcı olabilir.
Netanyahu, kuzeydeki mevcut koşulların devam etmemesi gerektiğini, Celil'deki yerleşim yerlerinden kaçıp orta veya güney bölgelere sığınan yerleşimcilerin geri dönmesi gerektiğini defalarca dile getirdi. Bu, Netanyahu'nun kararını verdiği ve Lübnan'a saldırma niyetinde olduğu anlamına geliyor ve İsrail'in bu eylem için Amerika'nın onayını alıp almadığını şu anda bilmiyoruz.
Netanyahu her şeyini kaybetti. İsrail yenildi ve şu anda Gazze, Batı Şeria, Irak, Güney Lübnan, Ürdün ve Yemen olmak üzere yedi cephede savaşıyor ve hepsinde de mağlup oldu. Bunlar Netanyahu'nun başarısızlıklarıdır ve artık bir maceraya başlaması gerektiğinin farkına varıyor ve macera elindeki son koz ve bu, yerleşimcileri geri getirmek için güney Lübnan'a saldırmaktır.
Netanyahu Siyonist mahkumları geri getirmeyi başaramadı, şimdi de Hizbullah'ın yenileceği ve böylece Celile'den kaçan 200 binden fazla yerleşimcinin geri döneceği umuduyla yeni bir savaşın arkasına saklanmak istiyor. Güney Lübnan'daki güvenlik şeridini almak istediklerini söylüyorlar, İsrail bu güvenlik şeridini alma konusunda başarılı olacak mı yoksa bu konuda sessiz mi kalacak? Asla bu güvenlik şeridi İsrail'in ve Siyonist projenin sonu olmayacaktır.
Netanyahu Amerika'ya savaş dayatmak istiyor, Amerika'nın Hizbullah'la, Irak'ta Haşid Şabi ile ve Yemen'le savaşmasını ve aynı şekilde İran’ı yok etmesini istiyor.
Şehit İsmail Haniye suikastı Netanyahu'nun beklediği gibi İran'ı savaşa itmedi ve şimdi Hizbullah'a ve Lübnan'a yapılacak saldırının Lübnan ve İran'ı Hizbullah'ı desteklemek için müdahale etmek üzere savaşa sürükleyebileceğini düşünüyor.
Bu, sonuçları belli olan bir maceradır, İsrail kesinlikle başarısız olacaktır çünkü Hizbullah hassas füzelerini, sahip olduğu tüm silahları ve sürprizleri kullanmamıştır. Bu olasılıklar mevcuttur. Netanyahu Batı'yı yıkıcı bir savaşa sürüklüyor, bu savaşın ne şekilde olacağını tam olarak bilmiyoruz, belki de nükleer bir savaş olacak.’(Ajanslar)