"Nasrallah’ın Tel Aviv’de yaptıkları sahip olduklarının sadece küçük bir gösterisi"
Basın kaynakları, Tel Aviv'in kuzeyde uğradığı zarar ve kayıpları gizlediğini, çatışmaların genişlemesi sonucunda İsrail'in başına gelecek ekonomik ve askeri sonuçların ağır olacağı sonucuna vardı.
Aralarında ABD'nin de bulunduğu çok sayıda Batı devleti ve bir dizi Arap ülkesi, İsrail ile Hizbullah arasında 21 günlük “geçici ateşkese” varılması için ortak bir çağrı yayınladı. Joe Biden ve Emmanuel Macron tarafından perşembe günü duyurulan bildiride şu ifadeler kullanıldı:
“8 Ekim'den beri Lübnan ve İsrail’de yaşanan durum tahammül edilemeyecek bir hal almıştır ve gerilimlerin bölgede daha geniş çaplı olarak tırmanmasına ilişkin kabul edilemez bir risk teşkil etmektedir. Bu, ne İsrail ne de Lübnan halkının çıkarınadır. Sınırın her iki tarafındaki sivillerin de evlerine güvenle dönmelerini sağlayan diplomatik bir anlaşmanın yapılmasının zamanı gelmiştir.”
Joe Biden ABC News'a bölgede “topyekün savaş olasılığı olduğunu” fakat durumu düzeltmek için çabaladıklarını savunurken, Netanyahu’nun Ofisi, "Bu, Başbakan’ın henüz yanıt bile vermediği bir Amerikan-Fransız önerisidir" dedi.
Hükümetteki aşırılıkçılar teklife öfkeyle karşı çıktı ve böyle bir adımın “Hizbullah'a toparlanmak için zaman kazandırmaktan başka bir işe yaramayacağını” savundu. Bu koroya kuzey kısımlarının belediye başkanları da katıldı.
Basın, Binyamin Netanyahu’nun çarşamba akşamı İsrail'in müzakereler süresince Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurmaması koşuluyla, geçici bir ateşkes için müzakerelere yeşil ışık yakacağını ileri sürdü.
Tel Aviv'e 500 kg. harp başlığı
İsrail ordusunun çarşamba akşamı düzenlediği saldırılarda 72 kişi daha yaşamını yitirdi, 400'den fazla da yaralı var. Hizbullah perşembe öğlen saatlerinde Hayfa'nın Rafael askeri sanayii kompleksini bir kez daha füze yağmuruna tuttu. Akka'ya ilk kez 45 roket fırlattı. Direniş, çarşamba akşam saatlerinde de Hayfa'nın güneyindeki bir patlayıcı fabrikasını Fadi 3 füzeleriyle bombaladı.
Aynı günde iki kez Kiryat Motzkin yerleşim birimini Fadi 1 füze salvolarıyla vurdu. Bir başka ilgi çekici gelişme de güney Lübnan'daki hava savunma sistemlerinin iki İsrail savaş uçağını geri çekilmeye zorlaması oldu. Hizbullah'ın dün Tel Aviv'e fırlattığı Kadir-1'in balistik füzesinin 500 kg.'lık harp başlığı taşıdığı belirtildi. Direniş, füzenin menzilinin 190 kilometre olduğunu kaydetti. Saldırıda Mossad karargahı hedef alınmıştı.
Tüm kuzey siren sesleriyle inlemeye devam ederken birçok yerleşimde güvenlik güçleri halka korunaklı yerlere yakın kalmaları talimatı veriyor. Bu bağlamda, İsrail Ordu Radyosu çarşamba günü hem Hizbullah'ın hem de Irak Direnişi'nin soluksuz saldırılarına atıfta bulunarak şu anonsu geçti:
“İsrail'de Hermon Dağı'ndan Vadi Araba'ya kadar son 24 saat boyunca çatışma çemberinin dışında kalan tek bir alan yok.”
'Bay Nasrallah'tan küçük bir gösteri'
İsrail basınına göre Hizbullah kuzeydeki operasyonlarını genişleterek İsrail'e ağır maddi kayıplar verdirdi. Çatışmaların maliyeti sadece pazartesi ve salı günü bir milyar doları aştı. İsrail ordusundan Tuğgeneral Ram Aminach Kanal 12'ye verdiği demeçte, “Temelde savaş maliyetini artıran şey önleme füzelerinin kullanılmasıdır.” dedi.
Aminach, “bu açıdan savaşı finanse etmenin doğrudan maliyetinin yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu, daha sonra ödenmesi gereken dolaylı maliyetin 80 milyar doları aşabileceğine” dikkat çekti.
Basın kaynakları, Tel Aviv'in kuzeyde uğradığı zarar ve kayıpları gizlediğini, çatışmaların genişlemesi sonucunda İsrail'in başına gelecek ekonomik ve askeri sonuçların ağır olacağı sonucuna vardı. Kanal 14'e konuşan eski bir Şin Bet yetkilisi “Hizbullah'ın Tel Aviv'e füze atma kabiliyetinin hafife alınmaması gerektiğini” söyledi ve ekledi:
“Bay Nasrallah'ın bugün yaptığı şey, sahip olduklarının sadece küçük bir göstergesidir.”
Mikati: Hastaneler sivil dolu
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Fransa'nın talebi üzerine çarşamba akşamı düzenlenen acil oturumda Lübnan'daki durumu görüştü. Lübnan Başbakanı Necip Mikati, New York'a İsrail'e derhal ateşi kesmesi için baskı yapacak ciddi bir çözüm bulmak üzere geldiğini söyledi.
Mikati şunları kaydetti: “Lübnan saldırıların kurbanıdır. Bu durum bir kara saldırısına, hatta geniş çaplı bir bölgesel savaş için bir alana dönüşebilir.” Saldırganın sadece savaşçıları ve silahları hedef aldığını iddia ettiğini belirten Başbakan, “Lübnan'daki hastanelerin düzinelerce kadın ve çocuğun da aralarında bulunduğu yaralı sivillerle dolu olduğunu teyit ediyorum.” dedi.
“Saldırganlara karşı kararlı caydırıcı ve cezalandırıcı önlemler alınmazsa bu tür saldırıların başka ülkelere de yapılmayacağını kim garanti edebilir?” diye sordu.
'Konsey rehine alındı'
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Vershinin, “Lübnan'a yönelik saldırı ve kışkırtmaları” kınayarak askeri çözüm arayışlarının beyhude olduğunu söyledi. Diplomatik çözüm için koşulların yaratılması çağrısında bulundu ve ABD'ye atıfta bulunarak ekledi: “Daimi bir üye devlet tarafından rehin tutulan Konsey'in eylemsizliği kabul edilemez.”
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise Lübnan ve Gazze'de yaşananların Güvenlik Konseyi'nin harekete geçememesinden kaynaklandığını söyledi. Ülkesinin “kapsamlı bir savaş çıkması halinde sessiz kalmayacağı” uyarısında bulundu.
ABD'nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood, ülkesinin tüm taraflarla müzakerelere katıldığından bahsetti. Gerilimin tırmanmasından Hizbullah'ı sorumlu tuttu ve İran'ı harekete silah ihraç etmekle suçladı.
2006 yükleniyor...
İsrail gazetesi Yediot Aharonot, Lübnan'a yönelik bir kara saldırısının başlaması halinde İsrail ordusunun “Hizbullah tarafından hazırlanmış bir ölüm tuzağına” düşeceğini kaydetti. Bu haberin iki yedek tümenin kuzey sınırına konuşlandırılmasından sonra yapılması dikkat çekiyor.
Gazete yeni birliklerin sınıra gönderilmesine rağmen “Lübnan'a yönelik bir kara harekatı için acil bir hazırlık olmadığını” belirtti. Yayına bakılırsa üst düzey liderliğin çoğunluğu “İsrail'in 1982 ve 2006'da olmak üzere daha önce iki kez Lübnan'a karadan girme konusunda trajik bir hata yaptığına ve aynı yanlışın tekrarlanmaması gerektiğine inanıyor.”
Gazete şu anki durumun İsrail'in Hizbullah'ı hava gücüyle ve kara işgali olmadan yenebileceğine inandığı 2006 savaşının başlangıcına benzediğini açıkladı. Hava saldırıları Hizbullah'ın karşılık vermesiyle başarısız olunca İsrail'in kara harekatına başladığını ve “hiçbir hedefine ulaşamadan geri çekilmek zorunda kaldığını” hatırlattı.(Aydınlık