Colani 'savaş baronu mu, cihatçı mı yoksa devletin kurucusu mu?'
İngiltere basının gündeminde geçen hafta Suriye'nin yeni yönetimi kadar İşçi Partisi'nin göçmen politikaları ve faşizme karşı örgütlenme çağrısının yapıldığı büyük gösteriler vardı.
The Economist dergisi Suriye’de 29 Ocak’ta devlet başkanlığını ilan eden Ebu Muhammed el Colani (sonradan kullanmayı tercih ettiği ismi Ahmed Şara) ile 31 Ocak’ta yaptığı bir mülakatı ve ayrıca mülakata dair editoryal yorumunu yayınladı.
“Savaş Baronu mu, Cihatçı mı Yoksa Devletin Kurucusu mu?” başlığıyla yayınlanan analizde, Batı’nın daha önce (Suriye’de el-Kaide liderlerinden olan) Colani’den Suriye’yi İran ile Rusya’nın etkisinden uzaklaştırmasını beklediği ancak Suriye’nin yeni liderinin verdiği bu röportajda tam aksine ABD’nin “yasadışı” askeri varlığını “sert bir dille” eleştirdiği ve Rusya’nın askeri üsleri konusunda müzakereye açık olduğunu söylediği belirtiliyor.
The Economist röportaj sırasında Colani’nin yanında, büyük ölçüde eski İdlib emirliğinden gelen küçük bir danışman ekibi olduğunu söylüyor ve uzlaştırıcı söylemlerinin aksine kapsayıcılık iddiasının gerçeği yansıtmadığını vurguluyor.
Derginin editörleri Colani’nin “aynı anda herkesin gözüne girmeye” çalıştığını belirtiyor ve bunu farklı toplantılarda giydiği farklı kıyafetlerle örneklendiriyor: “Başkanlığını duyurduğunda askeri üniforma giyerek isyancı liderlerin karşısına çıktı, ertesi gün halka siyah takım elbise ve yeşil kravatla hitap etti. The Economist ile görüşmesine ise krem rengi ceket ve siyah gömlekle geldi. Şara’nın [Colani] görünüşüne büyük önem verdiği açıktı; muhtemelen bu detayların yorumlanacağını bildiği için röportaj boyunca kıyafetlerinden üç kez bahsetti.”
The Economist dergisi Colani’nin herkesin gönlünü hoş etmeye çalışan bir üslubu tutturmaya çalıştığını ve bunun da geçmişte IŞİD adına intihar saldırıları düzenlemiş ve Suriye’de el-Kaide’yi yönetmiş birisinin gerçekteki amacını tartmayı güçleştirdiğini vurguluyor. Yazıda ayrıca Kürtler için, federal bir düzenleme seçeneğini kabul etmeyen Colani’nin “güçlü lider imajı vermeye” çalıştığı ancak sahadaki 30 bin kişilik kuvvetinin zayıf olduğu ve örneğin “ülkeye yeni gelmiş, deneyimsiz birisinin ekibinin iletişim sorumlusu” olduğu belirtiliyor. Ayrıca halihazırda ülkenin Dışişleri Bakanı olan eski cihatçı Esad Hasan Şeybani’nin de, röportaj boyunca Colani’nin yanında oturarak görüşmeyi “yönlendirdiği” ifade ediliyor.
The Economist Colani’nin, şimdiye kadar cihatçıları kontrol altında tutuyor gibi gözükmesine karşın bu grupların aşırılıklarını dizginlemekte zorlandığını vurguluyor. Bu röportajda ilk kez “demokrasi” kelimesini açıkça kullandığı belirtilen Colani’nin vaatlerinin belirsizliklerle dolu olduğu ifade ediliyor. Colani’nin kadın hakları ve siyasi partilerin kurulması gibi konularda net bir şey söyleyemediği örneğin yalnızca “Kadınlar için geniş bir iş gücü piyasası olacak” diyerek belirsiz bir yanıt verdiği belirtiliyor. Yazıda Colani’nin ayrıca şeriat konusunda da sorumluluğu üzerinden atarak kaçamak cevap verdiği ifade ediliyor: "Eğer geçici hükümet şeriatı kabul ederse, benim görevim bunu uygulamak olur. Eğer kabul etmezse, yine benim görevim bunu uygulamak olur." Ve aslında açıklamalarının içinin boş olabileceği yorumu yapılıyor.
The Economist Colani’nin hem kendisinin hem de örgütünün terörist olarak tanımlanmasının yükünü taşıdığını ve her ne kadar “Benim statüm Suriye'nin cumhurbaşkanı, HTŞ'nin değil” diye itiraz ediyorsa da pek çok kişinin onun HTŞ kadrolarını üst düzey görevlere atamasına ve yabancı cihatçıları ordudaki görevlere getirmesine öfkeli olduğunu belirtiyor. Dergi son olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “Suriye, 50 yıllık totaliter yönetimin ardından biraz daha özgür nefes alıyor. Ancak, Şara’nın [Colani] gerçekten kapsayıcı bir lider olup olmadığı ve cihatçı geçmişini geride bırakıp bırakmadığı henüz kanıtlanmış değil.(DuvaR)