'Faizle işleyen mevcut sistem değişmeli'
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan adayı Abdurrahman Kaan, faizle işleyen mevcut sistem değişmeden, faizi ortadan kaldırmak ya da değiştirmenin mümkün olmadığını belirterek, "Ekonomimizde, faizin etkisini en aza indirecek ya da ortadan kaldıracak yeni bir sistem üzerinde çalışmamız gerekiyor." dedi.
MÜSİAD'ın 24. Genel Kurul'u Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti.
Abdurrahman Kaan, Genel Kurulda yaptığı konuşmada, MÜSİAD olarak her zaman hem kendilerinin, hem de ülkenin gelişimi için var güçleriyle çalıştıklarını kaydetti.
"Bugün Türkiye'de 86 noktada, dünyanın 68 ülkesinde 181 noktada var olan bir MÜSİAD'a eriştik. Tüm Türkiye'de 3 bin üyeli Genç MÜSİAD'lı, genç işadamları topluluğuna ulaştık." diyen Kaan, ülkede iş dünyasının sorunlarıyla yakından ilgilenmekle kalmayıp, profesyonel ekipleriyle hazırladıkları raporlarla ve sundukları önerilerle çözüme katkı sunmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Kaan, gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarından birisinin işsizlik olduğunu anımsatarak, "Ülkemiz özellikle son yıllarda ciddi emek veriyor bu konuda; değerli Cumhurbaşkanımızın yönlendirmeleri ve hükümetimizin hassasiyetiyle, istihdamın artırılması yönünde çalışmalara ağırlık veriliyor." diye konuştu.
Kendilerinin de hem gönüllü teşekkül kimlikleriyle, hem de iş adamları olarak istihdam konusuna özel önem verdiklerini vurgulayan Kaan, bunun gibi toplumun tamamını etkileyen konularda yönetimler, hükümetler birinci derecede rol sahibi olsa da, gönüllü teşekküllerin katkıları ve iş adamlarının fedakarlığının da öne çıktığının altını çizdi.
Kaan, sözlerine şöyle devam etti:
"Daha çok üretim diyoruz, daha fazla yatırım, daha fazla istihdam diyoruz; ama bu noktada bir kanayan yaraya dikkat çekmek istiyorum: Faiz! Faizle işleyen mevcut sistem değişmeden, faizi ortadan kaldırmak ya da değiştirmek mümkün değil. Ekonomimizde, faizin etkisini en aza indirecek ya da ortadan kaldıracak yeni bir sistem üzerinde çalışmamız gerekiyor. Maliye politikamızı 'faiz dışı fazla' esasından, 'yatırım dışı fazla' esasına çevirmeye gayret etmeliyiz."
"Genç ve orta yaş nüfusu aktif şekilde üretime katmalıyız"
Abdurrahman Kaan, ülkelerin kalkınması ve gelişmesi noktasında hayati öneme sahip bazı sektörler olduğunu, kendileri için bunların başında bilgi teknolojileri, enerji, tarım, gıda ve savunmanın geldiğini söyledi.
Bilgi teknolojileri ve iletişim sektörlerinde katma değerli üretim ve istihdam açısından dev fırsatlar bulunduğuna işaret eden Kaan, "Enerji alanında son derece önemli anlaşmaların altına imza atan, büyük projeleri bir bir hayata geçiren bir Türkiye var artık. İnşallah enerji alanındaki tüm projelerimiz hayata geçtiğinde, enerjide dışa bağımlılığımız sona erecek." dedi.
Kaan, tarım ve gıda ürünlerinin ihracatın daha geniş bölgelere yayılması açısından son derece önemli olduğunu, Türkiye'nin bugün Avrupa'dan Amerika'ya kadar birçok ülkeye, geniş ürün skalasıyla gıda ürünleri ihraç ettiğini dile getirdi.
Bunların hepsinin kendilerini heyecanlandıran gelişmeler olduğunu, fakat iş adamları olarak heyecanlanmaktan öte, ellerini taşın altında tutmaya devam edeceklerini vurgulayan Kaan, "Sözünü ettiğim konularda Türkiye'nin öne çıkması, potansiyelini hayata geçirebilmesi için elimizden geleni yapacağız." ifadelerini kullandı.
Kaan, Türkiye'nin imalat sanayini öncelikli kılan bir üretim modelini her zaman temel alması gerektiğini vurguladı.
Genç nüfusun, üretim aşamalarına daha fazla dahil edilmesi gibi konuların kendileri için hayati noktada olduğuna dikkati çeken Kaan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Genç ve orta yaş nüfusu aktif şekilde üretime katmalıyız. Hükümetimizin, 81 ilde orta ölçekli sanayi bölgeleri kurulması yönünde attığı adımları olumlu ve değerli bulduğumuzu belirtmek istiyorum. Üretimi güçlendirmek, ihracata yönelik imalat üretimine ağırlık vermek için iş dünyası olarak ödevlerimizin farkındayız; bu konuda da var gücümüzle çalışmaya hazırız.
Ülkemiz son 15 yılda Allah'a hamdolsun, hükümetin güçlü ve iyi yönetimi sayesinde siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve refah yolunda çok iyi bir dönem geçirdi. Ancak bu gelişmeyle birlikte ülkemizin dirilişini, yükselişini hazmedemeyen bazı dış ülkeler ve içerideki uzantıları, son 4 yılda farklı şekillerde saldırılarda bulundular. Allah'a şükür ki, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümet ve aziz necip halkımız, Gezi, 17-25 Aralık, Kobani, PKK, YPG ve uzantıları, DAEŞ terörü ve hain 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi gibi tehlikeleri başarıyla püskürttü. 16 Nisan'da halkımızca kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sonrası yapılacak reformlar ve kurumsal dönüşümle yeni Türkiye'miz, inşallah yükselmeye devam edecek."
"İntikam almak için değil, ders almak ve tekrar yaşamamak için bazı şeyleri de hep hatırımızda tuttuk"
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ise MÜSİAD'ın kurulduğundan bu yana, Türkiye'ye ve İslam dünyasına kurumsal STK yapısıyla öncülük ettiğini söyledi.
27 yılda gerçekleştirdikleri birçok faaliyetin yanı sıra, bir modeli, erdemli iş adamı tasavvurunu ortaya koydukların aktaran Olpak, "Ufkumuzu sadece Anadolu'yla sınırlamadık. Bu tasavvuru, dünyanın dört bir yanındaki üyelerimizle birlikte hayata geçirdik. Bu yolda yürürken hep birlikte zorluklara da göğüs gerdik. Elde ettiklerimizin huzur, onur ve şükrünü de yaşadık. Ama hiç bir zaman umutsuzluğa düşmedik. İntikam almak için değil, ders almak ve tekrar yaşamamak için bazı şeyleri de hep hatırımızda tuttuk." dedi.
Olpak, 28 Şubat döneminde, çirkin ellerin oyunlarıyla neler yaşadıklarını unutmayacaklarını dile getirdi.
O günlerin milletimizin ve MÜSİAD'ın zihninde derin ve acı izler barındırdığını anımsatan Olpak, şunları kaydetti:
"O dönemde neler yaşandığını iyi hatırlıyoruz. Bırakın destek olmayı, gözlerinin önünde yaşanan zulme sessiz kalanları da unutmuyoruz. Benim, kurulduğu günden beri gönül verdiğim, 1995 yılında Komisyon Üyesi olarak görev aldığım MÜSİAD'a, üye olduğum tarih 1 Mart 1997'dir, yani 28 Şubat'ın hemen ertesi. Bu, bizi yok etmeye çalışanlara, birlikte karşı çıkmanın bir duruşuydu. O gün başladığım yolda, bulunduğum yerin onurunu yaşıyorum."
"Ülke ülke gezen başkanlardan birisi oldum"
Nail Olpak, 2013 yılında Gezi olaylarının yaşandığını anımsatarak, "Gezi Olayları başlayınca anında doğru duruş gösteren bir MÜSİAD vardı. Eleştiri hakkının, şiddet içermemesi gerektiğini hatırlatarak... Nitekim sonra herkes gördü ki, ağaçların yaşam hakkını savunma görüntüsü arkasında, farklı emelleri olan gruplar yuvalanmıştı." dedi.
Aynı yılın sonunda 17-25 Aralık sürecinin başladığını hatırlatan Olpak, FETÖ'nün kumpası olduğunu sonradan öğrendikleri, hukuk eliyle yapılmaya çalışılan o çirkin darbenin hedefinin güçlü Türkiye olduğunu kaydetti.
Olpak, "Birilerinin, 'ortalık toz duman, biraz bekleyelim' dediği o günlerde, üstadın ifadesiyle 'sağına ve soluna bakmadan, ben varım diyerek anında tavır koyup, yanlışa karşı çıkan MÜSİAD'ın başkanı olmanın gururunu yaşıyorum." ifadelerini kullandı.
Tarihine kara harflerle yazılan 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin gecesinin de derin izler bıraktığını vurgulayan Olpak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İhanet, endişe ve kararlı mücadelenin bir arada olduğu bir gece… O gece bir yandan, hainlerin kurşunlarıyla şehit olan masumların haberlerini alırken, diğer yandan yönetimimiz ile yol haritamızı belirleyip, tüm iletişim kanallarını kullanarak ve meydanlarda yerini alarak, milletinin yanında direnen bir kurumun başkanı olmanın onurunu yaşıyorum. Ertesi gün 16 Temmuzda, hala çatışmalar sürdüğü için birileri, tarihin utanç sayfalarına geçecek ifadeleriyle, 'İş dünyası olarak ortak açıklama yapmayı doğru bulmuyoruz. Zaten, olay asker ve hükümet arasında geçiyor' tavrıyla başını kuma gömüp kim kazanırsa ondan yana olma hesapları içindeyken, iş dünyasının 13 kuruluşuyla birlikte, '15 Temmuz, karanlıktan aydınlığa' sloganıyla, kamuoyunun karşısında net bir tavır göstermenin huzuru içindeyim. Devamında, Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci'nin başkanlığında başlayıp, Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan başkanlığında da gerçekleştirdiğimiz, yaşadığımız ihaneti anlatmak üzere, siyaset ve iş dünyası temsilcileriyle, ülke ülke gezen başkanlardan birisi oldum. Bütün bunlar yaşanırken durduğum yer, yarına bıraktığım en önemli mirasımdır."
"Başkanlığım döneminde eksik, hata, kusur, ne varsa, tümünün sorumluluğu bana aittir"
Olpak, konuşmasında MÜSİAD'ı oluşturan taşlardan da bahsetti.
2012 itibariyle Türkiye'de 34 noktada olduklarını anımsatan Olpak, son 5 yıl içinde Muğla'dan Bartın'a, Tekirdağ'dan Seydişehir'e kadar uzanan şube ve temsilcileriyle 86 noktaya ulaştıklarını dile getirdi.
Olpak, aynı şekilde, 2012 itibariyle yurt dışında, şube, temsilci ve IBF temsilcileriyle, 33 ülkede faaliyette olduklarını anımsatarak, 5 yılın sonunda Johannesburg'tan Amsterdam'a, Tokyo'dan Üsküp'e kadar uzanan 68 ülkede, 181 noktada oldukları bilgisini verdi.
"Yapılanlar güzel ama daha çok çalışmalıyız diye, her gün daha fazlasını istediğim, bunun için yurdumuzun ve dünyanın dört bir yanını alt üst eden teşkilatıma gönülden teşekkür ediyorum." diyen Olpak, kalplere girmekten büyük sayı olmadığının altını çizdi.
Konuşmasında düzenledikleri organizasyonlardan da bahseden Olpak, bu yaz sonunda yeni genel merkez komplekslerine kavuşacaklarını da bildirdi.
Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rahmetli anacığım derdi ki; 'Oğlum! Kabahati telli duvaklı gelin etmişler, kimse beğenip almamış'. Başkanlığım döneminde eksik, hata, kusur, ne varsa, tümünün sorumluluğu bana aittir. Dönemim boyunca, kararlarımızı ortak almış olsak da aklımızın ermediği, gücümüzün yetmediği alanlarda eksik bıraktığımız her şeyin sorumluluğunu seve seve kabullenir, üstüme alırım ve aldım. Mazeret terazisi, küfrü bile tartarmış. Mazeretlerin arkasına sığınmadım, sığınmıyorum. MÜSİAD bu günlere kurucularının, üyelerinin ve gönül birliği eden dostlarının omuzlarında yükseldi. Bugün, bana emanet edilen başkanlığı devrediyorum, ama MÜSİAD'ın ve MÜSİAD'lı dostlarımın başımın üstünde yeri var. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da milletim için çalışmaya devam edeceğim."
Olpak, konuşmasının sonunda eşine ve çocuklarına da teşekkür etti. Bu sırada duygulanarak konuşmakta zorlandığı görülen Nail Olpak, salondan büyük alkış aldı. (AA)