Bir Garip Yapılanma: Otpor
Dünyanın sayılı zenginleri tarafından parasal olarak desteklenen Otpor’un, ilk ortaya çıktığında pekte ciddiye alındığı söylenemez. Otpor’un yapılanma sürecine göz attığımızda Sırbistan’da Slobodon Miloseviç rejimi sırasında bir grup öğrenci tarafından kurulduğunu ve var olan rejimi değiştirmek için farklı stratejiler kullandığını görürüz.
Belki de birçoğumuzun ilk defa duyduğu Otpor; Sırpça ve Hırvatça’da ‘Direniş’ anlamına gelmektedir. Sırp merkezli CIA destekli bir örgüt olan Otpor’un amacı sosyal medyayı kullanarak hedef ülkede şiddetsiz ve silahsız sivil darbe başlatmaktır.
Dünyanın sayılı zenginleri tarafından parasal olarak desteklenen Otpor’un, ilk ortaya çıktığında pekte ciddiye alındığı söylenemez. Otpor’un yapılanma sürecine göz attığımızda Sırbistan’da Slobodon Miloseviç rejimi sırasında bir grup öğrenci tarafından kurulduğunu ve var olan rejimi değiştirmek için farklı stratejiler kullandığını görürüz.
Bu örgüt bir anda Sırbistan’da hükümet tarafından ezilen halkın sesi ve ümidi olarak ortaya çıktı. Hükümetin baskısından korkan halkın kaygılarını azaltmak için mizah ve tiyatroyu kullandılar. Halkın sevgi ve sempatisini topladıktan ve kendilerini topluma kabullendirdikten sonra mahalle mahalle gezip insanları organize etmeye başladılar. Uygun ortamı hazırladıktan sonra gösterilere başlayan örgüt, gösteriler sırasında gözaltına alma tehdidini etkisiz kılmak için kalabalığın verdiği güven düşüncesiyle ikincil gösterileri kullandılar.
Yani bir grup meydanda gösteri yaparken ikinci grup gözaltına alınmalara hemen tepki vermek için karakolların önünde gazetecilerle hazır beklediler. Böylece polisler dışarıda gösterici ve gazeteciler varken yakaladıkları insanları dövemiyor ve fazla alıkoyamıyorlardı. Aynı zamanda gözaltına alınan aktivist de desteğin farkında oluyor ve korkmuyordu.
İlk başlarda Otpor örgütünün tabiri caizse bir avuç sokak serserisinden oluştuğunu düşünen Miloseviç, olayın vahametini kavrayınca örgütü “terörist grup” olarak ilan etti. Ancak Otpor ile irtibat içinde olan halk örgütü “terörist” değil de kurtarıcı olarak gördüğü için Miloseviç’in taktiği elinde patladı; insanların Otpor’a olan desteği katlanarak çoğaldı. Örgüte destek veren özel medya kuruluşları kapatıldığında halk sokaklara dökülüp kuruluşları tekrar açtırıyor, tutuklanan liderleri zorla serbest bıraktırıyorlardı. Kısaca hükümeti yıldırıyorlardı…
İşlerin iyice sarpa sardığını gören Miloseviç, Otpor’un halk üzerindeki etkisini kırmak için erken seçim kararı aldı. O güne kadar hükümet tarafından “vatan haini” damgası yememek için hiçbir partinin yanında yer almayan örgüt, 18 partiden oluşan muhalefeti toplayıp 1 aday çıkardı ve o aday seçildi. Adayları seçildiği halde Miloseviç’in 2.tur istemesi halkı galeyana getirdi. Sokaklara dökülen halk her gün dozajını arttırarak mitingler düzenlediler.
İlk kurulduğu günden beri düzenlenen mitinglerin barışçıl olması ve polisle çatışılmaması büyük bir avantaj sağladı. Çünkü Miloseviç’in emrindeki polisler göstericileri bu tutumlarından dolayı düşman olarak göremedi ve saf değiştirdi. Ve en nihayetinde başkanlık sarayı basıldı, Miloseviç devrildi. Sonra masallardaki gibi “mutlu mesut yaşadılar” demeyi isterdim ama 2 yıl sonra ülke Miloseviç dönemini arar oldu. Otpor ise dünya zenginleri tarafından kendi çıkarları için kullanılan bir örgüt halini aldı.
Kendi ülkesinde görevini tamamlayan örgüt daha sonra Ukrayna’da turuncu, Gürcistan’da gül, Beyaz Rusya’da kot devrimlerinde farklı sembol, aynı organizasyon ve sponsorlarla yoluna devam etti. Tabi bu sponsorların ABD kaynaklı olduğunu söylemeye bilmem gerek yok herhalde…
Arap Baharının olduğu bütün ülkelerdeki olaylarda da Otpor’un parmağı var. Ve tabi birebir yaşadığımız ‘Gezi Olayları’nı da es geçemeyiz…
Baş eğitmen Sdrja Popovic, Otpor’un yüzünü kamera önünde gösteren birkaç nadir üyesinden biridir.
Mısır devrimini kendi ofisinde planladığını söyleyen Popovic “Olay şu ki; itmezseniz, çekersiniz. Aslında yaptığımız polis gücündeki ve ordudaki bu insanları yeni Mısır’da onlar için yer olduğuna ikna etmek. Diğer bir taktik ise herkesin meşgul olmasını sağlamak… Çünkü insanlar meşgullerse korkmaya zamanları olmaz” diye devam eder stratejilerini anlatırken örgütün “devrim başlatma” taktiğinin her ülkede aynı aynı olduğunu belirtiyor.
Bir park seç, bir haystack (gündem) yarat ve polisi bekle. Eğer gelmezlerse biraz yola taşın. Çünkü dünyanın bütün güvenlik bürokrasilerinde eğer kamu alanını işgal edersen talebinde ne kadar haklı olursan ol bürokrasi gereği oradan kaldırılırsın. Yani eyleme haklı taleplerle masum olarak başla ve sonra ortalığı karıştır…
Otpor’u sayılı dünya zenginlerinin maşası veya hizmetçisi olarak adlandırmak çok da ağır bir ithaf olmasa gerek…
Kısaca Otpor: Devrim sanayisi tarafından desteklenen ve hükümet düşürme deneyleri yapan bir oluşumdur.
Şüheda Ülsen / Nisanur Dergisi