Erdoğan'a 'Müslüman Mahpusları' Sordu
Haftalık Doğruhaber yazarlarından Abdullah Aslan, Başbakan Erdoğan'ın, Balyoz Darbe Planı davası sanıklarına ilişkin, "biz olmasaydık dışarı çıkamazlardı, dışarı çıkışlarını yasayla biz sağladık" yönündeki sözlerini hatırlatarak, "senden önce zülüm ve haksızlıkla içeri tıkılan Müslümanlarla ilgili peki ne yapıyorsun?" sorusunu yöneltti.
Yazar Abdullah Aslan, bu haftaki köşe yazısında 3 farklı konuyu işledi. Antep'te düzenlenen okur buluşması programına değindikten sonra, AK Parti hükümetinin yaptığı yasal düzenlemeyle Balyoz Darbe Planı sanıklarının tamamının serbest bırakıldığını anımsatan Aslan, Cezaevinden mektup gönderen Müslüman bir mahpusun yaptığı tespitte haklı çıktığını aktardı.
"Darbe Yapsalardı Böyle Çıkabilirlerdi"
"Birçoğu müebbetten yatan Balyoz Davası mahkûmları bir anda dışarı salıverildi. Balyozcular darbe yapsaydı ancak bu şekil cezaevleri kapılarını açar ve hep beraber dışarı çıkarlardı." diyen Aslan, hükümet üyelerinin girdikleri çelişkili durumu şu sözlerle ortaya koydu: "İlginçtir, bunlar içeri tıkılırken bu hükümet ‘ülke normalleşiyor… Biz bu davanın savcılarıyız…’ diyordu ve içeri tıkmaları tüm benliğiyle savunuyordu. Şu an da aynı hükümet onların dışarı salışlarına ‘biz olmasaydık dışarı çıkmazlardı, dışarı çıkışlarını yasayla biz sağladık…’ diyor. Şimdi hem girişler hem çıkışlar senin döneminde olmuşsa söyler misin hangisi doğrudur; içeri atılmaları mı, dışarı salınmaları mı?..."
"Müslüman Mahpuslar için Ne Yapıyorsun?"
"Aslında onların içeri alınışları veya dışarı salınışlarıyla ilgilendiğim yok. Benim söylemek istediğim başka bir şey." diyerek yazısına devam eden Aslan, Başbakan Erdoğan'a şu sitemlerde bulundu: "Senin döneminde cezaevlerine güya girişleri yanlış olanları sen salıyorsun da, senden önce başkaları tarafından hem de zihniyet olarak mahkûm ettiğin hükümetler tarafından zülüm ve haksızlıkla içeri tıkılan Müslümanlarla ilgili peki ne yapıyorsun? Onların dışarı çıkarılması yani serbest bırakılmasıyla alakalı nasıl bir çalışmanız var?
Öyle ya, Müslüman kimliğe sahip bir başbakanın döneminde cezaevinde 21-22 yılı deviren Müslümanlar yatıyorken, İslam ahkâmı için ‘devri geçmiş çağdışı’ diyecek kadar cüret gösterenlerin salınması İslami vicdanınızı hiç sızlatmıyor mu? Lütfen samimi olalım!
Darbeyle yargılanıp ceza alanlar davul-zurnayla dışarı salınırken mahkûm edilmiş Müslümanlar oradan buraya sürgün edilmekte. Sürgün edilenlerin, memleketlerine dönüşleriyse ayrı bir makale konusu. Kendi istekleri dışında memleketlerinden uzak diyarlara götürülen Müslümanlar ya bulundukları yerlerde tutulup aileleriyle beraber mağdur ediliyor ya da 3 bin 4 bin TL gibi astronomik masraf tahsilatlarıyla dönüşleri gerçekleştirilebiliyor. Sanki onları o uzak diyarlara götüren kendileri değilmiş gibi."
"Kraldan Çok Kralcı Davranmayın"
Aslan son olarak Hükümet için savunma pozisyonunu alanlar da bir çağrıda bulunarak,"kraldan kralcı davranıp sorumluluk sahipleri yerine mazeret üretmeye lütfen kalkışmayalım!" dedi.
“Biz Olmasaydık Balyozcular Hapiste Kalırlardı”
Başbakan Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen il danışmanları meclisinde yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz Planı davasına ilişkin “hak ihlali” kararıyla ilgili, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitseydiler, oradan böyle bir netice alabilirler miydi? Hayır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi lehlerine bile karar verse biz Türkiye olarak belli bir bedel öderiz, yine orada kalmaya devam ederler. Olayın aslı bu. Yani içeriden çıkamazlardı. Şimdi hepsi içeriden çıktı mı? Çıktı. Biz şu anda onlardan teşekkür bile beklemiyoruz. Ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter." diye konuşmuştu. (Hürseda Haber)