'Suratlarındaki Maske Düştü'
İnsan Hakları Savunucuları Derneği, Türkiye kadınına seçme seçilme hakkı verildiği 5 Aralık gününde KESK, HDP, BDP, PKK gibi yapıların, düzenledikleri etkinliklerde, çarşaflı bayanları, zincire vurulmuş mizansende göstererek aşağılamasını, yaptığı yazılı bir basın açıklaması ile kınadı.
İnsan Hakları Savunucuları Derneği Genel Başkanı Ali Akbaş’ın okuduğu basın açıklamasında özetle şu ifadelere yer verildi;
“5 Aralık 1934 de Türkiye kadına seçme ve seçilme hakkı verildiği iddia etseler de, başörtülü kadını 2.sınıf insan görüp ayrımcılık yapan rejim, yalan söylemektedir. İnsanları aldatmak büyük bir insani ayıptır, bu sahtekarları dürüst olmaya davet ediyoruz. Bu ülkenin yüzde 70 kadını başörtülüdür. Başörtülü kadınımız başörtüsüyle seçilme hakkını, 5 Aralık 1934'de değil, 31 Ekim 2013 günü kazanılmıştır. Başörtülü kadınımız 90 sene 2.sınıf insan olarak horlanmaktan kurtulmuş ve başörtüsü ile oy aldığı halkın meclisine girme hakkını kazanmıştır. Kadınımıza seçilme hakkını verenlere teşekkür ediyoruz.
Bu ülkenin başörtülü kadınını aşağılayan diğer bir kesimi de KESK, HDP, BDP, gibi PKK sempatisi içinde olan yapılardır. Bunların Müslüman kadının çarşafına saldırısını hep beraber izledik. Çağdaşlığı, özgürlükçülüğü kimseye kaptırmayan, özgürlükler şampiyonu bu yapılar, söz konusu olan Müslüman kadının özgürlüğü olunca, adeta bir canavara dönüştüler ve suratlarındaki gülümseyen maske düştü, gerçek çirkin faşist yüzleri gözüktü.
İsrail güdümlü siyonizmin uşakları, orta doğuda büyük İsrail’i kurmak için evvela Müslüman halkların ahlakını çökertmeyi hedefleyen ve bunun için de toplumun anası olan kadından işe başlayan çeteler! Siz değil miydiniz ki, zina, kürtaj söz konusu olduğunda, “Benim bedenim , benim kararım” diye sokaklara dökülenler.
Fakat söz konusu olan Müslüman kadının bedeni olunca, bu sözlerinizi ne çabuk unuttunuz? İsrail piyonu sahtekarlar!
Müslüman kadının bedenini özgürce kendi inançları doğrultusunda örtme hakkı yok mu? Bu başörtü olur, çarşaf olur, Müslüman kadının kişisel tercihi sonunda giydiği çarşafından size ne? O kandırdığınız çarşaflı anaların çocukları dağlarda insanlık dışı ortamlarda yaşayıp ölürken, sizin sahte PKK imamlarınızın, milletvekillerinizin, tatil beldelerinde çıplak kadınlarla nasıl tatil yaptığını tüm Türkiye gördü.
Fakat bu etkinliğinizi gayet olumlu görüyoruz. “Benim bedenim, benim kararım” derken liberal rolü kesen sahtekarlar olduğunuzu herkes ve Müslüman Kürt halkı gördü.
Bu yapılanlar, abdestsiz sokağa adımını atmayan, çarşafsız, örtüsüz dolaşmayan, başta Müslüman Kürt kadınına karşı saygısızlıktır. Bu insanları İsrail yanlısı faşist davalarınızla senelerce kullandınız, çocuklarını kandırdınız, mitinglerinize bir bakın, çoğunluğu bunlardandı. Artık bu olaydan sonra onlar da sizin gerçek yüzünüzü görecek.
Müslüman Kürt halkını değil, orta doğunun Müslüman halklarını önce parçalayıp, sonra da paramparça olmuş ümmet üzerinde, büyük İsrail’i kurma projesine hizmet eden piyonlar olduğunuzu herkes daha iyi anlayacak.
Sizleri bu davranışınızdan dolayı başta Müslüman Kürt kadınları olmak üzere, tüm çarşaflı kadınlardan özür dilemeye davet etmiyoruz ! Tam tersine sizlerin, Müslüman halkların, ümmetin ahlakı bozulmadan, Müslüman kadın bozulmadan en ufak bir adım atılamayacağını bilen Siyonizm’in piyonları olduğunuz daha kolay anlaşılsın diye, bu tür etkinliklerinizi artırmaya davet ediyoruz. Bunları sıkça yapın ki, başta Müslüman Kürt halkı olmak üzere, herkes sizin gerçek yüzünüzü daha iyi tanısın.
Şehirde sivil Cuma kılar, dağ başında teröristleriniz namaz ile alay eder, mitinglerinizde, satılmış meleleriniz sarık, sakalıyla elinde Kur’an vaaz verir, dağ başındaysa, o melenin elindeki Kur’an’ın haram ettiği domuz eti yersiniz.
Müslüman Kürt halkına yeri geldiğinde Müslüman gözükür, kendi şeytanlarınızla baş başa kaldığınızda, “Biz o cahillerle ancak alay ediyoruz” dersiniz.
Siz kimsiniz ki , Müslüman Kürt kadının ve Müslüman kadının çarşafına karışıyorsunuz? Özgür bireylerin yaşam ve kuşam tercihlerini aşağılama insan hakları ihlalidir.
İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak, bu yapıların ayrımcılığını, farklı inanç gruplarına karşı takındığı aşağılayıcı tavrı kınıyoruz. Bize kınamak düşer, mahşer gününde ise alemlerin Rabbi zaten hak ettiğiniz cezayı, belanızı verecektir. “ (İLKHA)