Cumhurbaşkanı Konya'da konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya'da, Alaaddin-Adliye Hattı raylı sisteminin açılış töreninde konuştu. Erdoğan, huzur ortamı tesis edilinceye kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi.
Konya’da, Alaaddin-Adliye Hattı raylı sisteminin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, huzur ortamı tesis edilinceye kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi.
Diyarbakır’da Fatihpaşa Camii’nin yakılmasını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın acıkmalarına tepki gösterdi. Erdoğan, “Çıkıyor bir sözde eş başkan, ‘Devlet helikopteriyle camiyi bombaladı’ diyor. Bunlar bakarkör. Bu nasıl helikopter ki bombalıyor da minare kubbe yıkılmıyor, alttan kapılar yanmaya başlıyor?” dedi.
“Benim imanlı Kürt kardeşlerimi istismar edenler bunun bedelini ödeyecekler”
“Aynı zihniyet, bölgede yaşayan insanların hayatlarını zindana çeviren hendeklere methiyeler düzecek, güvenlikleri için yer değiştirenlere hakaret edecek kadar alçalabiliyor.” diyen Erdoğan, “Düşünebiliyor musunuz, belediyeleriyle belediyelerin iş makinalarıyla yani bu milletin ve devletin iş makinalarıyla hendekler açacaksın ve oradaki tüm Kürt kardeşlerime Kürt vatandaşlarıma hayatı zindan edeceksin. Şimdi bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyor. Ve utanmadan sıkılmadan da ‘Geri dönemezsiniz’ diyorlar. Geri dönecekler. O insanlar geri dönecekler. Ama o evlerde, o binalarda, açtığınız o hendeklerde yok olacaksınız. Tüm güvenlik güçlerimiz askeri, polisi ve gönüllü köy korucularıyla oralar tertemiz hale gelinceye kadar huzur ortamı tesis edilinceye kadar bu mücadele orada devam edecektir. Durmak yok, aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Fatih Paşa Camii’ni yakanlar, Kurşunlu Camii’ni kurşunlayanlar benim inançlı imanlı Kürt kardeşlerimi istismar edenler, bunun bedelini ödemeye başladılar ve ödeyecekler.” şeklinde konuştu.
‘Cumhuriyetle yaşıtım’ diyen bir partinin milletvekilinin, yabancı bir televizyon kanalında Türkiye Cumhuriyeti devletini terör örgütlerine kimyasal silah vermekle suçlayacak kadar ihanet çukuruna batabildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle konuştu: “Mensubu olduğu partiden ses var mı? Neyi bekliyorlar? Bu nasıl bir ihanettir? Sen nasıl olur da bu ülkeyi bu devleti Suriye gibi katil Esed’in başında olduğu bir terör devletine sarin gazı vermekle suçlayabilirsin? Bunu partisinin içinde barındırabilenlere şahsım milletim adına, yazıklar olsun diyorum. Güya bir profesör, Nobel Ödülü alan Aziz Sancar hocamızı, sırf kendi gibi düşünmüyor diye aşağılamaya çalışabiliyor. Siyasetiyle, medyasıyla, üniversitesiyle Türkiye, bu tabloyu hak etmiyor. Bu bakımdan Türkiye’nin topyekûn bir değişime ihtiyacı var. Biz işte bunun için ‘Yeni Türkiye’ diyoruz.”
“40 yıllık bir siyaset tarzım, üslubum var”
Cumhurbaşkanı olarak görevinin her alanda ülkesinin ve milletinin ileriye gitmesi için yol açmak ve bu yöndeki gayretleri desteklemek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim yetkilerimin sınırını elbette Anayasa belirliyor, ama sorumluluğum da milletime karşıdır. Her kim ülkeme ve milletime zarar verecek bir tavır, bir eylem içine girerse, bu yönde söz söylerse, onun karşısında yer almak, en öncelikli görevimdir. Bunu yapanın şu veya bu parti olması, şu veya bu örgüt olması, şu veya bu şahıs olması, benim sorumluluğumu ortadan kaldırmaz. Aynı şekilde benim 40 yıllık bir siyaset tarzım, üslubum var. Milletimle bu şekilde iletişim kurdum, meramımı bu şekilde anlattım, halkımdan desteği bu şekilde aldım. Kimse şu saatten sonra benden başka biri gibi hareket etmemi beklemesin.” diye belirtti.
Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemine de değinen Erdoğan, “Bakınız, şu anda ben Cumhurbaşkanıyım, kurucusu olduğum parti iktidar partisi, yıllardır yol arkadaşlığı yaptığım Ahmet Hoca Başbakan. Buna rağmen biz değişim diyoruz, dönüşüm diyoruz, Yeni Türkiye diyoruz. Öte yandan, 13 yıldır bu ülkenin yönetiminde esamisi okunmayanlar, bu kafayla daha nice 10 yıllar boyunca da okunmayacak olanlar, mevcut sistemde direniyor. Halbuki normalde, onların sistem değişikliği talep etmesi, bizim de mevcut sistemi sürdürmekte ısrar etmemiz gerekiyor değil mi? Burada bir terslik var. Niçin böyle biliyor musunuz? Çünkü bunların ülke diye, millet diye bir dertleri olmadığı için ülke daha iyi nasıl yönetilir diye bir arayışları da mevcut değil. 13 yıldır bu ülkede, sadece ve sadece bizim ‘ak’ dediğimize ‘kara’ diyerek siyaset yapıyor gözüktüler, muhalefeti temsil ettiler. Aslında hiçbir şey yapmadılar. Bunların, vesayetin aracı olmaktan, sözcülüğüne soyunmaktan başka bir işlevleri yoktu.” diye konuştu. (İLKHA)