Bölge Ekonomisi alarm veriyor
Çözüm sürecinin durması ile birlikte başlayan çatışmaların ‘hendek’ krizi ile kent merkezlerine taşınması, uzun yıllardır yoksulluk ile boğuşan bölgede son yıllarda elde edilen ekonomik kazanımları da vurdu.
Son birkaç ayda Diyarbakır, Şırnak ve Mardin'de çok şiddetli çatışmalar, ölümler ve göçlere neden olan 'hendek' krizi, yaklaşık 2,5 yıl süren çözüm sürecinin ekonomik kazanımlarını sıfıra indirdi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre, son 10 ayda 11 bini aşkın esnaf kepenk kapattı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre ise son olaylar nedeniyle bin 549 şirket ticari faaliyetine son verdi. Bölgenin turizm merkezleri sayılan Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi kentlerdeki yerli ve yabancı turist sayısı sıfıra indi; art arda rezervasyon iptalleri ile turizm sektörü ağır darbe aldı. Son yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Zirvesi'nde aylardır artarak süren çatışmaların maliyetinin 5 milyar TL'yi aştığı tespiti yapılırken, bölgede yüzde 19 seviyelerinde olan işsizliğin ise sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı nedeniyle yüzde 30’lara çıktığı tahmin ediliyor.
İş dünyası Ankara'dan eli boş döndü
Öte yandan Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle zarar gören esnafın zararının devlet tarafından karşılanacağını açıkladı. Fakat, bölgede palyatif yardım ve tedbirlerden ziyade çözüm sürecine hızlı bir geri dönüş talebi ağır basıyor. Bölgede faaliyet gösteren iş dünyası temsilcileri, ekonomide yaşanan bu yıkım nedeniyle 'acil yardım' çağrısı ile hükümet ile temasa geçti. İş adamları Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile görüştü. Ancak iş dünyası temsilcileri hükümet üyelerinin operasyonların devam edeceğine dair sözleri nedeniyle Ankara’dan eli boş döndü.
Ekonomi iflas noktasına geldi
‘Hendek’ krizi, en çok Diyarbakır merkez ve çevre ilçeleri vurmuş durumda. Şu ana kadar Sur ilçesinde 361 işyeri kapandı. 41 işyeri de bölgeden nakil ile ayrıldı. Çözüm Süreci ile bölgede özellikle dış kaynaklı firma yatırımlarının ivme kazandığı 2014’te ve 2015’te Diyarbakır’da kurulan 50 şirket, son bir yılda ticaretten çekildi. 26 şirket kentteki şubelerini tamamen kapattı. 2014 verilerine göre yüzde 9 seviyelerinde bulunan işsizlik oranının yüzde 30’ları aşacağı endişesi artıyor. Gayrimenkul satış fiyatları ise dip seviyelere inmiş durumda. Son yıllarda on binlerce turisti ağırlayan bölgede, şu anda tek bir turist yok. Diyarbakır'ın 5 yıldızlı otelleri de dahil Sur ilçesinde 20'nin üzerinde otel kapalı durumda. Bankalar bölge firmalarının kredilerini kapamaları için çağrı yapmaya başlarken, batı illerine göre daha yüksek faiz oranları uygulanıyor. Göç Edenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER) tarafından açıklanan son rakamlara göre, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde 200 bin, sadece Sur ilçesinde 20 bin kişinin göç ettiği belirtiliyor.
Karamsarlık giderek artıyor
DW Türkçe’ye konuşan ve mevcut durumun her geçen gün ağırlaştığına işaret eden iş dünyası temsilcileri, hem devletin hem de PKK’nin çatışmaların devamına yönelik dilini eleştiriyor. Bölgede ekonomik faaliyetlerin dip yaptığını dile getiren Doğu ve Güneydoğu Sanayici İş Adamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, “Siyasal, sosyal ve ekonomik olarak bir krizin içindeyiz. Ne yazık ki, batıdaki iş dünyası ve toplum kesimleri yaşadığımız ağır sürecin yeteri kadar farkında değil. TOBB ve TÜSİAD gibi örgütlerden yeterli desteği göremiyoruz” diyor. Şu anda tüm sektörlerin adeta felç halinde olduğunu anlatan Bedirhanoğlu, “Geleceğe ilişkin çok ciddi endişelerimiz var. Karamsarlığımız giderek artıyor” şeklinde konuşuyor.
‘Hem operasyonlar, hem eylemler durmalı’
Bedirhanoğlu gibi Ankara’da hükümet yetkilileri ile görüşen heyette yer alan bir diğer isim olan Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Başkanı Burç Baysal da devlet yetkilileri ile temastan sonuç alamamaktan yakınıyor. “Bugünden yarına çatışmaların sona ermesini beklemiyoruz ama en azından masaya dönmek için bazı mesajlar verilebilir” diyen Baysal, artık hem operasyonların hem de hendek eylemlerinin durdurulması gerektiğinin altını çiziyor. Bugün gelinen noktada halkın moral ve motivasyon açısından 90’lı yıllara geri döndüğüne dikkat çeken Burç Baysal, “Böyle bir ortamda ekonomiden konuşmak da çok eksik kalıyor. Şu anda kentimiz ve çevresindeki tüm ticari faaliyetler durma noktasında. Bölge ekonomisi zaten sağlam temeller üzerine oturtulmamıştı. Şimdi ise uzun yıllar düzeltilemeyecek darbeler yiyoruz” diye konuşuyor. Hükümetin bölgedeki esnafa yardım edeceğine dair açıklamaların da yetersiz olduğunu vurgulayan Baysal, “Çözüm süreci ile desteklenmeyen hiçbir yardım amacına ulaşmayacaktır. Önemli olan bölgemizde yeniden barış rüzgarlarının tesis edilmesi” diyor.
‘Sesimizi duyuramıyoruz’
Temmuz ayındaki Suruç saldırısı sonrasında herşeyin değişmeye başladığını ifade eden Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva ise, “Bu saldırıdan sonra yaşanan gelişmeler ile neye uğradığımızı şaşırdık. Şimdi ise büyük bir yoksulluk ve karmaşa ile karşı karşıyayız” diye konuşuyor. Bölgede her geçen gün daha fazla iş yerinin kapandığını, on binlerce insanın göç ettiğini, eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşmanın zorlaştığını, genç işsiz sayısında patlama yaşandığını anlatan Takva, şunları söylüyor:
“Böylesi bir ortam, bu sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. Biz hükümet üyelerine bunları anlatıyoruz. Ancak ne yazık ki, operasyonların sonuna kadar devam edeceğini söylüyorlar. Sesimizi duyuramıyoruz. Türkiye’deki medya organları da bizim sesimizi duyurmada yeteri kadar destek olmuyorlar. Kentlerimiz, ilçelerimiz bloke olmuş bir halde. Benim ömrüm OHAL’de geçti, şimdi çocuğum da OHAL şartlarında büyüyor. Böyle giderse torunum da bu ortamda doğup büyüyecek. Yaşanan şiddetin bir an önce sona ermesini istiyoruz.” (DW)