Yasin Börü davasında büyük tahrik
PKK'liler tarafından katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının katil zanlılarının yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında sanıklardan birinin Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz'e Kürtçe, "iyi ki yapmışız" demesi üzerine mahkemede arbede yaşandı.
Diyarbakır'da 6-7 Ekim Kobani olaylarında PKK'liler tarafından katledilen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz'ün katil zanlılarının Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dördüncü duruşması tamamlandı.
Duruşma sonunda açıklamalarda bulunan müşteki avukatlardan Murat Sadak, duruşmaya ara verildiği sırada sanıklardan birinin Şehit Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz'e hitaben Kürtçe; 'iyi ki yapmışız' diyerek tahrik ettiğini söyledi. Ardından yaşanan gerginlik sonrası mahkeme heyetinin, bir sonraki duruşmaların yeniden karar verilinceye kadar kapalı yapılmasını kararlaştırdığını söyleyen Avukat Sadak, skandal karara tepki gösterdi.
Mahkemenin ara verdiği sırada bir sanığın kışkırtması sonucu kısa süreli bir arbedenin yaşandığı söyleyen Sadak, yaşanan arbede sonucunda salonunun boşaltıldığını söyledi.
Sadak açıklamaların şöyle sürdürdü: "Salon boşaltıldıktan sonra müdafiler can güvenliği olmadığı yalanına sığınarak savunma yapamayacaklarını belirtti. Bir can güvenliği sorunu varsa, can güvenliği olmayan bizleriz. Bu sorunun muhatabı da bizleriz. Sanıklar mahkemede savunmalarını yaparak tahliyelerini talep etti. İddia makamı maalesef 9 sanığın tahliyesini istedi. Bu bize şaşırtıcı geldi. Bu talebin gerekçesi ise gizli sanıkların teşhis etmemesi. Oysa gizli tanıkların teşhis etmesine kadar tutuklanma istemedi savcı. Kendi kendine burada aslında bariz bir çelişkiye düştüler. 17 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan bir sanığın ise yakalanma kararı çıkarıldı. Dava da 18 Nisan tarihine ertelendi."
Tahrikçi şahıs, Yasin'in kafasını taşla ezen Sedat Çoban'dı
Öte yandan görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, mahkemede kürtçe "iyiki yapmışım" deyip tahrike neden olan şahsın, 16 yaşındaki Yasin'i 3.kattan aşağıya atıp kafasını taşla ezdikten sonra, molotofla yakan Sedat Çoban adlı PKK'li olduğu öğrenildi.
"Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü: O günün görüntülerini sildik"
Mahkemede, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde 6-7 Ekim günü olayın yaşandığı civarda MOBESE görüntülerin olup olmadığı sorulduğunu belirten Sadak, "Malumunuz bu cinayet olayında MOBESE görüntülerinin olup olmadığının araştırılarak dosyaya konulması gerekirdi. Emniyet bunu en başta yapmadı. Esasında bu kayıtlar var ama bir türlü dosyaya koymadılar. Gelen yazıda ise o gün 14.28 saatine kadar MOBESE görüntüleri var, ondan sonraki görüntüleri ise 'tarafımızca silinmiştir.' Deniliyor. Düşünün, o gün Diyarbakır'da cehennem yaşanıyor, her yerde olay var, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ise 'O günün görüntülerini sildik' diyor. En başından beri söylediğimiz gibi Diyarbakır Emniyeti bu olayın içindedir. En azından ihmal boyutunun içindedir. Malumunuz bir sürü 155 kayıtları vardı. Mağdurların polisi aramalarına rağmen polis olay yerine intikal etmemiştir. Daha sonra Diyarbakır valisi; 'Biz polisimizi dışarıya çıkarsaydık şehit verirdik' açıklamasında bulundu. Bu açıkça ihmali gösteriyor. Bir ihmalin olmadığını varsayarsak onların görevi delilleri usulünce toplamak ve kim bu suçu işlemişse yargı önüne çıkarmaktır. Bunu da yapmadığını görüyoruz. Deliller toplanmış, toplanan deliller dosyada yok. Bunları gizli tanıklar da dile getirdi." dedi.
Avukat Sadak, duruşmada PKK'li sanıkların büyük tahriki ve provokasyonunu ise şöyle anlattı: "Mahkeme ara vermiş ve salondan çıkıyorduk ki sanıklardan biri Mehmet Amcaya hitaben 'İyi ki yapmışız' diyerek tahrik etti. Böyle bir babanın böyle bir olayda tahrik olmaması mümkün mü? Bir empati kurarak düşündüğünüzde böyle bir tabloda elin kolun bağlı duramazsınız. Bunun üzerine bir sürtüşme oldu ve Mehmet amcayı sakinleştirerek mahkeme salonundan çıkardık."
"Kapalı duruşma, adil yargılanmaya aykırıdır"
Mahkeme heyetinin yaşanan olay sonrası yeniden karar verilinceye kadar duruşmaların kapalı yapılmasına karar verdiğini söyleyen Sadak, "Kapalı duruşma, adil yargılanmaya aykırıdır. Biz buna itiraz edeceğiz. Bu dava Türkiye'nin takip ettiği bir davadır. Böyle bir davada kapalı oturum kararı verilmesi mahkeme açısından acziyetin göstergesidir. Bu ve buna benzer şeylerden dolayı 'redd-i hakim' talebinde bulunduk. Bugün duruşmanın olduğu mahkeme salonu da yetersizdir. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Mahkemede ayrıca, Anadolu Ajansından alınan görüntüler sunulmuş. Biz, mahkemeye verilen görüntüleri izlemedik. Gizli tanıklar bu görüntüleri gözaltında izlediklerini belirttiler. Bu da gösteriyor ki bu görüntülerde teşhis yapılabilir ama görüntüler dosyada yoktur." diye konuştu. (Hüseyin Temel, İLKHA)