FETÖ'nün, İsrail hayranlığı belgelendi
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 2009 yılında düzenledikleri İsrail’i telin programında 1,5 yıl ceza aldıklarını hatırlatan İrfan-Der yöneticileri, Paralel Yapı’nın yargı ayağına ve kumpaslarına dikkat çekti.
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde faaliyet yürüten İrfan-Der, 10 Ocak 2009 yılında İsrail’in Gazze’ye yaptığı katliamın ardından şehit düşen 1400 fazla Müslüman için gıyabi cenaze namazı kılarak bir basın açıklaması yapmıştı. Basın açıklaması sonrası en ufak bir taşkınlık çıkmadığı için Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü, dernek yetkililerine teşekkür etmiş ancak dönemin savcısı, yapılan basın açıklaması hakkında soruşturma başlatmıştı.
Savcılık soruşturma dilekçesinde, “Basın açıklaması esnasında kalabalığın ‘Kahrolsun İsrail, çocuk katili İsrail Filistin’den defol, Hamas’a selam direnişe devam’ şeklinde sloganların attığı ve ‘Çocuk katili İsrail’ yazılı dövizler taşındığı tespit edilmiştir.” İfadelere yer almıştı. Soruşturmanın davaya dönüşmesi sonucunda 8 İrfan-Der yöneticisine 1,5 yıl ceza verildi.
“Dava açanlar ABD ve İsrail’in yerli işbirlikçileriydi”
İsrail’i tel’in ettikleri gerekçesiyle Paralel Yapı’ya mensup polis ve hâkimler tarafından cezalandırıldıklarını söyleyen İrfan-Der yöneticilerden İsmail Çevik, yaşananları şöyle anlattı: “2009 yılında Siyonist İsrail Gazze’ye saldırınca Türkiye’deki bütün kamuoyu şiddetli tepki gösterdi. Bizler de STK olarak karınca kararınca Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek, bu zulmü kabul etmediğimizi ve telin etmek için İrfan-Der yönetimi olarak bir basın açıklaması tertipledik. İlçe Emniyet Müdürlüğüyle görüştük, kendileri rahatlıkla yapabileceğimizi ve hiçbir sıkıntının yaşanmayacağını belirttiler. Hiçbir sorun ve sıkıntı yaşanmadan basın açıklamamızı yaptık yoğun bir kitlesel katılım oldu. Daha sonra gıyabi cenaze namazı kılındı. Üyelerimiz ve halk tarafından İsrail’e o kadar şiddetli bir tepki vardı ki İsrail ve Amerika bayrakları yakıldı. Basın açıklamasından birkaç gün sonra emniyetten bize bir haber geldi, hakkınızda dava açılmış diye… Tabi işin içinde art niyet vardı. Avukatımız dosyayı incelediğinde toplantı ve gösteri kanununa muhalefetten dolayı dava açıldığını öğrendik. Mahkemeyi açanlar Amerika ve İsrail’in yerli işbirlikçileriydi. İrfan-Der yönetimi 7 kişi ve basın açıklamasında konuşma yapan Mahmut Kılınç olmak üzere 8 kişiye her birimize bir buçuk yıl hapis cezası verildi ve bu ceza 5 yıla ertelendi. Şüphesiz bize verilen ceza Siyonizm ve emperyalizmin güdümünde çalışan paralel yapının dıştan kendilerine verilen emir doğrultusunda bir tedip cezasıydı.”
“On binlerce insanı mağdur ettiler”
Bölgede yaşanan ve şuanda yaşanan bütün olaylarda Paralel Yapı’nın parmağının var olduğunu kaydeden Çevik, “İslami kılıfa bürünen bu yapı on binlerce insanı mağdur etti. Yıllarca kumpaslarla Kur’an dersi verdiklerinden dolayı cezaevlerinde 26 yılı dolan insanlar var. 90’lı yıllarda birçok kişiyi şehit etiler. Birçok kişi göç etmek zorunda kaldı. Meşhur bir söz var ‘Küfür devam eder ama zulüm devam etmez.’ Bunlar tuzak kurdular ama Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Biz insanlar biraz sabırsızız ama mazlumların ahı hiç bir zaman yerde kalmaz zulümle abad olunmayacağını gördük ve görüyoruz.” dedi.
“Müslümanlar kazandı, onlar kaybetti”
Çevik sözlerini şöyle sürdürdü: “Allah’ın izniyle yapılan darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Bunların hesap edemedikleri 2 nokta oldu. Bir Allah’ın yardımı, ikincisi ise bu halkın direnişiydi. Toplum bütün kesimiyle, farklı cemaat, STK, parti demeden bütün toplum olayı açıklığıyla gördü ve bunların planı bozdu. Elhamdülillah Müslümanlar kazandı. Diğer ülkelerdeki Müslümanlar kazandı Amerika, İsrail, Avrupa, dış ve iç işbirlikçileri kaybetti. Bu darbe girişi bir anlamda toplumun gözünün açılmasına vesile oldu. İnşallah bu darbe girişimi Müslümanların vahdet ve kardeşliğine de vesile olur.”
Ceza alan bir başka İrfan-Der yöneticisi İbrahim Bahadur da olayı hatırlatarak “90’lı yıllarda birçok faili meçhul olayının da bunların parmağı olduğu aşikârdır. Kendilerine bir İslam’ı kılıf uydurup Allah’tan korkmadan birçok insanı infaz etmeleri, katletmeleri… Yani bu yapı zulmün en alasını Müslümanlara yaptı. Bu yapı kendileri dışında hiç kimseye tahammül etmiyor. Biz de İslami bir sivil toplum kuruluşu olduğumuz için bizi çekemediler. Bizi sindirmeye, bölgede faaliyet yürütememe haline getirmeye çalışmak için o zaman bu cezayı verdiler.” diye belirtti.
Soruşturma dosyasında kendilerini itham edilen suçların trajikomik olduğunu belirten Zeyneddin Güler, soruşturma dosyasında ‘Kahrolsun İsrail, Yaşasın Filistin, Gazze’ gibi sloganların suç olarak teşkil edilip dosyalarına konulduğunu söyledi.
“Bu yapının zindana attığı kardeşlerimiz serbest bırakılsın”
Güler, “Bu yapının 30-40 yıla dayanan bir çalışmaları var. Dikkat derseniz bunlar bütün iktidarlara yakınlıklarıyla bilinir en güçlü dönemi ise AK Parti döneminde oldu. Hemen hemen bütün kurumları ele geçirdiler. Bu yapının içyüzü Mavi Marmara olayında yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Sonra 17-25 Aralıkta yaptıkları darbe teşebbüsü bunların güçlerinin en üst noktaya ulaştığının bir göstergesiydi. Onda başarılı olamadılar şimdi de 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde tekrar bulundular. Bizi olmadık suçlamalarla itham ederek ceza veren Paralel Yapı, 90’lı ve 2000’li yıllarda sadece Kur’an-ı Kerim dersi verdikleri için, camiye gittikleri için binlerce kişiye müebbet hapis cezası verdi. STK olarak hükümetten isteğimiz bir an önce paralel yapı tarafından içeriye alınan kardeşlerimizin serbest bırakılmasıdır.” şeklinde konuştu. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan- İLKHA)