Darbe mağduru asker İLKHA’ya konuştu
Darbeci Albay Sadık Cebeci’nin Alay Komutanlığını yaptığı İstanbul Esenler'deki kışlada askerlik yapan er Veysel Orhan, Türkiye’deki darbeler zincirine eklenen 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarını İLKHA mikrofonlarına anlattı.
15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi sonrası tutuklanan askerlerden kimileri yapılan inceleme sonucu serbest bırakıldı. Onlardan biri olan Veysel Orhan, o gece yaşadıklarını İLKHA’ya anlattı.
Darbe girişimi gecesi hiç bilmedikleri bir tuzağın içine düşürülen erlerin hem kendileri hem de aileleri, o geceyi unutamıyor.
Devir teslim törenlerinin yapılacağı 15 Temmuz gününün aniden 29 Temmuz’a ertelendiğini ifade eden Orhan, şöyle konuştu: “Öğle yemeğinde devir teslim törenimiz iptal olduğu bize söylendi. Hatta bu törende alay komutanımız sancağı devredip bir üst kıdem alacaktı. Sonra ‘toplumsal olaylarda polise nasıl yardım edilir’ onun eğitimi alacağımız söylendi. Malzememizi aldık onları bekliyorduk. Bize dediler ki bugün iki kez tatbikat gereği acil çağrı yapılacak.”
“Yeni gelmiş erlere bile hem silah hem de mühimmat verdiler”
Yeni gelen acemi erlere bile hem silah hem de mühimmat verildiğini belirten Orhan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu arada bizim bölük komutanımız sürekli alay komutanı ile hem telefonla görüşüyordu hem de gidip bizzat görüşüp geliyordu. Saat 18.00 civarı falandı alarm verildi, bizler de tüm malzemelerimiz aldık. Bizi araçlara binmemiz için gruplara ayırdılar. Sonra beklenmedik bir şekilde herkese ful mühimmat dağıtıldı. Hatta yeni gelmiş kendisine silah verilmeyen erlere bile hem silah hem de mühimmat verdiler. Tabi biz bunun karşısında şaşırdık ama yine anlamadık.”
Önce tatbikat sonra canlı bomba için polise destek dediler
Askeri alandan çıkmadan önce uzman çavuşlarla görüştüklerini ifade eden Orhan, uzmanların kendilerine dışarıda canlı bombanın olduğunu kendilerinin de polise destek olmaya gideceklerini söylediğini belirtti.
“Komutanlarımız halkla konuşmamızı istemiyordu”
Yolda giderken sivil bir vatandaşın aracını durdurarak askeri aracın önüne atladığını belirten Orhan, “Bizi AK Parti il binasına götürdüler. Orada bizi indirip gruplar şeklinde binanın etrafına dağıtarak ‘canlı bomba var buranın güvenliğini sağlayacağız’ dediler. Oraya gittiğimizde birkaç polis vardı. Birazdan baktım o polisler ortadan kayboldu. Yine şüphelendik dedik ki ‘biz sözde bunlara yardıma geldik ama bunlar ortadan kayboldu.’ Bizi orada gören sivil halk yavaş yavaş toplanmaya başladı. Ve şunu söylüyorlardı; ‘Siz bizim askerlerimizsiniz neden bunu yapıyorsunuz?’ diyorlardı. Komutanlarımız da bizim halkla irtibatımız olmasın diye halkın provokatör olduğunu söylüyordu. Biz de bu yüzden halka sırtımızı dönüyorduk. Derken halk yoğunlaşmaya başladı ve bize saldırmaya başladı. Bu sırada bizim binbaşı ve yüzbaşı komutanlarımız havaya ateş açtı. Zaten o komutanları daha önce hiç görmemiştik sadece o gün gelmişlerdi.” diye konuştu.
“Uzman çavuşlarımız komutanlara itaat etmiyorlardı”
Başlarında bulunan uzman çavuşların kendilerine şarjör takma ve halka ateş etme emri veren diğer komutanlara itaat etmediğini ifade eden Orhan, yanındaki arkadaşlarının ve kendisinin darbenin ne olduğunu daha orada öğrendiklerini söyledi.
“Sabaha kadar çıkmaz bir sokakta ayakta bekledik”
Komutanların havaya ateş açmasından sonra halkın tepki gösterdiğini belirten er Orhan, daha olay yerine gelen polis ekiplerinin yardımıyla halkın arasından açılan bir koridordan geçtiklerini sonrasında ise sabaha kadar çıkmaz bir sokakta beklediklerini, yapılan görüşmeler sonucunda gelen İETT otobüsleriyle kışlaya geri döndüklerini söyledi.
“Albay Cebeci’nin ‘Bir iş yaptık yüzümüze gözümüze bulaştırdık’ dediğini duydum”
Darbenin başarısız olmasının ardından alay komutan Sadık Cebeci’nin zırhlı araçla duvarı yıkıp kaçmayı düşündüğünü ama emrindeki diğer komutanların onu dinlemediğini ifade eden er Veysel Orhan, kışlaya gelen polis ekiplerine teslim olan Cebeci’nin ‘Bir iş yaptık yüzümüze gözümüze bulaştırdık’ dediğini söyledi.
“O gece yaşanan olayları bir daha hatırlamak bile istemiyorum”
Kışlaya döndükten sonra nöbette iken kışlaya gelen polis tarafından elleri kelepçelenerek tutuklandığını daha sonra ise yapılan balistik ve kamera görüntüleri incelemesi sonucunda serbest bırakıldığını ifade eden Orhan, o gece yaşanan olayları bir daha hatırlamak bile istemediğini belirtti.
“Bizim oğlumuz da arkadaşları da daha darbenin ne olduğunu bilmiyorlardı”
Asker olan oğlunun darbe girişimi sırasında mağdur olduğunu anlatan anne Mehdiya Orhan. da şöyle konuştu:
“Bizler darbe olayını saat 23.00 sıralarında televizyondan öğrendik. Tabi bizim oğlumuz da İstanbul’da asker olduğu için çok korktuk. Bizim oğlumuz da arkadaşları da daha darbenin ne olduğunu bilmiyorlardı. Oradakilere sormuşlar darbe nedir diye. Bazı komutanları oğlumuzu tatbikat var diye kandırarak dışarı çıkarmışlar. Tabi halk da tüm bunları bilmediği için erlere saldırmış. Günlerce televizyonun önünden ayrılmadık hep haberleri seyrediyorduk. Sonra bizi avukatı aradı İstanbul’a gittik. Avukat bize çocuklarımızın herhangi bir suçunun olmadığını bu yüzden de bırakılacağını söyledi. Biz darbeye karşıyız, darbe olmasını istemiyoruz.”
Darbe girişiminin ardından herkesin mağdur olduğunu ifade eden amca Ali Orhan ise daha ilk saatlerden itibaren Şanlıurfa Tugayının önünde nöbete gittiğini, yeğeninin kandırılarak olay yerine götürülen askerlerin içinde olmasının kendisini çok üzdüğünü söyledi. (Osman Gülebak-İLKHA)