Başaran: Zindandan mektup var!
İslami Analiz sitesi yazarı avukat Avukat Mehmet Ali Başaran, kendisine Şanlıurfa T Tipi Kapalı Cezaevi'nden gelen bir mektubu paylaştı. Başaran, "Aşağıda okuyacağınız mektubun sahibini tanımıyorum. Zindanlarda unutulmuş insanlardan biri olduğunu biliyorum sadece." dedi
Cezaevlerindeki Müslüman tutuklular hakkında kamuoyunu bilgilendiren Avukat Mehmet Ali Başaran, kendisine Şanlıurfa T Tipi Kapalı Cezaevi'nden gelen bir mektubu paylaştı.
Av. Mehmet Ali Başaran'ın ön yazısıyla birlikte kişisel internet sitesinde paylaştığı mektubu sizlerle paylaşıyoruz:
Zindandan Mektup
Aşağıda okuyacağınız mektubun sahibini tanımıyorum. Zindanlarda unutulmuş insanlardan biri olduğunu biliyorum sadece.
Kendisine bir bayram kartı göndermiştim. Arkasına şu minicik mesajı yazmıştım: “Selamun aleyküm. Hayırlı Bayramlar.”
Bir paragrafa tıkıştırdığı 23 yıllık hayatında başına neler geldiğini maddeler halinde özetlemek isterim. Bu önemli, zira 500’den fazla Müslüman tıpkısı veya benzeri bir hikâyenin “anti kahramanı” olarak halen zindanlarda tutulmaktadır. Ne acıdır ki 28 Şubat zulmü cezaevlerinde devam etmektedir.
Zindanlarda unutulan Müslüman siyasi mahkumların kısa hikâyesi şöyle:
1-Kendilerine iftiralar atıldı ve hakaretler edildi.
2-Hukuksuz olarak tutuklandılar.
3-Çok ağır işkencelere maruz kaldılar.
4-Yargılamaları tiyatrodan ibaretti. Bu tiyatroda hukuk olmadığı gibi akıl, mantık, vicdan ve insaf da yoktu.
5-Çok ağır cezalara çarptırıldılar. Çoğu müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
6-Müslümanların çok büyük bir kısmı tarafından unutuldular.
7-Siyasetçilerin ve devlet adamlarının neredeyse tamamı tarafından ya görmezden gelindiler ya açıkça oyalandılar ya da kandırıldılar!
8-Maruz kaldıkları zulüm dağlar kadar ve ayan beyanken 20 yıldan fazladır zindanlarda, toplumdan tecrit edilmiş bir halde, adeta vebalı muamelesi görüyorlar.
9-5 yıl, 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl, 25 yıl… Yılları, ömürleri geçiyor. Yaşlanıyorlar, hastalanıyorlar, sağlıklarını kaybediyorlar… Anne ve babaları ölüyor, yanlarında yoklar. Çocukları evleniyor, yanlarında yoklar. Torunları doğuyor, yanlarında yoklar. Aileleri ile birlikte hesap edince, binlerce mazlum insan… Haklarını istiyorlar. Sesleri dağ başlarına kurulmuş ceza infaz kurumlarında, dört duvar arasında boğuluyor. Haklarını istiyorlar. Haklarını istiyorlar. Haklarını istiyorlar. Devlet, zulmüne devam ediyor. Haklarını alamıyorlar.
10-Vebal devasa boyutlarda… Hesap çok büyük… Hesap gününü gözlüyorlar!