Müftüoğlu: FETÖ Siyonizmden daha tehlikeli
Sakarya'da düzenlenen bir konferansta konuşan yazar Atasoy Müftüoğlu, "15 Temmuz'da tarihin en aşağılık darbe girişimine maruz kalmamızın nedeni zihinsel sömürüdür. Zihinsel sömürü de iki yolla yapılmaktadır; birincisi dini popülizm, ikincisi politik popülizm. 30 yıldır insanlara Neo-Nurculuğu anlatmaya çalıştım, Siyonizmden daha tehlikeli olduklarını söyledim." dedi
Yazar Atasoy Müftüoğlu, Sakarya'da İkra İlim ve Kültür Merkezi tarafından düzenlenen "Tarihin Öznesi Olmak" konulu konferansta konuştu.
Yoğun katılımın olduğu konferansta Müftüoğlu, içinde bulunduğumuz zaman diliminde bilinç üretmediğimizi, sadece sayılarla kendimizi tatmin etmeyi tercih ettiğimizi belirtti.
Batılı kolonyal güçlerin İslam coğrafyasını işgal için geldiklerinde, kendi uyuşturucularına maruz kalmaya uygun bünyeler bulduğunu söyleyen Müftüoğlu, "Siyaset, ekonomi, kültür vb. kuramlar oluşturmuyoruz. Kur'an çok sık okuyoruz, ama Kur'an bu çağa ne söylüyor; Kur'an'ın mesajı bu çağa nasıl taşınabilir soruları üzerine kafa yormuyoruz. Camiler inşa etmek için döktüğümüz paraları fikirler inşa etmek için dökmüyoruz. Medinetul Fazıla'dan beri bir siyaset felsefesi oluşturamadık, İslam toplumları olarak ontolojik ve epistemolojik düzlemde tarih sahnesinden çekildik " dedi.
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Müftüoğlu, "15 Temmuz'da tarihin en aşağılık darbe girişimine maruz kalmamızın nedeni zihinsel sömürüdür. Zihinsel sömürü de iki yolla yapılmaktadır; birincisi dini popülizm, ikincisi politik popülizm. 30 yıldır insanlara Neo-Nurculuğu anlatmaya çalıştım, Siyonizmden daha tehlikeli olduklarını söyledim. Bu hususları siyaset kurumuna da ilettim. Ancak dikkate alınmadı. Türkiye'de dini hayat, kliniklerde tedavi görmesi gereken din manyakları tarafından ele geçirilmiştir. İnsanlara peygamberin misyonundan değil, sümüğünden bahsedilirken hiçbirimiz rencide olmuyorsak burada gerçek bir zihinsel taşralaşma var demektir" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz sonrası bu zihinsel taşralaşmanın etkilerinin halen sürdüğüne ve ders alınmadığına dikkat çeken Müftüoğlu, "Malum zatın kişiliği üzerinden değerlendirme yapılırken, onun referansları üzerine değerlendirme yapılmıyor. Burada kaçırdığımız nokta tam da budur" diye konuştu.
"15 Temmuz sonrası sağcı-milliyetçilik doğdu"
15 Temmuz'un sağcı-milliyetçilik anlayışını doğurduğunu dile getiren Müftüoğlu, "Olumlu etkileri bir yana, 15 Temmuz sonrası maalesef nur topu gibi bir sağcı milliyetçiliğimiz oldu" görüşünü dile getirdi.
Diplomaside "Değerli Yalnızlık" diye bir şey yoktur
İslam toplumlarının ulus devletler temelinde bölünerek birbiriyle ayrıştırıldığını ifade eden Müftüoğlu, "Türkiye dış politikasında son dönemde Türk vizyonu, Osmanlı vizyonu gibi mottolar öne atıldı. Arap halkları ve entelektüelleri bu mottolardan son derece rencide oldular, Batılı işgaller dönemine geri döndükleri vehmine kapıldılar. Sonrasında ulus-devlet tezinin bir parçası olan bu mottolar tutmayınca, dış politikadaki arkadaşlar "değerli yalnızlık" kavramını diplomasiye armağan ettiler. Bu mottonun yanlışlığı bir tarafa, ihraç edebilecek bir vizyonumuz, medeniyet tasavvurumuz var mı diye sorgulama bile yapılmadı.
"Dinin hiçbir rüknunun geçerli olmadığı bir ülkede mezhepsel tartışmalar yapıyoruz"
Müftüoğlu, dinin hiçbir rüknunun ülkemizde geçerli olmadığını kaydettiği konuşmasında şu hususları sözlerine ekledi:
"Ülkemizde İslam'ın hiçbir rüknu geçerli değil, biraz niteliği konuşuyor olsaydık bu gerçeği fark edecektik. Ancak ülkemizde dinin hiçbir rüknunun geçerli olmamasına karşın, bizler mezhepsel tartışmalar yapıyoruz. Dini; siyasi hayata, sosyal hayata, ekonomik hayata nasıl nüfuz ettirebiliriz üzerine kafa yormak yerine, mezhep yarıştırıyoruz, bu hangi mezhep olursa olsun yanlıştır." (İslami Analiz)