'Libya'daki askeri yönetim engellenmeli'
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, “Libya’nın doğusundaki askeri yönetim, daha önceki darboğazın yeniden yaşanmaması için engellenmeli. Sorunlar siyasi yollarla ve uluslararası aktörlerin yardımıyla çözülmelidir” dedi.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Kulübü ile Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği'nin ortak düzenlediği "Ortadoğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları" başlıklı panel serisinin ikincisi "Ortadoğu ve Afrika Denkleminde Kuzey Afrika" paneli, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Yıldırım ile SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli'nin katılımıyla üniversitenin Üsküdar Yerleşkesi'nde yapıldı.
"Haftar'a karşı çözüm üretilmeli"
Arap Baharı sonrası Kuzey Afrika'daki toplumsal gelişmelerin ele alındığı panelde konuşan SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Libya'daki Müslüman Kardeşler, Selefiler ve Liberallerden oluşan muhalefet hareketlerinin Kaddafi'nin devrilmesinden sonra parti kurduklarını ancak hiçbirinin iktidar olamadığını hatırlatarak, yüzde 20'yi oluşturan bu hareketlerin çok örgütlü yapısı nedeniyle yüzde 80'i manipüle edip başarısızlığa uğrattığını aktardı. Siyasetin yüzde 80'ini oluşturanların 2014 yılında, darbe girişiminde bulunmuş bir General olan Halife Haftar'a sığındıklarını söyleyen Kekilli, ülkenin doğusunu askeri yönetimle elinde tutan Haftar'a karşı bir an önce çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Ülkedeki mevcut ikili yönetime karşı BM öncülüğünde oluşturulan Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Haftar tarafından tanınmaması ve BM'nin Haftar'a yaptırım uygulamamasının düşündürücü olduğunu ifade eden Kekilli, "Libya'nın doğusundaki askeri yönetim, daha önceki darboğazın yeniden yaşanmaması için engellenmeli. Sorunlar siyasi yollarla ve uluslararası aktörlerin yardımıyla çözülmelidir" diye konuştu.
"Bölgedeki güçler müslüman kardeşlerden rahatsızdı"
Doç. Dr. Ramazan Yıldırım, Mısır ve Tunus'taki demokrasi mücadelesinde İslami hareketlerin siyasal dönüşümünü yorumladı. Müslüman Kardeşler özelinde Mısır'ı değerlendiren Yıldırım, kuruluşundan sonra kabuğuna çekilen hareketin Arap Baharı'yla yeniden siyasallaşma sürecine girdiğini aktardı. Yıldırım, Arap Baharı'ndan sonra Müslüman Kardeşlerin güçlenmesinin bölgedeki güçler açısından sorun oluşturduğunu, Mursi'nin cumhurbaşkanlığının kısa sürmesinin bunun bir göstergesi olduğunu belirtti.
Kuzey Afrika'nın bilge kişisi "Gannuşi"
Tunus'ta ise Burgiba'nın uyguladığı katı laik politikaların insanların dini kimliklerini bastırmasına neden olduğunu, bu politikalara tepki olarak doğan İslamcı Nahda Hareketi'nin Arap Baharı'ndan sonra Nahda Hareketi Partisi'ne dönüşerek ılımlı bir siyaset izlendiğini ifade eden Yıldırım, Hareketin lideri Gannuşi'nin hem Doğu hem de Batı'da eğitim almasının fikirleri üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Yıldırım, Gannuşi'nin seçimlerden sonra tek başına hükümet kurma yetkisine sahipken birçok hakkından feragat etmesinin ve müzakereci tavrının, onu, Kuzey Afrika'nın bilge kişisi haline getirdiğini söyledi. Yıldırım, Nahda'nın siyasal tecrübesindeki aşırı naifliğin onun bugüne kadar gelmesini sağladığını ve Tunus'un Mısır'a dönüşmesini engellediğini sözlerine ekledi. (İHA)