Yapıcıoğlu: Hakkari ve Şırnak il olarak kalsın
Şanlıurfa'da gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cizre ve Yüksekova'nın il olabileceğini, fakat Hakkari ve Şırnak'ın da il olarak kalması gerektiğini söyledi.
Partisinin Şanlıurfa İl Başkanlığı tarafından verilen iftar yemeğine katılan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İLKHA'ya gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cizre ve Yüksekova'nın il yapılması, buna karşın Şırnak ve Hakkari'nin de ilçe statüsüne dönüştürülmesiyle ilgili konuşan Yapıcıoğlu, Şırnak ve Hakkari halkının ciddi şekilde il merkezlerinin taşınacak olmasından rahatsızlık duyduğunu ve bu kararın doğru bir adım olmadığını ifade etti.
Yapıcıoğlu, "Malumunuz, Şırnak Siirt'in ilçesiyken 1990'da il yapıldı. Hatırladığım kadarıyla Batman ile birlikte Şırnak il yapıldığında nüfusu 15 binin altındaydı. Şu an 15 binin üzerinde bir nüfusa sahip. Cizre ilçesi Şırnak merkezinden daha büyük fakat bu tek örnek değil. Sadece Yüksekova Hakkâri'den veya Cizre Şırnak'tan daha büyüktür diye atılan adım doğru değildir. Mesela Bayburt Gümüşhane'nin ilçesiyken o da ondan ayrılarak il yapıldı. Şu anda Bayburt ve Gümüşhane illerinin toplam nüfusu Şırnak'ın il nüfusunun altında. Yani Şırnak tek başına bu iki ilin toplam nüfusundan daha fazla bir nüfusa sahip. Merkez nüfus itibariyle de birkaç ilden daha büyük bir il Şırnak. Hakkari de öyle, mesela Tunceli merkezinin nüfusu hem Hakkari'den hem de Şırnak'tan daha aşağıda." dedi.
"Biz Cizre ve Yüksekova il yapılmasın demiyoruz." diye belirten Yapıcıoğlu, il merkezlerinin Şırnak'tan Cizre'ye veya Hakkâri'den Yüksekova'ya taşınmasının zorunlu olmadığını belirtti.
Yüksekova il olacaksa Hakkari'nin de il olarak kalması gerektiğini dile getiren Yapıcıoğlu, "Cizre için de aynı şey söz konusu. Cizre il yapılacaksa ki il olabilecek büyüklükte ve özellikte bir yer. Ama Şırnak il olmaya devam etsin. Belki diğer bazı ilçeler ile ilgili bazı tasarruflar yapılabilir. Bazı yeni ilçeler bağlanabilir Cizre'ye. Özellikle Mardin'in ilçeleri." ifadelerini kullandı.
Şırnak ve Hakkâri halkının ciddi şekilde il merkezlerinin taşınacak olmasından rahatsızlık duyduğunu hükümetin de bunu bilmesi gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, bir halkın toplu olarak cezalandırılmasının doğru olmadığını söyledi.
Samsat'a yeniden heyet gönderilecek
2 Mart'ta 5,5 büyüklüğünde bir depremle sarsılan Adıyaman'ın Samsat ilçesinde yaşayan halkın mağduriyetinin tespiti için ilçeye bir heyet gönderecekleri belirten Yapıcıoğlu, "Arkadaşlarımız daha önce bir heyet oluşturarak Samsat'a gittiler. İnşallah tekrar oraya heyet çıkarıp göndereceğiz. Memleketin neresinde, hangi köşesinde bir sorun varsa vatandaşın nerede bize ihtiyacı varsa inşallah biz orada imkânlarımız ölçüsünde hazır bulunmaya ve o yaraların sarılması için elimizden gelen çabayı ortaya koymaya gayret edeceğiz. Samsat'la ilgili de depremden hemen sonra arkadaşlarımız gitmişti. İnşallah çok uzak olmayan bir gelecekte yeniden arkadaşlarımızı oraya gönderip, son durumla ilgili tespitleri yaptıktan sonra bunu gerekirse kamuoyuyla veya bu konuda uyarıların sağlanmasıyla ilgili birinci derecede sorumlu kimse onlarla paylaşmayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Adalet terazisi pek çok konuda şaşırmışa benziyor"
Öğretmen atamalarında mağduriyetlere sebep olduğu belirtilen mülakat sistemiyle ilgili de konuşan Yapıcıoğlu, "Özellikle eğitim gibi bir kurumda sadece ve sadece yazılı sınavlardan çok yüksek puanlar almış olmak çocuklarımızı teslim edeceğimiz bir mesleğe kabulü çok sayılmalı mı? Bu konu bence yeterince tartışılmadı ve tartışılmalı. Bu ayrı bir konu, bunu bir kenarda tutalım ama şu anda mülakat yöntemi ile yapılan şey ne? Gerçekten o görevlere tayin edilecek kişilerde ehliyetin yanında bir de liyakat aranıyor mu yoksa sadece adam kayırma mı? Kendine yakın insanları veya birilerinin istediği insanları o bölgeye atamak ve birilerine haksızlık yapmak için mi? Adalet terazisi pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da şaşırmışa benziyor. Tekrar ediyorum, sadece yazılı sınavlardan çok yüksek puan aldı diye yüksek puan alan herkes o görevlere tayin edilsin diye sorarsanız ben orada durup düşünülmesi gerektiğini söylüyorum. Ama layık olan insanlar o görevlere atanması için kullanılacaksa mülakat kabul edilebilir bir şeydir. Yoksa iktidara, şuna veya buna yakındır diye veya şu bu kişinin referansıdır diye birilerinin kabul edilmesi haksızlıktır. Buna biz de karşıyız ve vatandaş da ciddi bir şekilde bundan rahatsızdır." ifadelerini kullandı.
ABD'nin Suudi Arabistan'la olan ilişkileri, HAMAS ile İhvan'ın terör örgütü olarak görülmesine ilişkin de konuşan Yapıcıoğlu, yaşananların tek kelimeyle rezalet olduğunu dile getirdi.
"Müslümanlara düşen şey birbirlerine hakkı ve sabrı hatırlatmaktır"
Ümmetin sermeyesiyle alınan silahların emperyalistleri zengin ettiğini söyleyen Yapıcıoğlu, "Dayanak noktası olarak gücü göstermek istedikleri ve bizi sürekli birbirimize düşürdükleri için bol bol silah satıyorlar. Ümmetin parasıyla alınan silahlar ümmetin evlatlarını bölüyor ve ümmetin evlatları birbirine silah doğrultarak emperyalistleri silah üzerinden zengin ediyorlar. HAMAS'ın, İhvan'ın terör örgütü olarak kabul edilmesi, bu kararı alanların meşrutiyetini halk nazarında sorgulanır hale getirecektir. Bunu zaman gösterecektir. Bu öylesine söylenir bir söz değildir. Eğer gerçekten biz dayanak noktasını hak olarak görmez, haklıya hakkını teslim etmezsek emperyalistler daha çok bizimle oynar. Bize çok silah satar ve bizi birbirimize kırdırmaya devam eder. Müslümanlara düşen şey birbirlerine hakkı ve sabrı hatırlatmaktır. Bu yapılmadığı sürece şu an gidilen yol sahili selamete çıkmayacaktır." dedi. (Osman Gülebak, Hüseyin Sayhar - İLKHA)