Yapıcıoğlu: Zulümler şiddetleniyor
Arakan'da Müslümanlara yönelik saldırılara tepki gösteren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Müslümanların birlik halinde olmaları gerektiğini söyleyerek, "Maalesef uzun süredir Arakan ve Rohingyalı Müslümanların bu dramı devam ediyor. Gittikçe zulümler şiddetleniyor. Köyleri yakılıyor, evleri yıkılıyor, bulundukları topraklardan sürülüyorlar." dedi.
Budist Myanmar askerleri ile çetelerin, Arakan (Rohingya) köylerine yönelik kundaklama, saldırı ve Müslümanlara yönelik katliamları ile sayısız vahşi cinayetlerine bir tepki de HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'ndan geldi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, uzun süreden beri Arakan'da Müslümanlara yönelik vahşet ve zulümlerin alt yapısının hazırlandığını söyledi.
"Zulümler şiddetleniyor"
Yapıcıoğlu, "Maalesef uzun süredir Arakan ve Rohingyalı Müslümanların bu dramı devam ediyor. Gittikçe zulümler şiddetleniyor. Köyleri yakılıyor, evleri yıkılıyor, bulundukları topraklardan sürülüyorlar. Zaten uzun bir süreden beri bu vahşetin alt yapısı hazırlanıyordu. Şimdi de Burma ordusuna ateş emri verildi. Bunun üzerine birkaç gün içerisinde 3 bin civarında Müslüman; yaşlı, genç, çocuk, kadın şehit edildi, haberleri geliyor. Bu ümmetin içerisinde bulunduğu durum, aslında Allah'ın emrini yerine getirmememizden, Allah'ın kesin emirlerine rağmen aramızda birliği sağlamamamızdan, birbirimizle çekişip, birbirimize düşmemizden kaynaklanıyor." dedi.
"Biz bir olmayı beceremezsek zulmetmeye devam edecekler"
"Ümmetin darmadağınık halini fırsat bilenler, herhangi bir İslam toprağında yaşayan Müslümanlara zulmetmekte herhangi bir beis görmüyorlar." diyen Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü bu konuda onların karşısına dikilip, onların düşünmelerini veya böyle bir şeyi yapmadan önce hesap yapmalarını gerektirecek bir güç bulmuyorlar karşılarında. Ümmet darmadağınık bir halde birbirleriyle uğraşıyorken her türlü zulmü yapabileceklerini görüyorlar ve bu zulmü yapıyorlar. Dediğim gibi, bu, ümmetin darmadağınıklığının bugünkü acı meyveleridir. Eğer bu dağınık hal devam ederse korkarım bu zulüm Burma'yla ve Myanmar'la sınırlı kalmayacak. Gitgide bu zulüm çemberi genişleyecektir. Dünyanın dört bir tarafında; Arakan'da Budistler, Afrika'da Hıristiyanlar, Ortadoğu'da hakeza Hıristiyanlar, Filistin'de Yahudiler, küfrün farklı farklı şubeleri Müslümanlara zulmediyorlar. Biz bir olmayı beceremezsek zulmetmeye de devam edecekler."
"İslam dünyası dışındaki diğer ülkelerin tepki vermesini beklememiz doğru değil"
İslam ülkeleri kendi içerisindeki karışıklıklarla uğraşıyorken kimsenin uzaklarda, Arakan gibi coğrafyada akan kanın önüne geçmek gibi hesabının olmadığını anlatan Yapıcıoğlu, "Öyle bir hale getirilmişiz ki herkes kendi derdiyle meşgul. Böyle olunca gözlerden uzak olan yerlerde oradaki kardeşlerimize yapılan zulümlere maalesef yeteri tepkiyi ortaya koyamıyoruz. İslam dünyası dışındaki diğer ülkelerin buna yeterli tepki vermesini beklememiz de doğru değil. Eğer biz kendi dertlerimize çare aramasak, biz kendi yaralarımızı kendimiz sarmasak ve biz kendi öz kardeşlerimize sahip çıkmazsak başkalarından bunu beklemenin doğru bir tarafı da yoktur. Fakat bekleyenlere de şunu söylemek gerekir ki küfrün farklı şubeleri aralarında paylaşmışlar ve farklı farklı yerlerde İslam ümmetinin evlatlarına zulmediyorlar. Buna itirazları da sadece sureti haktan görünmek gibi bir istekleri olduğu içindir. Bu da sadece surettedir, sadece şekildedir. Aslında onların ellerinden gelse onlar da zulmedecekler ki başka yerlerde kendileri de bu zulümleri yapıyorlar. Öyleyse bizim onlardan bir şey beklemememiz gerekir. Bizim kendi yaralarımızı kendimizin sarması gibi bir mecburiyetimiz var. Bunun yolu da birlik ve beraber olmaktan geçiyor." ifadelerini kullandı.
Müslümanların bu tefrikalardan kurtulmalarının yolunun bir olmalarından geçtiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, "Eğer bizim bu dertlerimiz bizim dağınıklığımızdansa, bizim bu dertlerimiz bizim tefrikaya düşmüş olmamızdansa, eğer bizim bu halde olmamız birbirimizle uğraşmaktansa o zaman bu halden kurtulmanın yolu da budur. Eğer siz çıkmaz bir sokağa girmişseniz ki şu anda ümmetin içinde bulunduğu yol buna benzemektedir, çıkmaz sokağa girmiştir. Birbiriyle uğraşmaktadır. Birbiriyle didişmektedir, hatta birbiriyle savaşmaktadır. Birbirinin kanını dökmektedir. Bunun çıkmaz bir sokakta olduğu görülmeli ve bu yoldan dönülmelidir. Dönüş de tam tersi bir istikamette, ancak şu anda gidilen yolun tersi istikametinde yol almakla mümkündür. Nedir o yol? Bir olma yoludur. Nedir o yol? Kardeş oma yoludur. Nedir o yol? Rabbimizin bize emrettiği gibi tefrikadan uzaklaşma, hariçten bir saldırı varken en azından dâhildeki sorunları erteleme yoludur. Başka bir yolu yoktur bunun." şeklinde konuştu.
"Ümmetin evlatları kendi aralarındaki tefrikalara son verip birlik olmalıdır"
Son olarak Yapıcıoğlu, "Eğer biz bir olursak, eğer biz bir milyar 700 milyon Müslüman bir araya gelebilirsek emin olun dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir Müslüman'ın en küçük bir hakkını ihlal edecek olan süper bir güç bile olsa 'Müslümanlar ne der?' diye hesap yapmak zorunda kalacaktır. Eğer ümmetin evlatları kendi düşmanlarının onlara yan bakarken bile hesaplarını tekrar tekrar gözden geçirmelerini istiyorsa acilen kendi aralarındaki tefrikalara son verip birlik olmaları gerekmektedir." diye belirtti. (Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik - İLKHA)