AİHM’den “hendek operasyonları” kararı
AİHM; Cizre, Silopi ve Sur ilçelerinde terörle mücadele operasyonları kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili Ankara’ya karşı dava başvurularını “iç hukuk yollarının tüketilmemesi” nedeniyle reddetti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2015-2016 yıllarında Şırnak'ın Cizre ve Silopi ile Diyarbakır'ın Sur ilçelerinde terörle mücadele operasyonları kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili Ankara’ya karşı dava başvurularını reddetmeye devam ediyor.
Bu konuda içtihat niteliğindeki ilk iki kararını 29 Ocak 2019 tarihinde açıklayan AİHM, şimdi de 98 kişinin şikâyetlerinden oluşan toplam 32 dava başvurusunu geri çevirdiğini duyurdu. Karar mahkemenin yedi yargıçtan oluşan bir dairesi tarafından oy birliğiyle alındı. AİHM, başvuruları “iç hukuk yolları tüketilmediği” gerekçesiyle reddettiğini bildirdi.
Önce AYM yolu
AİHM’nin gerekçeli kararında, dava açmak için yapılan başvuruların Anayasa Mahkemesi (AYM) yolu henüz tüketilmemiş olduğu için reddedildiği belirtildi. Mahkeme, başvurucuların “AYM etkin iç hukuk yolu değildir” tezini de kabul etmedi. Başvurucuların AYM’nin etkin iç hukuk yolu olmadığı tezini yeterince kanıtlayamadıklarına vurguda bulunan AİHM, 29 Ocak kararında yer alan “AYM’nin bireysel başvuruları üç yıldır sonuçlandırmamış olması etkin iç hukuk yolu olmadığı anlamına gelmez” mesajına göndermede bulundu.
AİHM buna karşılık, AYM önündeki bireysel başvuru sürecinin “aşırı uzun sürmesi” halinde davacıların yeniden AİHM önünde hak arayabileceklerini hatırlattı.
AİHM önünde tezler
Türk hükümeti, AİHM’ye gönderdiği yazılı görüşte, iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle başvuruların reddedilmesini istemişti. Başvurucular ise sokağa çıkma yasakları sırasında AYM’ye ihtiyati tedbir başvurusunda bulunduklarını, ancak hiçbir olumlu yanıt alamadıklarını, bunun da AYM’nin “etkin bir iç hukuk yolu olmadığının göstergesi” olduğunu savunmuştu.
Toplam 34 başvuru
Kısaca “Hendek operasyonları” olarak anılan terörle mücadele operasyonları ve sokağa çıkma yasakları sırasında hak ihlalleri yaşandığı iddiasıyla Ankara’ya karşı AİHM’ye yaklaşık 100 kişi tarafından toplamda 34 dava başvurusunda bulunulmuştu. Mahkeme, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali gibi iddialar temelinde yapılan başvurulardan ikisini (Elçi ve Tunç davaları) pilot dava olarak seçmiş ve 13 Kasım 2018 tarihinde Strasbourg’da bir duruşma düzenlemişti. AİHM, bu iki başvuruyu iç hukuk yolları tüketilmediği için 29 Ocak 2019 tarihinde reddettiğini bildirmişti.
AİHM, AYM’yi bireysel başvurular konusunda etkin iç hukuk yolu olarak kabul ediyor. Bir birey, istisnalar dışında, iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM önünde davacı olamıyor.
AİHM bu kararıyla son birkaç yıldır olduğu gibi AYM’ye bireysel başvuru sistemini korumaya ve yaşatmaya çalışıyor. Bu politikanın arka planında Avrupa genelindeki bireysel hak ihlali iddialarının AİHM’ye gelmesine gerek kalmadan iç hukuk organları önünde çözülmesi konusunda Avrupa Konseyi devletleri arasındaki genel uzlaşı yatıyor. AİHM açısından bir diğer kaygı ise Türkiye’den AİHM’ye yığınla dava başvurusunun önüne geçmek. (DW)