"Evden çalışma" çalışanı sömürüyor mu?
Türkiye’de kaIıcı olarak evden çalışma kararı alan şirketlerin sayısı artıyor. Ancak evden çalışan yüz binlerce çalışanın fazla mesai, internet, elektrik ve telefon gibi giderlerinin nasıl karşılanacağı belirsiz.
Pandemi nedeniyle Türkiye genelinde binlerce şirket, beyaz yakalı çalışanları için "evden çalışma"yı kalıcı hale getirdi. Ancak "evden çalışma" uygulaması, evlerini ofise çevirmek zorunda kalan çalışanlar için ciddi hak kayıplarını da beraberinde getiriyor. Şirketler bu dönemde maliyetlerinde ciddi iyileşme sağlarken, çalışanların üzerine bindirilen internet, elektrik ve fazla mesai gibi ek yükler her geçen gün artıyor. DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, pandemi nedeniyle giderek yaygınlaşan "evden çalışma" konusunda yeni bir iş hukukuna ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.
Dev şirketler 'kalıcı' hale getiriyor
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük holdingi olan Koç Holding, yaklaşık 100 bin çalışanı içerisinde 35 bin ofis çalışanının bundan sonra tamamen evden çalışacağını duyurdu. Koç Holding’den sonra, Sabancı Grubu’na bağlı Türkiye’nin en büyük 5. özel bankası Akbank da evden çalışmayı kalıcı hale getireceğini açıkladı. DW Türkçe’ye konuşan uluslararası danışmanlık ve denetim hizmetleri şirketi EY’nin Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Gökhan Gümüşlü, kriz döneminde ortaya çıkan "evden çalışma" zorunluluğunun artık çalışma hayatında "yeni normal" haline geldiğini söylüyor.Bu süreçte çalışanların iş ve özel hayatlarının dengelenmesinin önemli bir sorun haline geldiğine işaret eden Gümüşlü, "Çoğumuzun evi uzaktan çalışmaya uygun tasarlanmış değil. Ayrıca çocukların evde olması, internet bağlantısı ve uzun çalışma saatleri ile insanların hiç sosyalleşememesi yaşanan zorlukların başında geliyor" diye konuşuyor.
"Şirketlerin yüzde 55'i artık evden çalışacak"
Uluslararası insan kaynakları yönetimi danışmanlığı hizmeti veren Mercer’in Türkiye CEO’su Dinçer Güleyin de, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Eylül 2020’de gerçekleştirdikleri 'Ücret Artışı ve Yan Haklar Trendleri Araştırması'na göre, şirketlerin yüzde 54.9’unun evden/uzaktan çalışmayı kalıcı hale getirmeyi düşündüğünü kaydediyor.
Türkiye’de bazı şirketlerin çalışanlarına laptop, cep telefonu, online eğitim, ofis mobilyası gibi ek destekler sunabildiğini dile getiren Güleyin, şunları ifade ediyor: "Çalışanların işe gidiş gelişlerde harcadıkları yolculuk zamanlarından tasarruf etmeleri, kalabalık ortamlardan uzak kaldıkları için hastalık bulaşma riskinin azalması gibi nedenlerle evden/uzaktan çalışmanın etkili bir çözüm olduğu yadsınamaz bir gerçek. Ancak bununla beraber içinde bulunduğumuz alışılmadık şartlar içerisinde, çalışanların psikolojik desteğe daha fazla ihtiyaç duyduklarını da gözlemleyebiliyoruz."
"İşveren maliyetleri çalışana kaldı"
Evden çalışma uygulaması, çalışanları uzun mesai saatlerine mahkum ederken, şirketlere ise ciddi bir tasarruf imkanı yaratıyor. DW Türkçe’ye konuşan sosyal politikalar uzmanı Doç. Dr. Aziz Çelik, "Yol açısından, yemek giderleri açısından, büro masrafları açısından, büro kiraları açısından şirketlere önemli ölçüde avantaj sağladığını söyleyebilmek mümkün" diyor.
Şirketlerin tasarruf ettiği bu maliyetleri çalışanların üstlenmek zorunda kaldığına dikkat çeken Çelik, "Uzaktan çalışma sırasında işçilerin kullanacakları donanımlar, bilgisayarlar veya diğer ek aygıtlar, evlerinde kullanacakları internet ve benzeri giderler şu anda işçiler tarafından karşılanıyor" diye konuşuyor.
AP'de "irtibatı kesme hakkı" kabul edildi
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde evden çalışma standartlarına ilişkin kurallar, giderek daha belirgin hale geliyor. Son olarak Ocak ayı sonunda Brüksel’de gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda, çalışanlara iş saatleri dışında ulaşılamamasına yönelik "irtibatı kesme hakkı” ile ilgili hazırlanan rapor kabul edildi.
Raporda evden çalışanların mesai bitişinin ardından iletişim kanallarını kapatamadıkları, uzun çalışma saatlerinin ve çalışan üzerindeki artan taleplerin kaygı, depresyon, tükenmişlik gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı belirtildi. Çalışanların hafta sonu, yıllık izin ve mesai saatleri sonrası işleriyle ilgili e-posta, mesaj ve aramalara yanıt vermeme hakları olduğuna işaret edilen raporda, bu konuda hızla Avrupa Birliği (AB) çapında bir mevzuat hazırlanması gerektiği kaydedildi.
Evden çalışma araştırması: "Mesai kavramı kalmadı"
İş arayanlarla işverenleri bir araya getiren dijital platform uygulaması "24 Saatte İş" tarafından gerçekleştirilen bir araştırma ise, Türkiye’de evden çalışma süreci ile ilgili çalışanların görüşlerine ışık tutuyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 61’i evden çalışmaktan memnun olmadığını söylerken, yüzde 65’i ise evden çalışırken işe odaklanma sorunu yaşadığını belirtiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 79’u ise mesai diye bir kavramın kalmadığını belirtiyor. Bu süreçte ev ve iş hayatının birbirine karıştığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 71 oldu.
"Evden çalışmanın en zor yanı hangisi?" sorusuna katılımcıların yüzde 63’ü sosyalliğin olmaması yanıtını verirken, yüzde 37’si ise iş arkadaşlarıyla iletişim kurmakta sorun yaşadığını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 81’i ise bu süreçte işsiz kalma korkusu yaşadığını ifade ediyor.
"Türkiye'de uzaktan çalışma yasalarına uyulmuyor"
Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu’nda 2016 yılında yapılan değişiklikle "uzaktan çalışma" koşulları belirlenmiş durumda. Ancak özel sektörde çoğu şirketin söz konusu yasal çerçeveye uymadığı belirtiliyor. DW Türkçe’ye konuşan çalışma hayatı uzmanı avukat Dr. Murat Özveri, evden çalışmanın Türkiye’de uygulanış biçiminin yasalarda çizilen çerçeveye uymadığını söylüyor.
Şu anda Türkiye’de evden çalışmayı kalıcı hale getiren şirketlerinin neredeyse tamamının İş Kanunu’nda belirlenmiş 'çalışma süreleri'ne dair emredici yasalara aykırı hareket ettiğini ifade eden Özveri, şunları söylüyor:
"Daha somut konuşmak gerekirse, evden çalışmada da haftalık çalışma süresi 45 saattir. İşçi 45 saatin üzerinde çalışmaya zorlanamaz. Eğer çalışacaksa fazla mesai hakkının da devreye girmesi gerekir. İşveren bu yasal çerçevenin neredeyse hiçbirisine uymamaktadır. Çalışanlar sabahın 7’sinden akşamın 8’ine, 9’una kadar, bilgisayar başında evden çalışmaya zorlanıyorlar."
"İnternet faturasını şirket ödemeli"
"Evden çalışma" uygulamasında, uzun çalışma saatleri dışındaki en önemli sorun ise giderek kabaran internet ve elektrik faturaları olarak sıralanıyor. Evden çalışanlar, faturalarında aylık 100-300 TL arasında değişen miktarlarda ek yüke katlanmak zorunda kalıyor. Oysa yasalara göre, evden çalışma sırasında işverenler çalışma araç gereçlerini işçiye sağlamakla yükümlü bulunuyor.
İşverenin bilgisayar, internet paketi, elektrik ve doğalgaz gibi enerji gereksinimlerini sağlamakla yükümlü olduğunu kaydeden Dr. Özveri, "İşveren bu maliyetleri evden çalışmada işçiye yükleyemez. Yüklemesi, yasaya aykırı bir uygulamadır" diyor.
Peki, çalışanlar, yaşadıkları hak kayıpları karşısında ne yapabilir?
"Evden çalışma" uygulamasını sömüren şirketleri şikayet etmek mümkün mü?
"Yeni yasal düzenleme gerekiyor"
Avukat Özveri, çalışanların hak kayıpları konusunda Bölge Çalışma Müdürlüklerine başvurarak şikayet hakkını kullanabileceğini söylüyor. Çalışanların iş sözleşmesine aykırı biçimde çalıştırılmaları gerekçesi ile iş sözleşmesini sona erdirip kıdem tazminatını isteyebileceğini dile getiren Özveri, "Ancak ne yazık ki bunun dışında işçiye yönelik yasaya aykırı işveren uygulamalarına karşı şu anki mevzuat içerisinde yapılabilecek bir şey yok" diye konuşuyor.
Uzmanlara göre, devletin ve şirketlerin bir an önce evden çalışma şartlarına ilişkin hak kayıplarını telafi edecek düzenlemeleri hayata geçirmesi gerekiyor. Yasal düzenlemelerin yeterli olmaması nedeni ile çalışanların her geçen gün hak gasbı ile karşı karşıya kaldığını vurgulayan Doç. Dr. Aziz Çelik, şöyle konuşuyor:
"Bunu önlemek için bir an önce uzaktan çalışmada işçi haklarını koruyacak ve hak kayıplarını önleyecek düzenlemelerin yapılması, işçilerin uzaktan çalışırken kullandıkları gereçlerin, yaptıkları masrafların, evin iş yerine dönüşmesinden kaynaklı yüklerin işveren tarafından karşılanması sağlanmalıdır." (DW)