Almanya’dan itiraf: Afganistan'da birçok şeyde başarısız olduk
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, uluslararası güçlerin Afganistan'da birçok konuda başarısız olduğunu belirterek, “Fakat bizim başarısızlığımız başkaları için bir neşe kaynağı olmamalıdır” dedi.
ABD'nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurulu toplantısına katılan Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Afganistan, BM ülkeleri ve ilişkileri ile korona virüs (Covid-19) konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sözlerine, Almanya'da Pazar günü yapılacak olan genel seçimlere atıfta bulunarak başlayan Steinmeier, toplantının düzenlediği sırada Almanya'da son seçim mitinglerinin yapıldığını ve pazar günü 60 milyon Alman'ın yeni parlamentoyu seçmek adına sandık başına çağrıldığını kaydetti.
Steinmeier, Almanya'nın seçimlerin ardından uluslararası sorumluluklarının farkında olmaya devam edeceğinin altını çizerek, "Sizi temin ederim ki, bu seçimden sonra da Almanya uluslararası sorumluluğunun bilincinde olan ve bu sorumluluklarını omuzlayan bir ülke olmaya devam edecek" ifadelerini kullandı. Alman anayasasının önsözünde, "Birleşik bir Avrupa'da eşit bir üye olarak dünya barışına hizmet etmek" olduğuna vurgu yapan Steinmeier, "Bu misyonun yükümlülükleri Alman hükümeti için geçerlidir" dedi.
'Afganistan'da kendi kendini idame ettiren bir siyasi düzen kuramadık'
Uluslararası güçlerin Afganistan'da siyasi düzeni kurmada başarısız olduğuna dikkati çeken Steinmeier, "Kabil'in düşüşü bir dönüm noktasıdır. Yirmi yıl önce bu şehre korkunç terör uygulayanları yenme hedefimize ulaştık. Fakat muazzam bir çaba ve yatırıma rağmen, 20 yılda Afganistan'da kendi kendini idame ettiren bir siyasi düzen kuramadık" ifadelerini kullandı.
Afganistan'da yaşananların ardından Almanya'nın sorumluluk üstlendiğini belirten Steinmeier, "Ülkem de sorumluluğu paylaşıyor. Özellikle daha barışçıl, özgür ve demokratik bir gelecek umut eden birçok Afgan'a karşı süregelen bir sorumluluğumuz var. Yine de kendimize şunları sormamız gerektiğine inanıyorum, bu başarısızlıktan nasıl bir sonuç çıkarıyoruz? Hangi dersleri öğrenebiliriz ve çok şey istediğimizi kabul etmek zorunda kaldığımız için hangi görevleri yerine getirebileceğimizi hissediyoruz?" ifadelerini aktardı.
'Savunmada güce ihtiyacımız olduğu gibi müzakere masasında da güce ihtiyacımız var'
Diplomasi olmadan askeri gücün, dünyayı daha barışçıl hale getirmeyeceğini belirten Steinmeier, "Anlayış oluşturma isteği ve diplomasiye girme cesareti olmadan askeri güç, dünyayı daha barışçıl yapmaz. Savunmada güce ihtiyacımız olduğu gibi müzakere masasında da güce ihtiyacımız var. Almanya'nın son 2 yılda BM Güvenlik Konseyi'nde sorumluluk üstlenmesinin nedeni de budur ve bunu 2027/28'de tekrar yapmak istiyoruz" dedi.
'Bizim başarısızlığımız başkaları için bir neşe kaynağı olmamalıdır'
Afganistan'da birçok konuda başarısız olunduğunu doğrulayan Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Evet, Afganistan'da birçok şeyde başarısız olduk. Fakat bizim başarısızlığımız başkaları için bir neşe kaynağı olmamalıdır. Bölgesel istikrarsızlık, zayıflayan devlet yapıları, mülteci ve göçmen akışları, dini aşırılık ve terörizm ve yeni çatışma biçimleri konuları, hibrit, dijital, çevresel ve kaynak temellidir. Bu tür gelişmeler hepimizi tehdit ediyor ve hepimiz bunlarla ilgilenmek zorundayız. Almanya'nın ve Avrupa'nın dış politikası, haklı olmak ve başkalarını kınamakla sınırlı kalmamalıdır" ifadelerini kullandı.
'BM, dünya güçlerinin emrindeki, değerlerden yoksun bir boks ringi değildir'
ABD, Çin, Rusya gibi büyük ülkelerin, özel sorumluluklar üstlendiğini Steinmeier, "Büyük güçler, ABD, Çin ve Rusya, burada özel bir sorumluluk üstleniyor, ayrıca küçük ülkeler için de özel bir sorumluluk. Büyük güçlerin BM sisteminde sahip oldukları ayrıcalıklar, ancak uluslararası barışçıl düzeni herkesin çıkarına destekleyip desteklemeleri ve kendi çıkarları uğruna onu görmezden gelmemeleri veya baltalamamaları koşuluyla haklı görülebilir. BM, dünya güçlerinin emrindeki, değerlerden yoksun bir boks ringi değildir" diye konuştu.
Ayrıca Almanya ve Avrupa'nın güvenlik konularına ilişkin daha fazla çalışması gerektiğini belirten Steinmeier, nükleer anlaşmayı yenilemeye hazır olduklarını bildirerek, İran'ı müzakerelere geri dönmeye çağırdı.
Steinmeier, "Biz Avrupalılar, aynı zamanda biz Almanlar kendi güvenliğimiz için daha fazlasını yapmalıyız. Çevremizde ve dünyada barış ve istikrar için daha fazlasını yapmalıyız. Libya'da, doğu Ukrayna'da, Orta Doğu'da çok taraflı çabalarımızı sürdürmeliyiz. Nükleer anlaşmayı yenilemeye hazırız ve İran'ı mümkün olan en kısa sürede ciddi müzakerelere geri dönmeye çağırıyoruz. En yakın ortağımız Fransa ile güçlü bir ortak dış ve güvenlik politikasına ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu biliyorum. Yalnızca güçlü bir Avrupa, başkalarının uluslararası barışçıl düzende üzerlerine düşeni yapmalarını bekleyebilir. Sadece güçlü bir Avrupa, işbirliğinin her iki tarafın da çıkarına olduğu ve gerçekten gerekli olduğu durumlarda Çin ile işbirliği arayışında olmayı ve aynı zamanda Çin'in insan haklarına ve uluslararası hukuka ve ayrıca komşularının meşru çıkarlarına saygı duymasını talep edebilmenin her ikisini de aynı anda yapabilir. Güçlü, kurallara dayalı bir barışçıl düzen, güçlü bir transatlantik ortaklığa da ihtiyaç duyar" dedi.
'Covax girişimi birlikte ilerlemenin doğru yoludur'
Dünya genelinde birçok ülkenin ve vatandaşın Kovid-19'a karşı aşı beklediğini aktaran Steinmeier, "Çok fazla insan hala hayat kurtaran aşıyı bekliyor. Bu nedenle dağıtım, ülkelerin kendilerini sergilemeleri veya taktiksel iyilikler yapmaları için bir araç olmamalıdır. Aksine, BM himayesindeki COVAX girişimi birlikte ilerlemenin doğru yoludur. Üç COVAX aşı dozundan biri Avrupa tarafından sağlanıyor ve dünyanın en büyük 2. bağışçısı olarak ülkem, yıl sonuna kadar en az 100 milyon ek doz daha katkıda bulunacak" ifadelerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasının sonunda ise ABD Başkanı Joe Biden'ın yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunarak, ne olursa olsun demokrasi ve insanların özgürlüğüne olan bağlılığının yaşamaya devam edeceğini belirtti.
Steinmeier, "Demokrasi kimseye karşı değildir. Batılı bir siyasi iktidar aracı değildir. Pusula okumasından bağımsız olarak, coğrafi sınırlardan bağımsız olarak, ten renginden bağımsız olarak açık bir projedir! Özgürlük projesidir, dünya ülkelerinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ölçüt olarak belirledikleri insan onuru projesidir. Bu bizim kıstasımız olarak kalması gerektiğinden, Afganistan'daki başarısızlıktan sonra bile dünyadan çekilmek biz Almanlar için bir seçenek değil. İnsanların haysiyetleri gasp edilirken, kayıtsızlık bir seçenek değil! Tam tersine, insanın doğasında var olan özgürlük, onur ve kendi kaderini tayin etme özlemi hiçbir yerde sönmeyecektir. Sonuçta, en güçlü ordunun ateş gücü sona eriyor. En güçlü devletin uzun kolu sonu vardır. Fakat, insanların kalplerinde ve zihinlerinde özgürlük ve demokrasinin cazibesi yaşamaya devam ediyor! Kesin inancım budur" dedi.(Ajanslar)