Lavrov: Kürtler kendilerini Suriye toplumunun bir parçası olarak görmeli
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 'Kürtler kendilerini Suriye toplumunun bir parçası olarak görmeli. Kürt temsilcilerle yakın temas halindeyiz.' dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Vatikan Devletlerle İlişkiler Sekreteri (Dışişleri Bakanı) Başpiskopos Paul Richard Gallagher ile yapılan görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Suriyeli Kürtlere ilişkin açıklamada bulundu.
"Anayasa Komisyonu'nun yeni bir siyasi çerçeve oluşturma çabalarında, Kürtlerin meşru haklarının tam olarak dikkate alınmasını sağlama bağlamında yardımcı olmaya hazırız." diyen Lavrov, "Rusya-Türkiye-İran formatı ve Irak ve Ürdün'den gözlemciler dahil elimizden geldiğince bu yaklaşımları desteklemek için de Astana formatını kullanıyoruz." şeklinde konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı, bir sonraki toplantının aralık ayında yapılmasının planlandığı bilgisini paylaştı.
Bir gazetecinin "Suriyeli Kürt temsilcilerle görüşüyorsunuz. Krizi çözme çabaları nasıl gidiyor? Rusya, bu ülkenin geleceği ile ilgili neler sunabilir?" yönündeki sorusuna Lavrov, "Kürtlere, Suriye'nin doğusundaki ayrılıkçı duyguları besleyen ABD'li meslektaşlarımızın kendileriyle ilişkilerinde kullandıkları oyalamalarına (taktiklerine) boyun eğmemelerini tavsiye ediyorum." şeklinde yanıt verdi.
Rus Bakan, Amerikalıların amacının Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı olduğunu ifade etti.
Ayrıca Lavrov, 'Kürt meselesinin sadece Suriye'yi değil aynı zamanda tüm bölgeyi etkileyebilecek tehlikeli bir oyun' olduğu uyarısında da bulundu.
"Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizinin sebebi, Batı"
Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizine de değinen Lavrov, "kendi yaşam ve demokrasi anlayışlarını dünyaya empoze etmeye çalışan Batı'nın sebep olduğunu" iddia ederek, asıl sorumluluğun bu krizin koşullarını yaratanlarda olduğunu söyledi.
Bu sorunların çözümü için insan haklarının uluslararası ilkelerine saygı göstermek ve sorunun nereden çıktığını unutmamak gerektiğini kaydeden Lavrov, sorunların, NATO ülkelerinin ve Avrupa Birliği'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da uzun yıllardır sürdürdüğü, Batılı modellere göre "daha iyi yaşam ve demokrasi" anlayışından kaynaklandığını dile getirdi.
Batı'nın bu husustaki kendi yorumunu agresif bir şekilde tüm dünyaya empoze etmeye çalıştığını ve çok az bir direnişle karşılaştığında askeri maceralara atıldığını öne süren Lavrov, "Irak bu şekilde yalan gerekçelerle bombalandı. Libya'da devlet yıkıldı, Suriye'ye saldırılar böyle gerçekleşti. Ve Batılı meslektaşlarımızın tüm bu ve diğer maceraları, eşi görülmemiş mülteci akışlarına neden oldu. Şu anda atılan ve tartışılan tüm adımlarla birlikte, her şeyin nerede başladığını ve kimin hatası olduğunu unutmamalıyız." ifadelerini kullandı.
Dolayısıyla göçmen krizinin çözülmesindeki asıl sorumluluğun, bu krizin çıkması için gerekli koşulları yaratanlara düştüğünü vurgulayan Lavrov, AB'nin mülteci konusundaki ikili yaklaşımlardan kaçınması gerektiğini kaydetti.
Mültecilerin AB'ye geldikleri ülkeler hakkında eşit bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini aktaran Lavrov, mültecilerin Türkiye'den AB'ye geldiğinde, AB'nin, mültecilerin Türkiye'de kalması için kaynak ayırdığını hatırlattı.(Euronews)