Çağın Haçlı Seferi’nin ilk adımı… İşte ilk eseriniz!
19 yıl önce tam da bu sabah bombardımanlar arasından yükselen sabah ezanlarını, ilerleyen dönemde İslam coğrafyasında yükselen salâlar izledi...
Amerika’nın ve ortaklarının 1990 yılından itibaren değişik dönemlerde farklı yöntemlerde işgale yeltendiği Irak’ta ilk bomba Bağdat’a, tam da sabah ezanları okunurken 19 Mart sabahı atıldı. Amerika ve işgal ortaklarının elinde “nükleer silah” yalanı vardı, bölgede ise iktidara yeni gelmiş ve büyük destekçileri Adalet ve Kalkınma Partisi... Büyük bir yıkım başlatıldı... Yani “Kurtla birlikte kuzuların yendiği, çobanla yasının tutulduğu” günlerin üzerinden 19 sene geçti.
Bir yalan uğruna ne ülkeler yıkıldı ya rab!
ABD ve İngiltere, Irak’ın işgali için diğer ülkelerin desteğini alabilmek adına dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin’in toplu ölümlere sebebiyet verebilecek nükleer silahlar geliştirdiği yalanlarını ortaya attı. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003’te BM Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşmada, “Saddam Hüseyin’in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip” yalanını söyledi, daha sonra da bu yalanından dolayı “Kariyerimdeki utanç duyduğum kara bir leke” diyerek özür diledi ama…
BM’yi dahi inandıramadıkları yalanlarına Türk hükümetini çoktan inandırmışlardı
İddiaların aksine, BM Silah Denetleme Komisyonu Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003’te hazırladığı raporda, Irak’ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. ABD ve İngiltere, Irak’ın işgali için BMGK’ye yeterli kanıtlar sunamadı. Bunun üzerine iki ülkenin öncülüğünde kurulan koalisyon gücü, BMGK’den onay çıkmadan işgal kararı aldı.
Meclisten tezkere geçmedi ama topraklarımız işgalcilere yol oldu
Dönemin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakın arkadaşlarının tüm çabasına rağmen Erbakan Hoca liderliğindeki Millî Görüşçülerin büyük gayreti sonrası 1 Mart tezkeresi Meclisten geçmedi ama arka planda işgale ve işgalcilere büyük destek verildi. Başta İncirlik olmak üzere limanlarımız ve kara yollarımız ABD’nin işgali için kullanıma açıldı.
Gönül: “ABD, İncirlik’i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi”
Dönemin Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, “Irak Savaşı’nda ABD, İncirlik’i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi” demekten çekinmemişti! Iraklı çocuk, kadın, genç, yaşlı yüz milyonlar bu bombaların altında can vermişti!
Emperyalist ABD ve işbirlikçisi İngiltere öncülüğündeki işgal güçlerince 19 yıl önce Irak’ta Saddam Hüseyin’in biyolojik silahlar ürettiği yalanıyla (kısa süre sonra yalan olduğu kanıtlanan) başlatılan işgal, ülkeye sözü verilen “demokrasi” yerine bedelini milyonlarca masum insanın ödeyeceği siyasi ve güvenlik alanında büyük bir kaos getirdi. ABD, Irak’taki Baas rejimi lideri Saddam Hüseyin’in çeşitli gerekçelerle görevden alınması için 1990’dan itibaren büyük bir hazırlık içine girdi. İşgalden önce 13 yıllık bir ambargonun uygulandığı Irak, hem ekonomik hem de yaşam standartları konusunda büyük tahribatlar aldı.
500 bin çocuk hayatını kaybetti
BMGK, Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesinden tam 4 gün sonra 6 Ağustos 1990’da, daha çok ekonomi ve mali yaptırım uygulama kararı aldı. Irak’ın Şubat 1991’de Kuveyt’ten çekilmesine rağmen yaptırımlar Mayıs 2003’e kadar devam etti. BM Güvenlik Konseyi, bu dönemde ABD ve İngiltere’nin engellemeleri nedeniyle Irak’ın tüm itirazlarını geri çevirdi. Irak’ta 13 yıl boyunca uygulanan ağır ambargo nedeniyle kötüleşen ekonomik durum, halkın hayat standartlarını dramatik bir şekilde aşağıya çekti, ülke altyapısı büyük zarar gördü, vatandaşlara yönelik hizmetlerde ciddi aksamalar yaşandı. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 1993 yılında yayımladığı raporda, ambargo sonucu ülkedeki açlık oranının çok yüksek bir seviyeye ulaştığı uyarısında bulundu. FAO, 1995’te yayımladığı raporda ise yarım milyon Iraklı çocuğun dayatılan ambargo nedeniyle açlık ve kötü yaşam koşullarından hayatını kaybettiğini duyurdu.
Yalanlarla onaysız işgal başlattılar!
ABD ve İngiltere, Irak’ın işgali için diğer ülkelerin desteğini alabilmek adına dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin’in toplu ölümlere sebebiyet verebilecek nükleer silahlar geliştirdiği iddialarını ortaya attı. Dönemin ABD Başkanı savaş suçlusu George W.Bush, 2001-2003 yıllarında bu iddialar üzerinde bir dosya hazırlatarak Irak işgalini yasal bir statüye kavuşturma mücadelesine girdi. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003’te BM Güvenlik Konseyinde yaptığı konuşmada, “Saddam Hüseyin’in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip” iddiasında bulundu.
İddiaların aksine, BM Silah Denetleme Komisyonu Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003’te hazırladığı raporda, Irak’ta incelemelerde bulunan ekibinin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. ABD ve İngiltere, Irak’ın işgali için BMGK’ye yeterli kanıtlar sunamadı. Bunun üzerine iki ülkenin öncülüğünde kurulan koalisyon gücü BMGK’den onay çıkmadan işgal kararı aldı. Bu kararla, Irak’ın işgaline uydurma bir bahaneyle girişilmesinin yanı sıra BMGK’nin devre dışı bırakılması nedeniyle uluslararası hukuk da çiğnendi.
Bush ve Blaır öncülüğünde katliam
ABD Başkanı Bush, 17 Mart 2003’te Saddam Hüseyin ve ailesine 48 saat içinde ülkeyi terk etmeleri, aksi takdirde askeri müdahaleyle karşı karşıya kalacakları uyarısında bulundu. Bush, bu çağrıdan tam 2 gün sonra 19 Mart’ta ise ABD ve ona destek veren işgal güçlerinin Irak’a karşı askeri operasyon başlattığını duyurdu. Ülkenin tamamını ele geçiren koalisyon güçleri, 13 Aralık 2003’te Saddam’ı doğduğu Tikrit’te yer altında gizlenirken yakaladı. Saddam’ın ailesiyle Baas rejiminden birçok üst düzey yetkili Ürdün’e kaçarak iltica etti. Hükümet ve ordunun tamamı lağvedildi.
Saddam Hüseyin, çeşitli suçlardan yaklaşık 3 yıl süren yargılama sürecinden sonra 30 Aralık 2006’da Selahaddin’e bağlı Diceyl bölgesinde Şiilere yönelik toplu katliam gerçekleştirilmesi emri verdiği gerekçesiyle idam edildi.
Savaşın faturası sivillere kesildi
Irak’ta işgalle birlikte başlayan vahşi ABD askerlerinin varlığı yaklaşık 9 yıl sonra 18 Aralık 2011’de son buldu. Ülkeyi kanlı bir kaosa sürükleyen işgal, sayıları net olarak bilinmemekle birlikte milyondan fazla sivilin hayatını kaybetmesine, çok daha fazlasının ise göç etmesine yol açtı.
DEAŞ’ın ortaya çıkması ve 5 milyon iç göçmen
ABD’nin 3 yıl öncesinde terk ettiği Irak’ta büyük yıkımlara yol açan DEAŞ, 2014’te ülkenin üçte birine tekabül eden Musul, Enbar ve Selahaddin vilayetleriyle Diyala ve Kerkük’ün bir kısmında hakimiyet sağladı. Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, 18 Aralık 2017’de bilançosu çok ağır olan askeri operasyonlar sonucu DEAŞ’ın ülkedeki varlığının ortadan kaldırıldığını duyurdu. Örgütün varlığından dolayı çoğunluğu Sünnilerden oluşan 5 milyonluk bir iç göçmen dalgası yaşandı. Bunun yanında on binlerce sivil hayatını kaybetti.
Bir toplumun katliamına “özgürleştirme” kılıfı!
Ambargodan sonra ise yine ABD ve ona destek veren İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararını beklemeden Irak’ı işgal etmek için düğmeye bastı.
Irak’a “istikrar ve demokrasi” getireceği iddia edilen operasyona da “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” adı verildi. Ancak yüz binlerce sivilin hayatını kaybettiği, milyarlarca doların harcandığı bu askeri müdahale ülkede terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkmasına da zemin hazırladı.(Milli Gazete)