Mehmet Doğan: Dilin tasfiyesi kültürel bir soykırımdır
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, kültürel soykırım en önemli aşamasının dilin tasfiyesi olduğu kaydetti.
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, TV 5’te Mustafa Aydın’ın hazırlayıp sunduğu "Eğitim Dünyamız" programına konuk oldu.
D. Mehmet Doğan programda, “Dilimiz ciddi kelime zayiatına maruz bırakıldı. Yüzyıllar boyunca büyük edebiyatçılarımız, şairlerimiz dilimizi işledi, zenginleştirdi. Çok zengin bir edebiyatımız ve fikir dünyamız var. Bu anlamda geçmişten devreden çok eser var önümüzde. Dolayısıyla bu kadar çok eser öyle sınırlı üç yüz-beş yüz kelimeyle yazılmaz. Yüz binlerce kelime ihtiva eden bir dilimiz var. Ama işte yirminci yüzyılda bir cereyan başladı dilimizi sadeleştirme adına. Başlangıçta pek olumsuz değildi. Nitekim geçmişte bazı edebiyatçılarımız çok anlaşılmaz bir şekilde yazdılar. Edebiyatçılar, sanatkârlar kolay anlaşılmak yolunu seçmeyebilir. Onlar her zaman anlaşılmak istemeyebilirler ama geniş kitlelerin anlayabilmesi için bir sadeleştirme akımı başlamıştı. Sonra bu tasfiyeciliğe dönüştü, dil devrimi oldu.” dedi.
“Eskiden edip, muharrir, muhabir, musannif, müellif, mütefekkir vs. bütün bunlar yazı işleriyle uğraşanların unvanlarıdır. Şimdi ise bu ifadeler yazar kelimesine indirgenmiş durumda.” diye konuşan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii böyle umumi kelimeler de lâzım, ama asıl yazma alanı neyse onu belirtmek gerekebilir. Yazar kelimesi ancak 1960’lardan sonra dilimizde yaygınlaşmaya başladı. Şimdi de tabii diğer kelimeleri unutturdu. Nüans ifade eden kelimeleri de gerektiği zaman kullanmamız lazım. Yani dilde kelime tasfiyesi güzel bir şey değildir. Zenginlik önemli. Benim Yüzyılın Soykırımı diye bir kitabım var. Soykırım dediğimiz zaman ilk önce hatırımıza gelen insanların katledilmesidir. Bu katliamların asıl sebebi de insanların, kültürleri, dilleri manevi varlıklarıdır.
İnsanı insandan farklı kılan inanç, kültür ve dildir. Bunlar olmadığı zaman insan biyolojik olarak bir hayvandan öte değildir. Bu dil zayiatı da tam manasıyla bir kültürel bir katliama dönüşmüştür. Nitekim insanların öldürmeden onların kültürlerini yok etmenin de dillerini zayiata uğratmanın da bir soykırım olduğunu düşünüyoruz. Kültürel soykırım, bizde 1930’lardan itibaren yapılmıştır. Sadece dil alanında değil bütün kültürel alanlarda bu görülmektedir. Bütün kültürel alanlarımız tahrip edilmiştir. Ciddi bir soykırımdır bu.” (Ajanslar)