'Kral çıplak' gerilimi dinmedi: Cumhurbaşkanlığı da topa girdi Arınç cevap verdi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, Bülent Arınç’ın Ak Parti iktidarı ile ilgili kullandığı ‘Kral çıplak’ ifadesine tepki gösterirken, Arınç da partiden ihracını isteyen Mehmet Metiner’e sosyal medyadan sert bir cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akış, "Artık bıkkınlık geldi. Bu kaçıncı? Mütevaziliğe sarıp sarmalanmış kibir gösterisi…" dedi.
AK Parti kurucularından eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın dün Türkiye Demokrasi Vakfı'nda yaptığı konuşma siyasetin gündemine oturdu.
Arınç, AK Parti'li siyasetçilerin böyle toplantılara gelmeye korktuklarını ileri sürdü ve "majestelerinin gazetecileri" olarak nitelendirdiği gazetecilere de "Artık kral çıplak demenin zamanıdır" çağrısında bulundu.
Arınç’ın sözleriyle ilgili Beştepe’den ilk açıklama eski AK Parti Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış’tan geldi.
Akış, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Bir şey demeyeyim diyorum da insan duramıyor.
Daha dün Ak Parti’nin Kızılcahamam kampı oldu. Söz konusu kişi kurucu sıfatıyla oradaydı. Arkadaş madem öyle, orada “kral çıplak” deseydin ya.
Artık bıkkınlık geldi. Bu kaçıncı?
Mütevaziliğe sarıp sarmalanmış kibir gösterisi…
Bir de şöyle bir huy türedi:
Bazı kimseler var. Güncel meselelerde açıklamalarıyla sözümona vicdanı temsil eden akil adam rollerine bürünüyorlar.
Bunu kendi pozisyonlarını güçlendirmek için yaptıkları o kadar belli oluyor ki.
Herkesi kör, alemi sersem sanmaya gerek yok.”
METİNER’E CEVAP VERDİ
Öte yandan Bülent Arınç sessizliğini bozarak partiden ihracını isteyen Ak Parti eski milletvekili Mehmet Metiner’e sert sözlerle yüklendi.
Arınç, ‘İnsan omurgası 33 kemikten oluşur. Seninki ise yalan, iftira ve hasetten ibaret üç kıkırdaktan müteşekkil’ diye seslendi.
Arınç’ın açıklaması şöyle:
Kifayetsiz, muhteris ve müfteri Metiner, sözüm sana!
İnsan omurgası 33 kemikten oluşur. Seninki ise yalan, iftira ve hasetten ibaret üç kıkırdaktan müteşekkil
Sanma ki yalan ve iftiralarını dikkate alıp cevap vereceğim. Seni muhatap almak benim için zuldür. Ama! Gerektiği zaman hadsize haddini bildirmek, kırk yetime kaftan giydirmekten üstündür."
AK Parti'nin her toplantısına kurucular kurulu üyesi sıfatı ile davet edilen şahsımın partiden ihracını talep edecek cüreti nereden buluyor bu gücü kimlerden aldığını düşünüyorsun? Sen ki sürekli birilerinin gölgesinde sana ihsan edilenle beslenen, ondan alacağını tüketip sonrakine geçen bir zavallısın. Tam da bu sebeple geçmişinden nedamet getirmeyi alışkanlık haline getirmişsin. HADEP'te siyaset yaparken Milli Görüş yıllarından nedamet getirdin. Liberal oldun. Kürtlüğünden nedamet duydun. AK Parti çatısı altında siyaset yaparken nasıl olsa duyulmaz özgüveniyle kuytuda köşede dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan'a ağza alınmayacak hakaretler ettin. Hakaretlerin önce PKK komplosu diyerek reddettin, bir hafta sonra söylediğini kabullenerek canlı yayında özür dilemek zorunda kaldın.
Özel hayatın, dünün ve bugünün ile alakalı bildiklerimi ailene hürmeten konuşmuyorum.
Benim aidiyetim ne kişilere, ne de kişilerden vücut bulmuş kurumlaradır; yalnızca yüce Allah'a ve onun bana emrettiği değerler bütününe sadığım. O yüzden hangi mevkide olursam olayım doğru bildiklerimi her daim söyledim. İnandığım değerler bütününü dünyevi istikbâl uğruna terk etmedim.
Eğilmedim, bükülmedim! Ömrümü vakfettiğim davadan bir an olsun dönmedim. Davam, gönül tahtımda huzur ve sükunetle oturmakta. Sizlerin bugün "dava" dediği şey, dünyevî ihtiraslara batmış, gökten inecek bir damla rahmete hasret çorak bir araziden ibaret. Sen ise şimdi bu çorak arazide nefes dahi alamamanın yarattığı nörolojik ve psikolojik bir vakasın.
Fikirlerim, ideallerim ve davamın bahçesinde gönlüm ferahtadır. Bu bahçeyi terk edenler ise hezeyanlarına her geçen gün yenisini eklemekte, milletin ve Hakk’ın terazisinde bir kuş tüyü kadar sıklet çekememektedir.
Maalesef davamın bütününü hazmetmişler azınlıkta kalırken sen ve senin gibilerin çoğunluğu galebe çaldı. Geceleri başımı yastığa koyarken hayıflandığım tek şey budur.
Çirkin, kaba, ahlâk dışı ve yakışıksız sözlerini sana iade ediyorum. (İslamianaliz)