Malazgirt Zaferi'ni kutlamayan Osmanlı
Malazgirt Zaferi'ni Selçuklular bayram olarak kutladı mı? Hayır. Osmanlılar kutladı mı? Hayır. Ya Cumhuriyet?
“SANA bu kitabı indiren O'dur. Bunun ayetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu ayetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih ayetlerdir.” (Al-i İmran 3:7)
“Müteşabih” ne demektir:
Anlam yönünden birden fazla ihtimal taşıdığından, anlaşılmasında güçlük bulunan lafzi-sözü ifade eder. Ayetteki lafız-söz konumuna göre başka ayetlerde farklı anlamlara gelebilir. Yani: Bazı ayetlerin anlaşılması zordur. Bunun manasını sadece Allah bilir.
Hadisler için de geçerlidir bu.
Gelin görün ki; Allah'ın ilmiyle inmiş müteşabih ayetleri bile (veya hadisleri) önüne gelen yorumluyor.
Peki, hoca efendi senin ilmin ne? Sadece ağzı laf yapıyor. Mesela:
Yoldan çıkarma/saptırma fiili bazı ayetlerde gerçek anlamındadır, bazı ayetlerde ise sadece mecazi beyandadır. Kaç hoca bu örtülü anlamı bilecek yeterlilikte?
İslam hukuku/fıkıh konusuna hiç girmeyeyim. Her kendini din bilgini sanan fetva veriyor. Aslında şeytanın oyununa geliyor…
Sadece bu “pek bilmiş” hocalar değil ki, dini siyasi amaç için kullanan politikacılar farklı mı?
Malazgirt'i herkes bir yana çekiyor
Malazgirt Zaferi'ni Selçuklular bayram olarak kutladı mı? Hayır.
Osmanlılar kutladı mı? Hayır.
Ya Cumhuriyet? 27 Mayıs 1960'da askerlerin yönetime el koymasına kadar Malazgirt Zaferi pek ön planda değildir. İlgili yayın da pek yoktu. 1960'dan sonra “Devletimizin Kurucusu Gazi Alparslan ve Malazgirt Destanı” adıyla kitap yayınlandı. Ardından Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Malazgirt Meydan Muharebesi Genelkurmay Başkanlığı tarafından çıkarıldı.
Fakat. Malazgirt Zaferi kutlamalarının asıl gündeme gelmesi ve devlet katında resmen kutlanması 12 Mart 1971 askeri darbesiyle oldu.
1960'lardaki sınırlı törenler yerini, 1971'de Cumhurbaşkanı, başbakan gibi devlet erkanının katıldığı törenlere bıraktı. Yayınlar arttı.
1960 ve 1971 tarihleri tesadüf değildi; darbeci askerler, toplum gözündeki değerlerini artırmak için Malazgirt Zaferi gibi askeri başarıları öne çıkardı.
Malazgirt'in Türk ve askeri başarısına 1990'lardan sonra İslamcılık eklendi. Mesela:
Refah Partisi başkent Ankara belediyesini kazanınca “Malazgirt'ten Dumlupınar'a” adı altında etkinlikler düzenledi. İlk gün Hacıbayram Camii'nde mevlit okutuldu. Vs.
Her siyasi çevre zaferi kendi fırsatı için kutlasa da yine de bu tür etkinliklere karşı değilim. Ama şu gerçeği bilmelisiniz:
1071 Malazgirt Zaferi Selçukluların kurumsal anlamda Anadolu'ya giriş tarihi. Yoksa Türkler, bundan çok önce Anadolu'ya gelip yerleşti. –Roma'dan Osmanlı'ya miras- toprağa dayalı idari, askeri, sosyo ekonomik sistem thema- tımar ile Bizans ordusunda askerlik yapıyorlardı. Keza: Bizans ordusunda ok kullanmakta üstün başarılı sebebiyle paralı Türk askerleri vardı.
Selçuklu Türklerden çok önce Peçenek Türkleri Anadolu'ya geldi. Yahu! Alpaslan Anadolu'ya girmeden önce eniştesi Erbasan Bizans Sarayı'nda askeri danışmandı!
Ya Türk Uzlar?
Uzatmayayım hoca efendilerin ayetleri-hadisleri yorumlaması gibi herkes kendine göre resmi tarih yazıyor!
Büyük yardım kimden
Erdoğan, 30 Ağustos Büyük Zafer'in 100. Yılı Etkinlikleri ve Toplu Açılış Töreni'nde Kütahya'da dedi ki:
-“Gençler şunu unutmayın, Hindistan Müslümanlarının gizlice Ankara'ya gönderdiği 600 bin altın, Büyük Taarruz için gereken ekonomik kaynağı oluşturmuştur.”
-Tıpkı Malazgirt gibi Erdoğan her konuya salt din açısından bakıyor. Sovyetlerin gönderdiği parayı unutturmak istiyor!
-Tıpkı hoca efendiler gibi salt kendi bilgisiyle yorum yapıyor.
Kuşkusuz Hindistan Müslümanları para gönderdi. Aralık 1921'den Ekim 1923'e kadar Hint Hilafet Komitesi'nden gelen yardımların toplamı 130 bin 250 İngiliz Sterlini idi. Paranın bir kısmı ordunun ihtiyaçları için kullanıldı. Bir bölümü Osmanlı Bankası'nda özel hesapta tutuldu ve bu para Türkiye İş Bankası'nın kuruluşunda kullanıldı. Yani: Büyük Taarruz'da pek kullanılmadı. Öte yandan:
Sovyetler Birliği'nden gelen (silah-cephaneyi yazmayayım) nakit parayı hatırlatayım:
Temmuz 1920'de 100 bin altın ruble…
Ekim 1920'de 100 bin altın ruble…
Mart 1921'de 4 milyon altın ruble… Aynı yıl, Nisan'da 1.4 milyon, Kasım'da 1.1 milyon
ve Mayıs 1922'de 3.5 milyon altın ruble… Vd.
Ki Azerbaycan'ın yaptığı paralar buna dâhil değil.
Toparlarsam:
Söz söylemek sorumluluktur.
İslam'ı siyasetinize malzeme yapmayın lütfen.(Soner Yalçın/Odatv.com)