Bir yanda özgürlük açılımları diğer yanda basına sansür! İki ileri bir geri
Muhalefete yönelik ‘İktidar olurlarsa başörtüsünü yasaklayacaklar’ suçlamasına karşı Kılıçdaroğlu’nun yasal güvence çağrısı üzerine Erdoğan ‘Çözümü anayasada sağlayalım’ dedi.
Alevi açılımını da duyuracağını kaydetti. Her iki konuda da hak ve özgürlükleri genişletme adımları olumlu karşılandı. Ancak Meclis’teki ‘basına sansür tasarısı’ seçim arefesinde gündeme gelen açılımların inandırıcılığını gölgede bıraktı.
CHP ‘Altılı masa kazanırsa kazanımlar kaybedilir’ propagandasına karşı başörtüsüne yasal güvence getiren tasarıyı Meclis’e sundu. Altılı masadaki üç lider de desteklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun adımı sonrası Cumhurbaşkanı “Başörtüsünü gündemden kati şekilde çıkarmakta samimiyseniz gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi. Bu yöndeki çalışmaların hemen başlatılacağını kaydetti.
‘Seçimden önce muhalif sesler kısılacak’
Başörtüsü önerisinin ardından ‘Alevi açılımı’ mesajı geldi. Cumhurbaşkanı yarın yeni düzenlemelere ilişkin açıklama yapacağını kaydetti. Ancak desteklenen adımlarla birlikte ‘sansür yasası’ olarak eleştirilen düzenlemenin de Meclis’e taşınması çelişki oluşturdu. “Gerçeğe aykırı bilgi’ ifadesine dikkat çekilerek ‘Buna kim karar verecek’ değerlendirmeleri yapıldı. ‘Seçimden önce basının, toplumun sesi kısılacak” tepkileri yükseldi.
Gelin çözümü anayasa düzeyinde çözelim
CHP lideri Kılıçdaroğu’nun “Başörtüsü özgürlüğünü yasal güvenceye alacağız” sözlerine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan “Eğer Kılıçdaroğlu dürüstsen, başörtüsü meselesini ülke gündeminden kati olarak çıkarmakta kararlıysan gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım. Dürüstsen, samimiysen, gel bunu böyle yapalım. Ben arkadaşlarıma talimatı bugün burada veriyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu. Başörtüsü için anayasa değişikliği çağrısı yapan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na seslenerek “Eğer dürüstsen, samimiysen, temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta kararlıysan, gelin çözümü yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi. Erdoğan şöyle konuştu: “Muhalefetin seçim öncesi söyledikleriyle yaptıkları arasındaki uçurumu belediyelerde gördük. Vaat ettikleri hiçbir sözün arkasında duramadılar. Buna rağmen hala kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek ortada gezebiliyorlar. Yalan bunlarda daniskası. Bu seçimlerin mottosu, ‘Türkiye Yüzyılı’.
Senin gidecek yerin var mı?
Ey Bay Kemal senin gidecek yerin var mı ya? Bütün umudunu ekonomideki sıkıntılara, özellikle enflasyona bağlayanların heveslerini kursaklarında bırakacakları adımlarımızı atmayı sürdürüyoruz. Türkiye bir süredir çok ciddi sınamalarından geçmektedir. Milletimizin hayatına yansıyan olumsuzlukları var mıdır? Vardır. Türkiye’de bu çözümü sağlayan yürütme temsilcisi biz, tek parti AK Parti, tek ittifak Cumhur İttifakı.
Günah çıkartıyor
Önceki akşam geç saatlerde CHP Genel Başkanı, yaptığı bir açıklamayla bizim ömrümüzü verdiğimiz bir mücadele neticesinde adım adım çözdüğümüz başörtüsü meselesiyle ilgili güya günah çıkarıyor, güya yeni bir teklif getiriyor. Gerçi, dün açıkladıkları kanun teklifiyle, önceki akşam atıp tuttukları arasında dağlar kadar fark var. Ya Kemal, doğru ol be. Yanına iki tane başörtülü alıp, onlara rozet takmakla bu işi çözdüğünü veya çözeceğini mi zannediyorsun? Dürüst ol dürüst, adam gibi dürüst ol. İstismar siyaseti yaparak milletin karşısına çıkma. Bu zatın artık yaşanmayan bir sorunla ilgili gece yarısı çıkıp, kanuni düzenleme teklif etmesinin gerisindeki riyakarlığı görüyoruz.
Başörtüsü meselesi yok
Bugün Türkiye’nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele verdiğimiz mücadele sayesinde artık kalmamıştır. Geçmişte başörtüsü diye utanç verici bir mesele yaşanmışsa bunun sebebi CHP zihniyetidir, CHP faşizmidir. Ülkemizde milletimizin dinine düşman olan CHP faşizmi geçmişte önümüzde böyle bir sorun çıkarmıştır. Zorlama yorumlarla ülkemiz bu tartışmaların içine sokulmuş, insanlarımız mağdur edilmiştir. Üniversitelerde bir günde uygulama değiştiren mekanizmayı perde gerisinden işleten hep CHP zihniyetidir. Kılıçdaroğlu belge ile konuşuyorum. Senin imzalarınla konuşuyorum. Şimdi yanına birkaç tane başörtülü kardeşimizi yanına alıyor, resim çektiriyorsun, bu milleti aldatmaya gayret gösteriyorsun.
Anayasada sağlayalım
Biz daha öte bir teklifle mukabele edelim. Eğer dürüstsen, samimiysen, temel bir insan hakkı olan başörtüsü meselesini ülkenin gündeminden kati şekilde çıkarmakta kararlıysan, gelin çözümü yasa değil anayasa düzeyinde sağlayalım. Arkadaşlarıma talimatı veriyorum. Çalışmalarını hazırlayacaklar.
Kürt meselesi sorunu yok
Ülkemizin pek çok kazanımından haberdar olmadıkları gibi bu meseleyi de geriden takip ediyorlar. Tüm engelleri onlara rağmen aştık. Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim Kürt meselesi diye bir sorunumuz yok ki. Kabinede iki Kürt arkadaşım var. Sende bu noktada dert çok. Dürüst değilsin. Akşam yalan, sabah yalan. İnşallah Cuma günü Alevi kardeşlerimiz için yeni bir çalışmanın adımını atacağız.”
Bunlar dürüstlük yok
Öte yandan CHP lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından Erdoğan’ın başörtüsü konusunda “Gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım” çağrısına “Her türlü desteği vermeye hazırız.” dedi. Ancak Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını değiştirerek “Bay Kemal bugün ‘Anayasa değişikliğine kabul oyu vermeyiz’ dedi. Bunlar yalancı, bunlarda dürüstlük yok” dedi.
Her türlü desteğe hazırız
CHP liderinin Meclise sunduğu başörtüsü kanun teklifine karşı, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Eğer Kılıçdaroğlu dürüstsen, gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi. Erdoğan’a yanıt veren Kılıçdaroğlu “Başörtüsü için önerdiğimiz bu kanuni zırhı sen destekle Erdoğan, eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa tabii ki Alevi vatandaşlarımız dahil, hak ve özgürlükler konusunda getireceğiniz öneriye her türlü desteği vermeye hazırız” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsü’ teklifi sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan’ın bugünkü konuşmasını işaret etmişti. Partisinin grup toplantısında Kılıçdaroğlu’na başörtüsü üzerinden yüklenen Erdoğan, karşı hamle olarak Anayasa teklifinde bulundu. Erdoğan, “Eğer dürüstsen, samimiysen bunu yasa değil, anayasa düzeyinde sağlayalım” dedi.
Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından jet yanıt verdi. Kılıçdaroğlu yanıtında şunları söyledi: “Başörtülü kadınların hak ve özgürlüklerine kavuşması için önerdiğimiz bu kanuni zırhı sen destekle Erdoğan; eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa tabii ki Alevi vatandaşlarımız dahil, hak ve özgürlükler konusunda getireceğiniz öneriye her türlü desteği vermeye hazırız.
Bu kullandığın zehirli dili de artık bırak, çok çirkin bir üslubun var. Türkiye için iyi bir şey yapmaya çalışıyoruz. Senin yasakçı zihniyetine rağmen, özgürlükler getirmeye çalışıyoruz.”
Başka değişiklik için fırsat
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Anayasa’ teklifine sosyal medyadan yanıt verdi. Özel, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Meclis’e sunduğumuz kanun teklifimiz AKP’de rahatsızlık yarattı. Desteklememek için Anayasa değişikliği önerip başka değişiklikler için fırsat kolluyorlar. Her gün anayasayı çiğneyen bir anlayışla anayasa değiştirecek halimiz yok. Yeni Anayasa, yeni Meclisin işi olacak!”
İktidar zafiyet içerisinde
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mersin açıklamalarına cevap verdi. Torun “Mersin’de maalesef devlet eliyle bir hukuk katliamı yaşanmıştır. Terör örgütü faaliyetini engelleyemeyenler akılları sıra çarçabuk Mersin Büyükşehir Belediyemizi de bu işin içine karıştırarak bir suçlu yaratma, bir suçunu hafifletme çabası içine girmiştir ama bu çökmüştür. Bu iktidar zafiyet içerisindedir. Bu İçişleri Bakanı görevini yapamamaktadır. Tek derdi bizim belediyelerimizdir” dedi. Erkek ise “Fotoroman Süleyman yine yazıyor. Süleyman Soylu’ya buradan seslenmek istiyoruz: Senin istihbaratla, senin Milli Savunma Bakanlığı’yla bir kavgan varsa bunu CHP üzerinden yapamazsın. Buna asla müsaade etmeyiz. Bu fotoroman işiyle İçişleri Bakanlığı yapılmaz. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en basiretsiz İçişleri Bakanı’yla karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.
Meclis'te adım adım 'sansür yasası'
TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan ‘dezenformasyon yasası’nın ilk iki maddesi kabul edildi. Kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen, internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri, tepkilere rağmen dün başladı. CHP ve HDP’nin önerisiyle usul tartışması açıldı. Usul tartışmasının ardından, gruplar; teklifin geneli üzerine görüşlerini bildirdi. Telifin; internet haber sitelerinde çalışanlara basın kartı verilmesini sağlayan birinci maddesi kabul edildi. Böylece, mevcut Basın Kanunu’nun birinci maddesinin birinci fıkrasındaki, “Bu Kanun, basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar” hükmü; “Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımı ile internet haber sitelerini kapsar” hükmü ile değiştirildi. Ayrıca teklifteki birinci maddenin kabulü ile “Basın kartı düzenlemesi bakımından basın kartı talep eden medya mensupları ve enformasyon görevlileri de bu Kanun kapsamına dahildir” hükmü de Basın Kanunu’nun birinci maddesine eklenmiş oldu. Bu hükümle radyo, televizyon ve kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personelinin de basın kartı almasının önü açıldı. Teklifin ikinci maddesi de Basın Kanunu’nun ikinci maddesine eklenen “internet haber siteleri” hükmüyle, internet siteleri de yaygın dağıtım kapsamındaki basın kuruluşları arasında yer aldı. Ayrıca internet haber sitesinin de “İnternet ortamında, belirli aralıklarla haber veya yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapmak üzere kurulan ve işletilen süreli yayını” tanımı yapıldı.
‘Bilim insanlarını hapse göndermek isteyebilirler’
Muhalefet ve basın meslek kuruluşlarının sert bir şekilde karşı çıktığı ‘dezenformasyon yasası’na bir tepki de Bilim Akademisi Üyesi Jeoloji mühendisi Prof. Dr. Naci Görür’den geldi. “Siyasileri uyarıyorum, umarım sesimi duyarlar” diyen Görür, bu yasanın bilim insanları için son derece tehlikeli olduğunu su sözlerle vurguladı: “Şu anda meclisin gündeminde ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ var. Bu yasa bir bakıma doğruluğu kanıtlanamayan ancak halkı korku, panik ve karmaşaya sürükleyen haberleri yapan ve yayan insanların 1-3 yıl hapsini istiyor. İşin siyasi yönü beni ilgilendirmez ama böyle bir yasa özellikle yerbilimciler için son derece tehlikeli. Bu bilim insanlarının özellikle depremle ilgili uyarı ve öngörüleri çoğu kez kimi çevrelerce korkutucu ve panikletici olarak algılanıyor. Üstelik bilim insanlarının uyarılarını somut olarak kanıtlaması da mümkün değil. Bu yasayı çıkartmak isteyenler umarım işin bu yönünü düşünmüşlerdir. Çıkacak bu yasa ile bazı kötü niyetli ve bilim dışı zihniyetler halkı korku ve paniğe sevk ediyorlar diye bilim insanlarını hapse göndermek isteyebilirler. Deprem konusunda halkı bilinçlendirme ve bilgilendirme konusunda yıllarını vermiş bir bilim adamı olarak siyasileri uyarıyorum. Umarım sesimi duyarlar.”
‘Twıtter kapanabilir’
İnsan hakları hukuku uzmanı avukat Kerem Altıparmak, Meclis’teki yasa ile Twitter’ın kapanabileceğini iddia etti. Altıparmak, yasa teklifinde dezenformasyon hükmü dışında ‘çok daha tehlikeli’ kısımlar bulunduğunu söyledi: “Daha önce denenen ve başarılı olunamayan sosyal medya şirketlerini hizaya getirme çabası bu kez sonuç verebilir ve hatta Twitter kapanabilir”. Teklifle birlikte göre sosyal ağ sağlayıcılarının, Bilgi Teknolojileri ve İletişim (BTK) başkanının ‘içerik çıkarma kararı’nı yerine getirmek zorunda kalacağını belirten Altıparmak “Ayrıca belirli suçlar bakımından (ki dezenformasyon suçu da dahil) savcılığın kimlik bilgi talebine cevap vermek zorunda. Bu talepler yerine gelmezse bant genişliği yüzde 90 daraltılacak” dedi. Altıparmak, seçimlere Twitter olmadan girme ihtimalinin çok yüksek olduğunu savundu.(Karar)