Belasını Arayanlar Kazandı

Bela Arapça kökenli bir kelime olup imtihan anlamındadır. “Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele..” (Bakara 155)
Rabbimizin bizi maruz bıraktığı bu beladan kaçışın imkân ve ihtimali yoktur. Beladan kaçanlar, aslında kaçtığını zanneden zavallılardır. Madem dünyaya bela için gelmişiz bunun kaçışı ancak dünyadan çıkmak ile mümkündür. İnsan dünyada ve hayatta olunduğu müddetçe imtihan devam eder.
Aksa Tufanı küresel ölçekte bir insanlık imtihanı idi. Özellikle bu ayeti kerimenin muhatapları Müminler çok ağır bir imtihandan geçtiler. On binlerce şehit, yüzbinlerce yaralı ve milyarlarca dolar kayıp verdiler. Cihad cephelerinin en aziz komutanları şehit oldu.
Canı, malı kıymetli olanlar, korku ve açlıktan emin olmak için Allah’a değil Amerika’ya boyun eğmek suretiyle zillete düştüler. İçine düştükleri zilleti ‘akıllı politika ve tedbir’ olarak niteleyip direnişin kaybettiğini hatta: “bunlar belasını arıyor, İşgal rejimi demek büyük şeytan Amerika demektir, bütün Avrupa demektir, bu devasa güçle savaşmak akıl ve mantıkla bağdaşmaz.” Dediler. Oysa onlar da gayet iyi biliyorlar ki, düşman bu kadar vahim bir güce sahip olmasa ayetin bahsettiği “korku” oluşmaz ve imtihan anlamını kaybeder.
Hakiki müminler beladan kaçanın değil geçenin kazandığını Cennetin yolunun saraylardan değil şehadetten geçtiğini bilirler. Ahiret inancı zayıf olup dünyasını cennete çevirmenin peşinde olanlar, Allah’ı cc razı etmek ve cennete girmek için gerekirse dünyalarının cehenneme çevrilmesini göze alanları anlayamazlar.
Rabbimiz Mescid-i Aksa’yı saraylarının bekası uğruna malzeme edenleri bu iddiaları ile imtihan etti. İnsan hakları, kadın ve çocuk hatta hayvan hakları savunucularını ağır bir imtihandan geçirdi. Kimlerin bu imtihandan kaçıp kimlerin geçtiğine bütün dünya şahit oldu.
Kanı Aksa Tufanı şehitlerinin kanına karışan ABD’li asker Aaron Bushnell’in kazandığı sınavı, sözde cenneti pazarlayan nice sarıklı, sakallı ve cübbeli kaybetti. Ne yazık ki kaybettikleri bu imtihanı kazanmış gibi davranıyor, tıpkı seleflerinin dediği “bizi dinleselerdi öldürülmezlerdi” diyorlar.
Küresel emperyalizm ile savaşı göze almak sureti ile belasını arayanların kazandıklarının en somut delili hareketin bir devlet ile başlayıp bir cepheye dönüşmesidir. Direnişin çekirdeği İslam Cumhuriyeti komşu ve kardeş Irak eliyle öldürülmek istenirken Irak İran eli ile dirildi. Direnişin bir parçası haline geldi. Direniş düşmanları bunu şöyle çarpıttılar: “Amerika Irak’ı alıp İran’a teslim etti” dediler. Bu iddia aslında “Amerika İslam Cumhuriyetine av köpekliği yaptı” demektir.
Umudum ve beklentim o ki, direnişin sabrı çok büyük zaferlere gebedir. Deli numarası yapan yeni Amerika başkanının saldırgan tutumları direnişe yeni müttefikler kazandıracaktır. Zira Resulullah “Allah, bu dini facirlerin / fasıkların eliyle de güçlendirir." buyurmuştur.
Beladan kaçanların sığınacakları yegâne yer maalesef büyük şeytanın kucağıdır. Rabbim bizleri büyük şeytanın korumasından, korusun! Âmin. (Emin Güneş - Hürseda Haber)