'Saldırganlar verdikleri sözleri yerine getirmeli / Her senaryoya hazırız'
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi "Sultan es-Samei", Suudi Arabistan liderliğindeki uluslararası koalisyonun Sana’a ile Riyad arasındaki önceki müzakere turlarında kararlaştırılan hükümlere bağlı kalmalarını istedi.
Yemen'de savaşın başlamasının 9. yıl dönümü arifesinde Yemen Yüksek Siyasi Konseyi üyesi Sultan es-Samei, Sana'a'da Tesnim muhabiri ile yaptığı özel görüşmede; Yemen ve Suudi tarafları arasındaki müzakere sürecini memnuniyetle karşılarken, Riyadlı yetkililerden zaman kaybetme politikasından vazgeçmelerini ve Yemenlilere yönelik saldırganlık ve kuşatmayı bitirirken bu insani krizin de sona erdirilmesi için zemin hazırlamasını istedi.
Bu özel sohbetin detayları aşağıdaki şekilde oldu:
"Yemen Yüksek Siyasi Konseyi üyesi Sultan es-Samei, Tesnim haber ajansı ile bu röportajı kabul ettiği için tebrik ve teşekkür ederek, bildiğiniz gibi uluslararası koalisyonun saldırganlığına karşı Yemen milletinin direnişinin dokuzuncu yılının eşiğindeyiz ve bu muharebe halen devam etmektedir. Yemen direnişini ve saldırgan koalisyonun başarısızlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle son günlerde adı geçen hükümetlerin Yemen direnişiyle müzakerelerde benzeri görülmemiş siyasi hamleleri gördüğümüz için, sonunda yenilgiyi kabul ettiklerini söyleyebilir miyiz?
Sizlere selamlar ve teşekkürlerimle, öncelikle şunu söylemeliyim ki, Yemenliler şeref ve haysiyetlerini müdafaa için kendi doğrularını ön plana çıkardılar. Yemen, bu ülkeye saldırmadan önce tarihini okumamış işgalcilerin mezarlığıdır.
İkincisi Yemen milleti aklının, kimliğinin, imanının ve şuurunun gölgesinde, zamanının en büyük mucizelerini gerçekleştirmeyi başarmıştır. Yemen milleti, insanlık tarihinin gördüğü en büyük askeri koalisyona karşı çıkmış ve Amerikan, İngiliz, İsrail ve onların çetelerinin bölgedeki saldırganlık ve kibir hegemonyasını kırmayı başarmıştır. Dolayısıyla denilebilir ki Yemen milletinin iradesi, kahramanlarının onuru ve cesareti ile birlikte bu çetin muharebeyi, bombardıman ve yıkım altında imkansızı mümkün kılmak ve kazanmak için bir fırsata çevirmiştir.
Saldırgan hükümetlere bu savaşta diz çöktüren, otoritelerini sorgulayan ve dünyadaki tüm gözlemcilerin gözlerini kamaştıran gerçek denklem buydu artık herkes sorunları müzakere ve arabuluculuk yoluyla çözmeye çalışmalıdır.
Artık saldırgan düşmanlar planlarının yenildiğini görüyor. Bu muharebede askeri, siyasi ve insani olmak üzere tüm cephelerde ağır bir yenilgiye uğradılar ve bunu yıllar önce kabul etmeleri gerekiyordu; ancak günümüzde özellikle maddi ve manevi bedellerin ağır olması nedeniyle bundan kurtulmak artık kolay değildir ve herkes bunun farkındadır.
Yaklaşık bir yıl önce Umman'ın arabuluculuğuyla Suudi tarafıyla aranızda sürekli görüşmeler ve müzakereler başladı, bu müzakereler nereye gitti? Saldırgan ülkeler neden her iki tarafın da kabul ettiği insani anlaşmaları uygulamayı reddediyor?
Müzakereler, ateşkes için mutabık kalınan maddelerin uygulanması konusunda karşı tarafın anlaşmazlığı nedeniyle pek çok iniş ve çıkışlara eşlik etti; Özellikle çalışanların haklarının sağlanması, havalimanları ve limanlardaki kuşatmanın kaldırılması gibi insani vakalar ve tutsaklar meselesindeki yaklaşım farklılığından dolayı, Yemen düşmanlarının saflarındaki bu görüş ayrılıkları, ülkenin servetinin yağma sürecini durdurdu ve düşmanı müzakere masasına dönmeye zorlamıştır ve bu arada, daha önce savaş veya müzakereler sırasında elde edemediği bazı koşulları elde etmeye çalışmak için yeni baskı araçlarını kullanmak için zaman kaybetme siyasetine başvurur.
- Son zamanlarda bazı davalarla ilgili olarak iki taraf arasındaki etkileşimde, Yemenli bir heyetin Riyad'a, diğer yandan Suudi Arabistan'dan bir heyetin Sana'a gitmesi şeklinde yeni girişimler oluştu.
Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suudi Arabistan, Yemen milletinin direnişi ve duruşu nedeniyle hedeflerine ulaşamayacağını anlamış, bu nedenle müzakereler ve karşılıklı görüşme gibi girişimler yaratarak zaman zaman ciddiyet göstermeye çalışmaktadır ancak savaşı sona erdirmek ve Yemen ablukasını kaldırmak için nihai bir karar veremediği açıktır çünkü bu karar Amerika'nın elindedir, bu yüzden Suudi Arabistan'ın insani davada ateşkes maddelerini ne zaman kabul ettiğini görüyoruz. Özellikle BM özel temsilcisinin bu krizin tüm bölgesel taraflarıyla görüştüğü ve tartıştığı durumda, uygulamada uygulanmasından kaçınılmaktadır.
Umman Sultanlığı müzakerelerde ve taraflar arasında periyodik toplantıların yapılmasında önemli rol oynamıştır ve zaman zaman haberleri de yayınlanmaktadır. Umman'ın barış sürecindeki rolünü ne kadar etkili buluyorsunuz? Umman bu görüşmelerde saldırgan hükümetlerin garantörü rolünü oynayabilecek mi?
Umman, uzun süredir müzakere sürecini yakınlaştırmaya ve savaşı durdurmak ve ablukayı kaldırmak için elverişli mekanizmalar oluşturmaya, insani vakaları takip etmeye ve kapsamlı bir ateşkesi sağlamaya çalışan dost ve kardeş bir ülkedir ancak Umman'ın çabalarına rağmen somut sonuçların gerçekleşmesi, mevcut durumun nedeni olan saldırgan hükümetler tarafından anlaşmada yer alan şartların kabulüne ve uygulanmasına bağlıdır. Meşru müdafaa konumundayız, milletin ve toprak egemenliğinin müdafaası hepimizin hakkıdır.
Umman, mevcut müzakere sürecinin başarısı için, savaşın sona erdirilmesi ve ablukanın kaldırılması veya Yemen halkının hakkı olan savaş ve saldırganlık nedeniyle tazminat ödenmesi gibi olası tüm çözümleri uygulamak için saldırgan koalisyona rehberlik edebilir.
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi zaman zaman yaptığı açıklamalarla, saldırgan hükümetlerin mutabık kalınan maddelere uymaması halinde ateşkesin devam etmeyeceğini vurgulamaktadır. Gerginliği tekrar artırmaya yönelik askeri hazırlığınız ne ölçüde? Saldırganlara karşı tansiyonun tırmandığı yeni tur önceki turlardan nasıl farklı olacak?
Yemen Yüksek Siyasi Şurası, saldırgan düşmanın tüm siyasi ve saha hareketlerini gözetliyor ve güçlerini her türlü senaryoya hazırlamış, zaman kaybettirici bir araç haline gelen ve ne savaş ne de barış durumuna dönüşen müzakere sürecinde saldırganların ciddiyetini talep etmektedir. Bu konu Amerika'nın mevcut durumun devamında oynadığı rolün boyutunu göstermektedir; Çünkü uluslararası çatışmaları Çin ve Rusya projesiyle yüzleşmek için bir araç olarak kullanıyorlar. Ukrayna'daki savaş devam etmeli çünkü Rus petrolü ve gazı yerine Fars Körfezi'ndeki gaz ve petrol akışının devam etmesini ve nakliye hatlarının sağlıklı olmasını istiyorlar. Aynı zamanda gerilimi kontrolsüz bir şekilde tırmandırmak istemiyorlar çünkü savaşa girmek bölgenin petrol kaynakları dahil her şeye zarar verecektir. Bu nedenle ABD, dolaylı yollardan kaçma, psikolojik savaş ve tarafları iç savaşa sokma politikasını devreye soktu.
Bütün bu durumlara rağmen saldırgan koalisyonu kurtarma fırsatını kaçırmamaları için onları bir uyarı diliyle uyarıyoruz. Son derece akıl, incelik ve sabırla hareket ediyoruz, ancak sabrımızın da bir sınırı olduğunu ve bu sınırın aşılması durumunda bunun herkese pahalıya mal olacağını uyarıyoruz.
Bu sefer olabilecekler, muhtemelen saldırgan koalisyonun ve çetelerinin beklenti ve yanlış hesaplarının çok ötesinde olacak.
Saldırganlığın sekizinci yılı sona erdi ve Yemen halkının sabrı ve direnişiyle dokuzuncu yılının eşiğindeyiz. Özellikle İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmaya ilişkin yeni gelişmeler ışığında halka ve saldırgan hükümetlere mesajınız nedir?
Allah'ın yardımıyla ve Yemen milletinin iradesine güvenerek, uluslararası kuralları bozabilir ve uluslararası toplumu Yemen krizine ilişkin bu sessizlik ve durgunluktan çıkarabiliriz. Saldırgan hükümetler, milletimizle gerçek savaşa eşit değiller, çünkü onların camdan evleri hızla yanabilir ve bizim öfke ateşimizde yok olabilir. Onlara "kurtuluş yolu önünüzdedir, sabrımızı sınamayın" diyoruz. Vaatlerin yerine getirilmesi için geri sayım başladı. Krize çözüm arayan kim olursa olsun, San'a'nın önerdiği çözümler önünde, 9 yıllık başarısızlık, entrika ve yıkım onlara yeter.(Tesnim)