Çiller: 28 Şubat'ın Faturası 251 Milyar Liradır
Eski başbakanlardan Tansu Çiller, 28 Şubat'ın ekonomik faturasının 251 milyar TL olduğunu söyledi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, eski başbakanlardan Tansu Çiller'i dinledi.
Çiller, komisyonun ayrılmasının ardından Yeniköy'deki evinde gazetecilere yaptığı açıklamada, "28 Şubat'taki yaşadıklarımız ve hepimizin bildiği gibi 2 Ekim'de özel yetkili savcının bizi daveti üzerine gittiğimiz zaman bize gösterilen belgenin çerçevesinde 28 Şubat'ı bir kez daha tanımlama imkanı bulduk. Görülüyor ki, aslında 28 Şubat bir darbedir ancak ezberbozan bir darbedir" dedi.
28 Şubat'ın, iki konuda diğer darbelerden farklı bir konumu bulunduğunu dile getiren Çiller, "ezberbozan" boyutlardan ilkinin bu darbenin bir kesit olmayışından, bir süreç olmasından kaynaklandığını, darbenin bir tarihte başlayıp, bir tarihte bitmediğini söyledi.
Çiller, ikincisinin de darbenin topla tüfekle yapılmamış olmasından kaynaklandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Evet, Sincan'da bir takım tanklar yürümüştür fakat bu, meclise gelmemiştir, meclisin kapısına bir kilit vurulmamıştır. Ancak demokrasimizin en temel ilkesi ihlal olmuştur. Eğer meclisin çoğunluğunu temsil eden partilere ve onların imzalı belgelerine rağmen, meclisin çoğunluğuna iktidar kurma yetkisi verilmiyorsa ve hemen ardından bu azınlığa yetki veriliyorsa ve burada çoğunluk azınlık yapılana kadar beklenerek bir iktidar kurma çabası içinde geçen sürede bir parti yavaş yavaş ikna odalarında, otellerin arka odalarında bir diğer azınlığa korku, şantaj, ikbal vaadi, menfaat sağlama gibi bir takım unsurlarla çoğunluk azınlık haline getiriliyorsa, işte o zaman buna demokrasi demek mümkün değil. Görülüyor ki, 28 Şubat'ta yaşananlar bunlardır."
"Asıl bedel, millete çıktı"
Özel yetkili savcının yaptığı araştırmaların, söylenenlerin aslında Batı Çalışma Grubu'nun tam da amacı haline getirildiğini gösterdiğini kaydeden Çiller, bu grubun altında en üst düzeyde komutanların imzası olan belgede tek ana hedefin, "Tansu Çiller'i siyaseten bitirmek" olarak ortaya konduğunu savundu.
Çiller, "Bunun nedeni şu şekilde tanımlanmakta: Tansu Çiller eğer siyaseten bitirilirse, Doğru Yol Partisi bitirilecektir. DYP bitirilirse, koalisyon çökecek, Refahyol hükümeti düşürülmüş olacak. Bu eğer bu şekilde planlı ve programlı biçimde icra ediliyorsa, bunun adına demokrasi demek mümkün değil" dedi.
Her darbede olduğu gibi asıl bedelin millete çıktığını vurgulayan Çiller, kendisinin hedef alındığını, onun üzerinden toplumsal hafızanın morfik alanına yanlış bilgilendirmeler ve mesajlar iletildiğini, tarihin yanlış yazıldığını, yanlış bilgiler üzerine milletin yanlış kararlar vermesinin sağlandığını kaydetti.
28 Şubat'ın faturası 251 milyar liradır
Darbenin asıl faturasının, sonrasında ortaya çıkan krizler, batan bankalar ile krizin toplam bedelinin milletin üzerine çıkarılmış fatura olarak 251 milyar lira olduğunun resmi kayıtlara geçtiğini anlatan Çiller, "Bu kayıtlardan çıkarılacak sonuç, rakam, o günün milli gelirinin aşağı yukarı 1,5 katı. Yani bir yılın bütün geliri yetmiyor, öbür yılın da yarısı kadarı millete bir yük olarak bir bedel olarak fatura ediliyor" dedi.
"Neyi yanlış yaptığımızı anlamaya ve kabullenmeye ihtiyacımız var"
Tansu Çiller, "Meselenin sorumlusunu sadece Türk Silahlı Kuvvetleri olarak görmek mümkün değil. Bu olayda herkesin, hepimizin özeleştiri yapmaya ihtiyacı var. Bu özeleştiriyi herkes birbirini anlamak isteği ve hoşgörü ortamında yapmalı. Ülke yeterince bölünmüştür. Türkiye tektir ve birdir" ifadelerini kullandı.
Özeleştirinin, milletin siyasetçiden beklentisi olduğunu belirten Çiller, şöyle dedi:
"Bu nedenle kişisel bir hesaplaşmaya girmiyorum. Kimseden şikayetçi olmayacağımı söyledim. Çünkü bunun çok ötesinde ve üstünde birbirimizi anlamaya, bu korkuların nedenine inmeye, neyi yanlış yaptığımızı anlamaya ve kabullenmeye ihtiyacımız var. Umarım, umudumuzu, azmimizi de kaybetmeden yeni Anayasa yapımı için bütün bu çerçeve içerisinde bu çalışmalarımıza ve bu buluşma noktalarına itibar ederek bu sonuçları bundan sonraki nesillere ve milletimize aktarma imkanı buluruz" diye konuştu.
Darbeyle siyaseten kendisinin çökertildiğini, DYP'nin parçalandığını, bu parçalanmanın da hükümeti düşürme uğruna yapıldığını, bütün bunların kişisel hesaplaşmanın çok ötesinde millete çok büyük bedeller ödettiğini kaydeden Çiller, "Ama bugün kişisel hesaplaşma ortamı değildir" dedi.
"Tansu Çiller ağladı"
Öte yandan TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu üyesi BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, sorduğu sorulardan dolayı eski Başbakan Tansu Çiller’in gözlerinin yaşardığını ve "Ben bir anayım" ifadesini kullandığını aktardı.
Toplantıdan erken ayrılan Önder, çıkışta basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı.
Soruları üzerine Çiller’in duygulandığını ve gözlerinin yaşardığını belirten Önder, “Çiller’in ‘Benim böyle bir şey yapacağımı nasıl düşünürsünüz? Ben bir anayım dediğini aktardı. Önder, şunları söyledi: “Ben de tezgahın böyle çalıştığını, sistemi hiç bilmeyen birini sistemin önüne koyduklarını, ama hayatın olağan akışında siz ‘Kürt iş adamlarının listesi var’ dedikten sonra keklik gibi Kürtler öldürülünce sormaz mı insan? Ben hiç bunların adını yeni duymuştum o zaman. Peki bu mazeret mi? Giden canlara ne olacak? Sizin beceriksizliğinizin, sizin acemiliğinizin bu ülkeye daha fazla savaş, kan, gözyaşı olarak fatura edilmesinin hesabını, acemiliğinizdeki masumiyete mi vereceğiz? Hangi anaya bunu kabul ettirebilirsiniz? Bunları konuştuk" (Ajanslar)