İmam Humeynî'den gençlere nasihatler
İmam Humeynî gençlik yıllarını oldukça iyi değerlendirmesini bilen nadir insanlardan birisiydi. Merhum İmam bir daha bulunamayacak altın yıllarını sağlığına çokça dikkat ederek değerlendirmiş ve elinden geldiğince spor yapmıştı.
Hangi işi yapmak istiyorsan, gençliğinde yap. Yaşlandığında ancak yatar ve sızlanıp durursun.
Merhum İmam bir daha bulunamayacak altın yıllarını sağlığına çokça dikkat ederek değerlendirmiş ve elinden geldiğince spor yapmıştı.
Aslında elinden geldiğince demek yersiz olur. Gençlik dönemlerinde jimnastiğe oldukça ehemmiyet verirdi. Sağlam kafanın sağlam vücutta olduğunu çok da iyi bilirdi. Güreşi ve klasik sporları bir hayli severdi ama hepsinden ziyade jimnastikle ilgilenirdi.
İmam yiyeceklerine de çok dikkat eder ve gençlik yıllarında sağlıklı beslenme üzerine yazılmış kitapları bol bol mütalaa ederdi. Çok yememeye ve yemeklerin pişiriliş şekline oldukça dikkat ederdi.[1]
Bunların hepsine; dünyanın yorucu, usandırıcı ve meşakkatli hallerinde kendisini iyi bir sonuca ulaştırması için dikkat ederdi. İşte bu yüzden hayatının tüm evrelerinde birçok başarıya imza atmış, İslam’ın adını bir kez daha dünyaya duyurmuştu.
Tesnim Yayıncılık’tan çıkan ‘İmam Humeyni ve Hatıralar’ adlı eserin içerisinden İmam ve gençlere dair bazı kısa anıları aşağıda okuyacağız:
Eğer Birisi İstirahat Edecekse
Seyyid Muhammed Cevad Mehrî anlatıyor:
İslam Cumhuriyeti için gerçekten çok zahmetler çeken birisi, bir gün İmam'ın yanına geldi ve şöyle dedi:
"Ben inanın çok yoruldum. İşler o kadar çok ki artık benim gücümü aşmaya başladı, üstesinden gelemiyorum. Sizden istirhamım benim yerime bir başkasını bu göreve atayın. Bu şekilde ben de dinlenmiş olurum."
İmam bu teklife şu şekilde karşılık verdi:
"Eğer birisinin bu işlerden elini eteğini çekmesi gerekiyorsa, ben hepinizden daha önce gelirim. Yani bu yaşlı halimle ve bunca yorgunluğumla, sanırım benim daha çok istirahate ihtiyacım var değil mi?" İmam'ın bu sözlerinden sonra o arkadaşımız susmuş ve utancından hiçbir şey diyememişti.[2]
Gençliğin Önemi
1989 senesi Şaban ayının ilk günlerinde, İmam Humeyni'nin huzuruna çıkmıştım. Ellerinde Mefatihu'l Cinan[3]kitabı vardı ve Şaban ayına mahsus olan duaları okumaya hazırlanıyorlardı. Elini öpüp, yanından ayrılmak niyetiyle yanlarına yaklaştığımda bana şöyle buyurdular:
"Hangi işi yapmak istiyorsan, gençliğinde yap. Yaşlandığında ancak yatar ve sızlanıp durursun."[4]
Toplum İçin Faydalı Bireyler Olun
Alman bir kız, İmam'a yazdığı mektubun sonunda kendilerinden imzalı bir fotoğrafını ve fotoğrafın da arkasına öğütler yazmasını istemişti. Bu istek üzerine Merhum İmam aşağıdaki cümleleri kaleme aldı:
"Allah'ın adı ile. Toplum için faydalı bireyler olmaya çalışın. Şeytani güçlerin kontrolü altına girmemeye özen gösterin. Sözünüzün eri insanlar olmaya çalışın. Allah'ın izniyle sağlıklı bir ömre sahip olun."[5]
Gençliğinizde Yardım Edebildiğiniz Kadar Yardım Edin
İmam'ın huzuruna ne zaman varsak, bize nasihatlerde bulunmasını isterdik. İmam da genelde şunu derdi:
"Gençliğinizde yardım edebildiğiniz kadar, insanlara yardım edin. Her ibadeti yerine getirin. Gençliğinizin kadrini bilin. Benim yaşıma geldiğinizde artık göreceksiniz ki, elinizden hiçbir iş gelmez olmuş. Aynı benim gibi. Artık hiçbir şey yapamıyorum."[6]
Ne Yapacaksan Gençlikte Yap
88 yılının sonları ve Şaban ayının başlarıydı. Vedalaşmak için İmam'ın yanına geldiğimde Mefatih kitabı elindeydi ve Şaban ayının dualarını okuyacaktı. Elini öpmek istediğimde bana şöyle dedi:
"Ne yapacaksan gençlikte yap. Yaşlılık uyuma ve inleme vaktidir."[7]
[1]İmam Humeyni der Aine-yi Hatereha, S. 54
[2]Hüccetü'l İslam ve'l Müslimin Seyyid Muhammed Cevad Mehrî, Omid-i İnkılab, Sayı115
[3]Mefatihu'l-Cinan; 1800'lü yılların sonunda İran'ın Kum şehrinde dünyaya gelen büyük Şii âlimi Şeyh Abbas Kummî'nin On4 Masumdan naklettiği duaları topladığı külliyatın adıdır. (Mütercimin Notu)
[4]Burucerdî, Mesih (İmam'ın Torunu) Yazarla Röportaj
[5]Rahimiyan, Muhammed Hasan, Der Saye-yi Aftab, S.161
[6]Bahauddinî, Ahmed, (İmam Humeyni'nin Ofis Görevlilerinden) Pasdar-i İslam, Sayı 91, S.40
[7]Hüccetü’l İslam ve’l Müslimin Mesih Burucerdî, Yazarla Röportaj