Azami, Babası Gulam Azam'ı Anlattı

Babasının cenazesine katılamayan Bangladeş Cemaati İslami Lideri Prof. Dr. Gulam Azam'ın en büyük oğlu Dr. Abdullah Mamoon Al Azami, babası Gulam Azam'ı anlattı. Azami, babasının Kur'an ve sünnet ışığında örnek bir hayat yaşadığını belirtti.
Bangladeş Cemaati İslami Lideri Prof. Dr. Gulam Azam, Kasım ayının son haftasında 92 yaşında vefat etti. Azam, ilerlemiş yaşına ve hasta olmasına rağmen cezaevinde tutuluyordu. Gulam Azam 1971’deki olaylardan sorumlu tutularak 90 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Azam’ın sağlık durumunun kötüye gitmesi nedeniyle 11 Ocak 2012 yılından bu yana bir hastanede tutuluyordu ancak hastalığına rağmen tahliye edilmemişti.
Cenazesine yoğun bir katılım oldu
Cemaati İslami Lideri Prof. Dr. Gulam Azam’ın cenazesine bir milyondan fazla Bangladeşli katıldı. 92 yıllık bir ömrü tebliğ, irşad ve mücadele ile geçiren Gulam Azam, en büyük hayali olan Bangladeş’in İslam’la yönetilme hayalinin gerçekleştiğini göremeden hakka yürüdü. Gulam Azam’ın en büyük oğlu olan Dr. Abdullah Mamoon Al Azami babası Gulam Azam’ın vefat ettiği haberini Türkiye’de katıldığı bir programda aldı. Ancak çok istemesine rağmen Bangladeş hükümetinin getirdiği yasaktan dolayı ülkesine gidemediği için babasının cenazesine katılamadı.
Dr. Abdullah Mamoon Al Azami bizi kırmayarak acısının tazeliğine rağmen babası Gulam Azam’ı anlattı. Babasının mütevazı bir kişiliğe sahip olduğunu anlatan Azami, babasının hem bir veli hem de bir derviş gibi örnek bir hayat yaşadığını anlattı. Sözü daha fazla uzatmadan sizi Dr. Abdullah Mamoon Al Azami ile yaptığımız bu söyleşi ile baş başa bırakıyoruz. Abdullah Mamoon Al Azami’nin dilinden Gulam Azam…
Babam zamanı iyi kullanma konusunda çok hassastı
Babanızla en son ne zaman görüştünüz?
En son 6 yıl önce Cidde’de görüştüm. Babam zaman konusunda çok dikkatli bir insandı. Zamanı çok iyi değerlendiriyordu ve çok dakik bir insandı. Her işi zamanında yapmamız konusunda sürekli tavsiyede bulunuyordu. Benim babam büyük bir kitleye önderlik ediyordu. İşlerinin yoğun olmasından dolayı bir babanın çocuklarına ayırabileceği kadar zaman ayıramıyordu. Ama bize ayırdığı zamanı çok iyi kullanıyordu. Bizi camiye götürürken yolda bir dua öğretirdi, dönerken bir dua öğretirdi. Boş bir zaman buldu mu evdeki bütün çocukları bir araya toplardı. Bize okul kitaplarından tutun, dini kitaplara kadar ders okuturdu ve not almamızı istiyordu. Not almaya çok önem verirdi. Zamanı az olduğu halde bizimle ilgilenmeye özen gösterirdi.
Aileniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Biz 6 kardeşiz. Ben en büyükleriyim IDB (İslamic Development Bank)’de çalışıyorum. Bundan önce 15 sene İngiltere’de bir devlet kurumunda çalıştım. İkinci kardeşim İngiltere’de yaşıyor ve ticaretle uğraşıyor. Tekstil atölyesi sahibidir. Üçüncü kardeşim turizm acentesinde tur operatörü olarak çalışıyor. Dördüncü kardeşim memlekette, tuğgeneral idi. Onu Gulam Azam’ın oğlu olduğu için zorla emekli yaptılar. Beşinci kardeşim çeşitli iş projeleri hazırlar, (project maker), proje yapımcı olarak çalışıyor. Altıncı kardeşim Manchester’da üniversitede kıdemli okutman olarak İngilizce ders vermektedir.
Oğlum: Önce Allah’a sonra kendine güvenmeyi öğren
Babanız size nasıl nasihat ve tavsiyelerde bulunurdu?
Nasihat olarak okul ve ders üzerinde çokça dururdu. Allah’ın dinini öğrenme ve o yolda yürüme konusunda derdi ki, “Bak oğlum, eğer Allah ve O’nun Resulü ile beraber olursan, onların sözlerini hayatına uygularsan, Allah her daim seninle olacak. Böyle olursan Allah bela ve musibetleri senden uzak tutar. Kendi hayatında önce Allah’a sonra kendine güvenmeyi öğrenmelisin. Hem manevi olarak, hem de maddi olarak güçlü olmalısın.” Ben İngiltere’de okurken hem çalışıp hem de okudum. Babam maddi açıdan bana hiç yardımcı olamadı. Bir iş yaparken kendinize özgüveniniz olsun, derdi.
Yalnız kalınca Allah’ı zikredin
Babamın nasihat etme şekli çok etkileyiciydi. Sözleri ve ifade etme şekli ve hareketleri, hakikaten bizim kalbimize hitap ediyordu. Zamanı iyi kullanma noktasında sürekli nasihat ederdi. Zamanında işi yapmak, boşa vakit kaybetmemek gibi. Zamanını en iyi şekilde kullanarak bize örnek olurdu. Dua ve tesbihata çok özen gösterirdi ve bize de nasihat ederdi. Derdi ki; “Yalnız olduğunuz zaman her daim suphanallah, elhamdülillah gibi zikirler okuyun.” Yürürken, otururken, kalkarken, yatmaya giderken, uykudan kalkarken vs. her harekette bir dua ve tesbihat okumayı bize nasihat ederdi. Kendisi hayatında bunu uygulayarak bize gösteriyordu.
Babam Kur’an ve sünnet ışığında bir hayat yaşadı
Babanızı tek bir cümle ile nasıl anlatırsınız?
Kur’an ve sünnet ışığında yaşanan düzenli, dengeli ve sürekli bir hayat. Babam Allah’a vereceği hesabı sürekli göz önünde bulundurarak ve dikkate alarak yaşamış salih, muhsin bir insan idi ve kendisi bu dengeli yaşam tarzının bir ustası haline gelmişti.
Ahireti hayatımızın merkezine almalıyız
Müslümanlara neler söylemek istersiniz?
Müslümanlara söylemek istediğim; Kur’an ve Sünnet ışığında eğer bir kişi hayatını yaşıyorsa, o hem dünyayı hem de ahireti elde etmiş olur. Bunun için şirkten kurtulup, tevhidi elde etmeli, bidatlardan ve nifaktan kurtulmalıyız. Eğer bir kişi günlük hayatında Allah ve Resulü ile konuşursa, yani Kur’an ve hadis okursa ve şöyle düşünürse; ‘Allah’ın istediği şekilde Müslüman olarak hayatımı sürdüreceğim. İbadetleri sırtımdaki bir yük gibi değil, bu amelleri severek yapacağım.’ Eğer bir insan böyle düşünürse o zaman hayatımızın her alanında Allah’ın rızasını kazanmak mümkündür. Yani ahireti hayatın merkezine alıp bir hayat sürdürmeliyiz. Bunu yapabilmek için Tevhid, Sünnet ve İhlas gereklidir. (Şükrü Gündüz - İLKHA)