Tanıdık bir hikâye: Mısır’ın mülteci krizi
Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale Sudan’daki savaşın etkisiyle Mısır’da artan mülteci nüfusunun bu ülkede yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunlara odaklanıyor:
***
Mısır savaştan kaçanlar için sığınak oldu… ama ne pahasına?
Afrika’nın üçüncü büyük nüfusundaki mülteci krizi hem ekonomik hem de sosyal sorunlara yol açıyor; kira fiyatları artıyor ve iş olanakları azalıyor. Kontrol çağrıları gibi kızgınlık da artıyor.
MARCELLE NASR
Mısır’ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki çatışmalardan kaçan yüz binlerce mülteciye ev sahipliği yapmasının ekonomik ve sosyal etkileri hissedilmeye başlandı.
Arap dünyasının ‘ablası’ Mısır’ın, Sudan’daki iç savaş, mülteci krizi yaratmadan önce de pek çok sorunu vardı. Ekonomisi zor durumda ve çatışmaların ilk üç ayında Sudan’dan gelen tahmini 300.000 kişi gerginliğe yol açtı.
Mısırlıların yardım etme kapasitesi, kısmen kiralık konutlardaki muazzam fiyat artışları nedeniyle düştüğü için sabır artık tükeniyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Mısır’ın yaklaşık 670.000 mülteciye ev sahipliği yaptığını, en çoğu Sudan’dan olmak üzere Suriye, Güney Sudan, Eritre, Etiyopya, Yemen, Somali ve Irak’tan da mülteciler olduğunu belirtiyor. Bugün Mısır’da yaklaşık 385.000 Sudanlı ve 155.000 Suriyeli mülteci bulunuyor ve bunlar en büyük iki grubu oluşturuyor.
Sudan’daki sorunların kısa süreceği umulurken, bir yıldan uzun bir süre sonra çatışma hâlâ devam ediyor. Başlangıçtaki akın o kadar büyüktü ki Mısır sınıra yığınak yapmak zorunda kaldı. Bu da günde 4.000 olan mülteci göçünü 400’e kadar düşürdü.
Yükselen kiraların ülkesi
Mültecilerin çoğu, nüfusun artışının etkisinin en belirgin olduğu kuzeydeki büyük şehirler olan Kahire, İskenderiye ve Dimyat’a yerleşti. Bu durum, Mısırlıların yaşam koşullarını, iş fırsatlarını ve hatta güvenliğini etkiliyor.
Bazı kiralar şu anda %600’e varan oranlarda artmış durumda. Kahire’deki mahalleleri gezen Majalla bunun etkilerini gördü.
Ev sahipleri kira artışlarına gerekçe olarak yüksek enflasyonu ve yaşam maliyetlerini gösteriyorlar. Kiracıların iki seçeneği var: ya çok daha yüksek kira bedellerini ödeyecekler ya da evi boşaltacaklar.
El Zeytun banliyösünde yaşayan 55 yaşındaki Mona şu anda kiralayacak bir yer arıyor. Yaşadığı bölgede fiyatlar, 2-3 milyon Mısır lirası (40.000-60.000 dolar) arasında değiştiği için satın almaya gücü yetmiyor. Ev sahibi kirasını dört kat artırarak 4.500 Mısır lirasından 18.000’e çıkarmış.
Sudan’dan Mısır’a kaçan 30 yaşındaki Awal, üç kardeşiyle birlikte popüler Ayn Şems banliyösünde bir daire kiralıyor, ancak kiranın geçen ay iki kat artarak 2.500 Mısır lirasından 5.000’e çıktığını söylüyor.
Mülteciler aşırı kalabalıkla, kötü hizmetlerle ve Mısırlılardan daha öncelikli oldukları izlenimiyle büyüyen bir düşmanlıkla karşı karşıya. Birçoğu Avrupa’ya geçmeden önce geçici olarak buradalar.
Mültecilerin sosyal etkisi
Savaştan kaçanlar başlangıçta misafir olarak karşılandı ve herhangi bir kızgınlık yaşanmadı. Suriyelilerin iş piyasasına hızla entegre olmaları ve ülke içinde eşit bir şekilde dağılmaları, mülteci yoğunluklarını önlediği için buna yardımcı oldu.
Ancak geçen yıl Sudan’dan çok daha fazla sayıda gelenler dağılmadı, kümelendi. Özellikle Kahire’de hem kira piyasası hem de hayat pahalılığı üzerindeki etkiler başkentte ürperti yaratıyor. Mısır pek çok açıdan hazırlıksızdı.
UNHCR tarafından kısa süre önce yapılan açıklamada, “Son yıllarda ülkedeki ekonomik koşullar hem mültecilerin hem de ev sahibi toplumların kırılganlığını önemli ölçüde artırdı” denildi.
“Birçok mülteci istikrarlı bir gelir kaynağından yoksunken artan enflasyonla birlikte temel ihtiyaçlar zar zor karşılanıyor. Diğer zorluklar arasında sınırlı iş imkanları ve Arapça bilmeyen mültecilerin karşılaştığı dil engeli bulunuyor.”
“Bazıları, gelişimlerini destekleyebilecek sürdürülebilir örgün eğitime erişimden de yoksun. Ayrıca önemli sayıda mülteci ve sığınmacı, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve tıbbi veya psikososyal destek almak için insani yardıma ihtiyaç duyuyor.”
Sorunlara yenileri ekleniyor
Mısır’ın ekonomisi tam gaz ilerliyor olsaydı hikâye farklı olabilirdi. Bu haliyle ülke son aylarda birkaç büyük kurtarma paketine ihtiyaç duydu. Gazze’deki savaşın ekonomik etkisi de sarsıcı oldu.
Süveyş Kanalı, Mısır için önemli bir dolar gelir kaynağı, ancak geçen yılın sonlarından bu yana Filistinlilere destek amacıyla Husilerin ticaret gemilerine düzenlediği saldırılar, büyük nakliye şirketlerinin Afrika’nın etrafından çok daha uzun rotayı tercih etmesine neden oldu. Süveyş Kanalı’nın transit geçiş ücretlerine ihtiyaç duyan Mısırlılar için bu kötü bir haber oldu.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Gazze savaşının Mısır ekonomisine maliyetinin, özellikle transit geçiş ücretlerinin ve turizmin azalması yoluyla, bu mali yıl ve gelecek mali yıl boyunca 10 milyar dolara kadar çıkabileceğini ve savaşın şiddetlenmesi halinde 13 milyar dolara yükselebileceğini tahmin ediyor.
Buna karşılık, özellikle yüksek enflasyon ve Mısır lirası değer kaybettiği bir dönemde, Mısır hükümetinin kira piyasasını kontrol altına alması yönündeki çağrılar arttı. Ancak, bunun gerçekleşme ihtimali son derece düşük.
Konut talebi artarken, konut arzı hâlâ kısıtlı. Bu durum savaş vurgunculuğuna yol açtı. Bazı ev sahipleri oturmakta olan kiracıları (genellikle Mısırlılar) tahliye ederek mülklerini çok daha yüksek fiyatlar ödeyebilen mültecilere kiraladılar. Bu şekilde, Mısırlı aileler daha düşük kaliteli konutlara itilirken, öfke birikiyor.
Hem Uluslararası Para Fonu (IMF) hem de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Mısır için büyüme tahminlerini düşürdü. Sadece barınma değil, sağlık, eğitim ve diğer hizmetlere de ihtiyaç duyan mültecileri barındırmanın maliyeti de bir faktör olacak.
Tepkiler başladı
Çarşamba günü Uluslararası Af Örgütü, Mısır güvenlik personelinin yüzlerce belgesiz Sudanlı mülteciyi zorla alıkoyduğunu ve daha sonra Sudan’a geri gönderdiğini iddia eden bir rapor yayınladı.
Mısırlılar ekonomik ve sosyal sorunları nedeniyle mültecileri suçlamaya başlarken bazıları hükümete tam göçmen sayımı yapılması veya oturma iznine vergi getirilmesi de dahil harekete geçme çağrısında bulunuyor.
Bakanlar, mültecilerin statülerini düzenlememek veya sayılarını sınırlamamakla eleştiriliyor. Bazıları da uluslararası toplumu, Mısır’ın bu kadar çok mülteciyi barındırmasına yardımcı olmak için mali destek sağlamamakla eleştiriyor.
Mart ayında Avrupa Birliği, Avrupa’ya göç ve terörle mücadele gibi alanlarda işbirliği için kısa ve uzun vadeli krediler, yatırımlar ve finansman içeren bir makro-finansal yardım paketi üzerinde anlaştı.
Bazıları, diğer Arap ülkelerinde zaten mevcut olan önlemlere benzer şekilde, sığınma talebinde bulunanların kaydedilmesi için devleti harekete geçmeye çağırıyor. Böylece mültecilerin giriş tarihleri, kalış süreleri ve statüleri belli olacak.
Analistler daha sıkı bir hükümet kontrolü olmazsa sorunların artmasından korkuyor. Finans uzmanı Dr. Tarık Mursi “Mısır her zaman dünyanın dört bir yanından gelen devrimciler, özellikle de Afrikalılar için bir sığınak olmuştur” diyor.
“Mülteci sorununa yardımcı olmak için AB’den destek almasına rağmen kiralar düşmedi, bu da sorunun sadece ekonomik değil sosyal olduğunu ve piyasayı düzenlemek için sıkı yasalar gerektirdiğini gösteriyor.”
Bununla birlikte, önemli bir görüş de ekledi: “Mısır’ı çevreleyen savaşların ekonomik etkisi, genel ekonomiye mülteci sorunundan daha fazla zarar veriyor ve Mısır ekonomisi için daha fazla uluslararası destek gerektiriyor.”
(Marcelle Nasr, Al-Majalla - Çeviri: Cansu Yiğit, harici)
NOT: Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Hürseda Haber’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.