'Okullarda ilmin yanında irfan da verilmeli'
Türkiye eğitim sisteminde 90 yıldır ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Sosyologlar, okullarda ilmin yanında irfanın da verilmesi gerektiğini, bu açıdan seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Siyer ile Temel Dini Bilgiler derslerinin önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye eğitim sisteminde 90 yıldır ciddi sorunlar yaşandığını ve bu sıkıntıların halen tam olarak giderilemediğine dikkat çeken MEKTEB Eğitim ve Kültür Derneği, (MEKTEB Der) Başkan Yardımcısı Sosyolog İnan Gezgin, okullarda ilmin yanında irfanın da verilmesi gerektiğini bu açıdan seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Siyer ile Temel Dini Bilgiler derslerinin önemli olduğunu belirtti.
Sorunlu eğitim sistemi, seçmeli Kur’an-ı Kerim , Siyer ve Temel Dini Bilgiler ile seçmeli Arapça, Kürtçe ve Zazaca dilleri hakkında görüşlerini paylaşan Sosyolog Gezgin,, çarpıcı tespitlerde bulundu.
“Menfeat sağlama aracı olarak görülmeye başlanan ilim, vahşi bir rekabeti doğuruyor”
Seküler bakış açısının hakim olduğu bir eğitim sistemi ile karşı karşıya olunduğuna işaret eden Gezgin,“Bu anlayış, eğitimi tamamen maddeci bir anlayışa evirmekte ve öğrencileri birer yarış atına çevirmektedir. Öğrenci, böylesi bir mantalitede ilmi, dünyalık bir menfaat sağlama aracı olarak görmekte, bu da öğrenciler arasında vahşi bir rekabeti doğurmaktadır.” dedi.
“İlla edep, illa edep”
İlmin sadece kuru bir bilgi şeklinde verilmesinin, ruhsuz ölü bir ceset hükmünde olacağını ifade eden Gezgin, “Atomun nasıl parçalanacağını bilen çocuk, maalesef babasının karşısında bacak bacak üstüne atıp oturmanın yanlış olduğunu bilememektedir. Bu sorunsalın ana kaynağı ise eğitim kurumlarımızda ilmin yanında irfanın verilmemesi durumudur. Nitekim Yunus Emre, ‘İndim Şam ile Halep’e eyledim ilm-i edep, ilim hiçbir şey imiş illa edep illa edep’ demesi de bundandır.
Bu sebepledir ki fen ilimlerinin yanında İslami ilimlerin de verilmesi bu anlamda mühim bir meseledir. Son yıllarda en azından Seçmeli Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ile Temel Dini Bilgiler derslerinin müfredata dahil edilmesi ‘Dindar Gençliğin’ oluşması için anlamlı bir gelişmedir.”diye belirtti.
“MEKTEB Der olarak velilerimizin seçmeli dersler konusunda hassas davranmalarını istiyoruz”
Seçmeli Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ile Temel Dini Bilgiler dersleri için başvuru süresinin ilköğretim kademelerinde 12 Şubat’ta, Liselerde ise 19 Şubat’ta dolacağına dikkat çeken Gezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“MEKTEB Der olarak velilerimizin bu konuda hassas davranmalarını önemle rica ediyoruz. Çocuklarının dinlerini öğrenebilmeleri için mutlaka Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ile Temel Dini Bilgiler derslerini seçmelerini önemsiyoruz. Bu husus geleceğimiz olan yeni nesillerin ihyası için elzem bir meseledir. Akıl ve vahyin ışığında büyüyen bir gençliğin neler yapabileceğini tüm dünyaya ispatlamak hepimizin boynunun borcudur. Zira Müslüman bir genç fen ilimlerinde bile Allah’ın varlığına ulaşma çabası içerisine girmelidir. Yani ilmi, irfanla ve ahlakla bezemelidir. Nitekim bir Müslüman tüm kitapları yalnızca bir kitabı anlamak için okur. Matematik de, coğrafya da tarih de Kur’an’ı anlamak içindir. Bunu da unutmamak gerekir.”
“Mutlaka Yaşayan Diller ve Lehçeler dersleri de seçilmeli”
Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin yanında seçmeli Arapça, Kürtçe ve Zazaca dillerinin de mutlaka tercih edilmesi gereken dersler olduğunu vurgulayan Gezgin, bu konuda şunları söyledi:
“2 kere 2 Kürtçe’de de Türkçe’de de 4 etmesine karşın, milli(!) bir eğitim anlayışı için etnisite faktörü öncelenmiş ve bir millet başka bir millete, ‘2 kere 2 dört eder’ evrensel hakikatini Türkçe söyletebilme çabası içerisine girmiştir. Bu anlayış, ana dilde eğitim hakkını rafa kaldırmış ve hatta yok saymıştır. Özellikle 80 ve 90’lı yıllarda eğitime yeni başlayan gençlerin ana dillerinden başka dil bilmemeleri ciddi sorunlara sebebiyet vermiştir. Kürtçe konuşan, Kürtçe düşünen bir gençliğin, kendi muallimlerine dönütleri ‘Türkçe bakışmaktan’ öteye geçememiştir. Bu süreç neredeyse ilkokulun sonlarına kadar maalesef bu şekilde devam etmiştir. Günümüzde bu sorun kısmen izale edilmiş olsa da hala tam anlamıyla halledilebilmiş değildir. Şu an seçmeli ders olarak veriliyor olması da bir iyileşmedir. Bu sebeple ana dilde eğitim almak isteyen öğrencilerin ders seçimlerini buna göre yapmasını tavsiye ediyoruz. Bu noktada velilerin de ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ ders seçimini ve başvuru sürelerini dikkate almaları gerekmektedir.” (Ayhan Kaya-İLKHA)